Karşımda tam olarak Ateş ve tayfası duruyor. Ne yapıcam ki ben şimdi. Hocayı bile tınlamadan yanımdaki boş sıraya geçiş yaptı. Bir de hemen dibimde mi oturacak. Bari yanındaki benim tarafıma otursaydı. Hoca,
"Ateş, Araf, Mert ve Emre. Hadi Ateş'i saymıyorum. O zaten saygısız. Gençler bari siz ona benzemeyin. Neyse yoklama oluyorum. Normalde yok yazardım. Ama bugün yeni gelen öğrencilerin hatrına yazmıyorum."
Aman ne hatır!! Hocam yok yazın Allah aşkına ya.Bir dakika ya Ateş bana mı bakıyor yoksa ben mi yanlış görüyorum.
Bilemedim şimdi. Bir saniye alttan alttan bakım. He vallaha bana bakıyor.
Dur bende bakıyım. Ağırlığımız olsun biraz değil mi ama?Bakışma kaç saniye sürdü bilmiyorum ama Büşra'nın elini gözümde görmeme gerçek dünyaya döndüm. Eh zaten Bir tek o beni böyle şeylerden kurtarır birde zil tabi.
Of ya bu niye yine bana bakıyor. Ayrıca fark etmedim değil. Bizim umursamaz Büşra'ma da talip buldum. Yanındaki adı yanlış değilsem Araf'tı. Ama baya yakışıklıydı ben bunu konuşurdum büşraylan.
Artık Ateş'e bakmak istemedigim için önüme döndüm ve derse odaklanmaya çalıştım.
Sonunda öğle arası geldi.
Kendimi çok yorgun hissediyorum.
Anlamıyorum.
Madem bir öğretmen tüm dersleri anlatamıyor. Peki bize neden tüm dersleri öğretiyorlar. Tek bir beyin için bu kadarı fazla.Haksız mıyım?
Tuana' nın yanında kaldık
Baya eğlenceli bir kızdı. Sevgilisi yoktu.
Ama böyle güzel bir kızın sevgilisinin olmaması değişik geldi bana. Aslında benimde yok. Şuana kadar hiç olmadı.
Teklifte gelmedi orasi ayrı mesele de neyse.
Ama Tuana gibi bir güzel afetin olmaması. Birde fazla arkadaşı yokmuş. Zaten ben de olsam benimde olmazdı. Bu okuldakilerin hepsinin yeri ayrı oynuyor. Hepsi birbirinden beter.
Ama Tuana'dan ögrendigin kadarıyla en kötüsü varmış.
Adı Şebnem'miş. Kendisini Ateş'e yamamaya çalışıyormuş. Ama Ateş bey yüz vermiyormuş.
Vermesinde zaten.
Ay! ne diyorum ben yaNeyse biz Tuana'ya dönelim. Kendisinin çok tatlı yanakları var. Biraz pembeler ben ilk allık sandım
Hatta Büşra da öyle sandı. Ama gerçek yüzü böyleymiş. Sonra zaten o dudaklarına ikimizde bayıldık. Büşra erkek olsa yürürdü Tuana'ya.Öyle diyor. Bende yürürdüm. O derece güzeldi. Eh sonradan ondan öğrendiğim kadarıyla satranç falan oluyormuş her öğle arası .
Bende hemen kalktım. Satrancı çok severim oynamayı da ama pek beceremem. Evde de benimle oynayan olmadığı için gelişemiyorum da öyle yerimde sayıyorum.
Bizimkilere " Ben satranca gidiyom yalanınız varmı? "
Ama ikiside hayır dercesine kafalarını sallayınca. Satrancın olacağı yeri öğrenip oraya gittim.
Gittiğim de baya doluydu bende hemen boş bir sıra bulup oraya yerleştim.Karşımda tatlı biri vardı. Benimle aynı boydaydı. Ama ben bir kaç santi. Ondan uzundum tabi.
Hemen başladık oynamaya o arada tanışıyoruz. Adı Yusuf'muş. Çok iyi birine benziyordu. Ben tuttum açıkçası yani gözüm tuttu. Biz tanışırken ben onu yenmistim bile. Yusuf'un zoruna gitti tabi. Yarın için tekrar sözleştik.
Ve gitti yemek yiyecekmiş. Karşıma bakmadan taşları düzeltiyordum ki karşıma birini hissettim.Başımı kaldırmadan taşları düzeltmeye devam ettim. Bıktırınca kafamı bi kaldırdım birde ne göreyim beğenirsiniz?
Karşımda oturan ATEŞ!
Hemen şaşkın yüz ifademi sildim. Ve etrafıma baktım. Kimseye yoktu bizim dışımızda azcik tırsmadım değil yani
Sonucta ben bir kızım ve ben bir erkekle tekim. " Naber fıstık"
Fıstık mi?
Ben mi acaba kör mü?Bence bir gözlük takmalı. Ben balık etliyim. Balık. Bari zayıf olsam neyse.
" gözlük tak. Gözlük! Belki işine yarar. Malum görme bozukluğun varmış gibi duruyorda. Emin olamadım. Doktora git sen en iyisi. "
Baktığım zaman içimden bir ses onu elinden geldiğince sinir et diyordu ,
Diğer tarafimsa onu boşver diyordu.
Taraflarıma isim bulmalıyım çok sık karşıma çıkıyorlar.Hatta buldum. Hani avlu dizisindeki Azra boşver diyen tarafım. Psikopat tarafimsa Alp olsun. Adam çok iyiydi. Bir ara acaba gerçekten öyle mi diye düşünmedim değil yani.
Ahhh Alp !
"Alp kim ?"
Bir an uğradığı. Dusnucemden çıkarak
"Hıı?" Demiş oldum. Kendisi azcik sinirlenmişmiydi bana mı öyle gelmisti.
Dur daha bugün bir nooluyo arkadaş.
"Alp kim? Alp?" Gelecekteki sevgilim olacak inşallah.
"Sanane kimse kim hem sen niye karışıyorsun? Sana bu hakkı kim veriyor.""Ben veriyorum." Küstah ne olacak !
"Sana sabah dediğim şeylerden dolayı geldim görüşücez demiştin değil mi .
Evet demiştim.
Bana bak b-" Ruhuma el fatiha. Okuyun bir tane. Bugün bana yarın size.
"Baktım. " diye susturdum zaten otomatik sustu.Bir anda kapını açılma sesiyle ikimizde o tarafa döndük. Karşımda şu içen bir Yusuf beklemiyordum. Sanırım karşımdakini daha görmemişti.
"Diloş geldim. Ha-"
Anlaşılan gördü. Dilay ona uzun ve saçma geldiği için diloş diyor. Aslında ikisi de aynı uzunlukta sadece iki harfi değiştirince ne oluyor anlamıyorum. Ama iyiki geldin .beni kurtardın. Sana minnettarım!
"Ooo Yusuf bey nerde kaldınız bende merak etmiştim. Nerde diye ayrılmazdın buralardan ne olduda ayrıldın dikkat et kendine. Mazallah birşey falan olur sonra üzülmeyesin."
Ne diyor ya bu? Aralarınsa bir şey mi oldu acaba?"Yok yok buralardayim. Gitmedim bir yere emin ol gitmeyede niyetim yok."
Daha fazla uzatmak istemsdigi ıçin hemen aralarına girip
"Geldi mi Yusuf.Hadi gidelim bizde.
Hoşçakalma Ateş. Hadi görüşmeyiz birdaha."diyerekten ayrıldım ordan Yusuf'la birlikte. Kapıya baktığımda tayfasının da kapıda beklediğini gördüm.
Azcik tırstım aslında.Hemen Yusuf 'a işim olduğunu söyleyip
Kızlara doğru aşağı yol aldım. Zaten zil çalmıştı. Ders vakti.Ben yokken okuyun ve yorum yazın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🏔UÇURUM ⛰
Roman pour AdolescentsUçuruma yavaş yavaş yaklaşan . Ve bunun farkında bile olmayan. Bir kızın. Dilay'ın hikayesi bu. Peki onu uçuruma iten Ve onu kurtarmaya çalışan kimler. Bunu hep birlikte okuyup öğrenelim isterseniz ... iyi okumalar... oy ve yorumlarınızı bekl...