Lanet olsun!!!
Geç kalıyorum. Okula hemde ilk günümde. Ne yapacağım ben şimdi. Neyse Allah'tan ilk günümde sivil gidiyorum.Birde yeni okulum. Kendimi boş hissediyorum. Annem yok. Babam ve kardeşimle yaşadım hep. Anne yokluğu çekiyorum ama alıştım. Bakalım karşımıza ne çıkacak.
Aaaaa! Lafa daldık okulu unuttum. Hemen üzerime gelişi güzel bir mavi kot ve askılı bir bluz giydim. Kahvaltıyı es geçip kapıya koştum. Hemen binadan çıkıp otobüse yetişmem lazım. Hemen!! Aslında beni babam götürecekti ama yatıyordu ve bende uyandırmak istemedim. Neyse otobüse binince boş bir koltuk var mı diye bakındım.
Ohaaa!!
Bir tane buldum. Tam avına kilitlenmiş bir aslan gibi gidiyordum ki...Maşşallah bit tane yaşlı teyze benden hızlı çıktı. Birde yaşlılar yürüyemez derler. Bu teyze yürümedi resmen uçtu ya.! Yerimden de oldum. Napalım mecbur ayakta duracaz.
Kulaklığımı takıp müziğimi açtım. Kupa kızı sinek valesi - Teoman. Adam çok iyi söylüyor ya. Sesi ninni gibi geliyor bana. Aaa! Ben size kendimi tanıştırmak unuttum dimi? Aceleden fırsat olmadı. Ben Dilay Akay. Yaşım 17. İsmimin anlamıysa gönle ışık saçan, ay kadar güzelmiş. Ama ben kendimi asla öyle hissetmedim.
Uzun düz kahverengi saçlarım, Kahverengi gözlerim, 1.68lik boyumla normal bir insanım. Kendime çirkin demiyorum. Ama güzelde demiyorum. İkilemde kalmış durumundayım.
Telefonumun çalışı ile kendime geldim. Arayan kişiye bakınca sebepsiz sırıttım. Bu kişi ise namı değer MÜJDEM. Yani büşrammm. Kendisi benim tek arkadaşım. Okulda hiç arkadaşım olmazdı. İstemezdim. Az olaylara karışmadık değil. 😁😁
Neyse kendisi ile bebeklik arkadaşıyız.
Canım benim. Küçükken poposuna vururdum hep. Oda mızmızlanırdı. Elimi cimciklerdi. Sonrada yalpalaya yalpalaya babama gider beni şikayet ederdi. Tabi lafı yiyen ben olurdum hep. Canı acıyan ben, lafı yiyen yine ben. Ama gerek iyi günde gerek kötü günde hep birbirimizi kolladık.
Hep aynı okulda okuduk. Ama olduğumuz son lisede olay çıkınca kabak bize patladı. Günah keçisi biz seçildik. Ve başka okula gönderildik. Neyse hemen açayım da laf yemiyim şimdi ben bu kızdan."efendim büşram"
"nerde kaldın kız? İki saattir seni bekliyorum okul kapısının önünde ağaç ettin beni çabuk gel!"
Allahtan iki saat olmadı ha. "büşram benim saat daha yedi buçuk ne iki saati. Daha gün bile yeni yeni doğuyor. Geliyorum zaten otobüsteyim. Ahanda okulun olduğu sokakta indim geliyorum hadi kapat."" Tamam gel hadi bekliyom" ve suratıma kapanan telefonla bir kaç saniye öyle kalakaldım. Sonra bir anda kulağıma "DİLAYYYYYYY!" diye bir ses geldi. Yada tabiri caizse cırlama desek daha doğru olur. Neyse bende aynı şekilde cırladım. "BÜŞRAAAAAMMMMMM"
Sonra ne mi oldu. Sonuç yerde yatan iki manyak. Birbirimize sarılalım derken yerle sarıldık. Büşra'lar okul tatile girince yazlığa gitmişlerdi. Ama biz evde kalmıştık. Ama sanki hep yanyanaymış gibi görüntülü konuşurduk.
Sonra ayağa kalktım. Kalktık.
Herkes bize bakıyordu. Tabi bizden cevap gecikir mi.?tabi ki de hayır.
Aynı anda"NE BAKIYONUZ HADİ İŞİNİZE!!!"
"NE BAKIYONUZ HADİ İŞİNİZE!!!"Üstümüzü sirkeleyip içeri geçiş yaptık.
Doğruca nöbetçi öğrencinin yanına gidip müdürün odasını sorduk. Odanın kapısının önüne vardığımızda ikimizi bir gülme tuttu.
Ve kahkahalarımıza engel olamadık. Birbirimizi dövmeseydik biz zor susardık. O kessin. Müdürün kapısını çaldık ve gir sesini beklemeden içeri girdik ki bir de ne görelim.
Ohaaa!!Birbirinden taş dört erkek. Ama erkek demeye bin şahit ister. Biz kısaca taş diyelim.
Gömlekler bile o kasları zor tutuyor. Korkuyorum o gümleğin düğmesi çıksın da adamların vücudu çıplak kalır falan sonra gelde uğraş.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
🏔UÇURUM ⛰
Teen FictionUçuruma yavaş yavaş yaklaşan . Ve bunun farkında bile olmayan. Bir kızın. Dilay'ın hikayesi bu. Peki onu uçuruma iten Ve onu kurtarmaya çalışan kimler. Bunu hep birlikte okuyup öğrenelim isterseniz ... iyi okumalar... oy ve yorumlarınızı bekl...