Seni Seviyorum

29 1 0
                                    

Evet büyük gün dediğimiz gün gelmişti sanırım diye düşünüyordum Matt beni uyandırırken. Bi dakika , bi dakika... Matt mi ? Matt mi gelmişti ? Hayal gördüğümü zannedip gözlerimi yumuşturup tekrar baktım.

- Hadi be uykucu meleğim , uyansana artıkk

- Mattt !!! İnanamıyorum sana nerelerdeydin çok özlediim dedim ve boynuna sarıldım. Matt benim çocukluğmdan beri en iyi dostlarımdan birisi. Ailemle aileleri tanışıyor yani aile dostlarımız diyebilirim.

- Dünyaya göreve indiğini duydum Rosa o yüzden geldim şu meleği tatlı uykusundan uyandırayım diye düşündüm

- Ya öyle mi yani göreve gitmeseydin uğramayacaktın bile yanıma ?

- Öyle şey olur mu biriciğim gel hadi aşağıda anneciğin kahvaltı hazırlamış. Aşağıda bekliyorum canıım

- Tamam Mattcim giyinip geliyorum dedim ve gülümsedim. Sonra Matt de odadan çıktı

Üzerime sarı insanların japene dediği bi gömlek ve altıma beyaz pantolon giydim. Saçlarımı melek yardımcılarımdan birisine bukle yaptırdım ve aşağıya indim kahvaltı yaptıktan sonra annemi ve babamı öpüp Matt'le uçurumun kenarına gittik.

-Yarışa hazır mısın Matt ?

- Ah , evet tabikii beni geçmen için biraz büyümen lazım minik melek

- Benden sadece 10 yıl büyüksün Matt abartma ben 100 yaşındayım sen 110 . dedim ve güldük

Kanatlarımı açtım ve rüzgarın altında serin bi şekilde süzülmek için kendimi hazırladım ve 4 deyince dedim Biir..............İkii...............Dörttt! diye bağırdım ve aşağıya atladım. Arkadan gelen Mattin Haksızlık amaa deyişini duymuştum süratli bi şekilde aşağıya inerken yere biraz daha yaklaştığımı fark edip kanatlarımı çırptım ve yere biraz daha yavaşlayarak indim. Okulun arka tarafında indik ve insan görünümünü alıp kimsenin olmadığı bir yerde görünür olduk. Okula doğru yürümeye başladık ve okulun önüne gelince Matt'le sarıldıktan sonra okula girdim. Okula girdiğim zaman kapıda büyük bir şokla karşılaştım. Jusner beni kapıda elinde kırmızı güllerin olduğu çicek demetiyle bekliyordu ve yüzü asıktı. Niye yüzünün asık olduğunu anlayamasam da yanına gittim

-Günaydın Jusner ! Nasılsın ? diye sordum neşeyle

- 5 dakika öncesine kadar çok iyiydim sabah seni kapıda karşılayayım , bu çiçekleri veririm mutlu olursun diye düşünmüştüm ama senin kapıda sarıldığın sevgilin alır sana değil mi ! diye bağırdı sinirlenerek. Niye sinirlendi anlayamamıştım. Ne sevgilisinden bahsediyordu ? Sarılmışsam noldu kibo brnim en yakın dostum.

- Ne sevgilisinden bahsediyorsun Jusner o benim küçüklüğümden beri tanıdığım en yakın sayılı dostlarımdan. Ama sen niye sinirlendin anlamış değilim birşey yaptıysam özür dilerim. dedim onu kırmamaya çalışarak. Ben kimseyi incitemezdim. İnsan görünümünde olsam da ben bir melektim ve ilk defa bir insan bana bağırıyordu ve ilk defa sinirlenen bir canlı görmüştüm. Bizim doğamızda sinirlenmek yoktu.

- Hiç ya , hiçbirşey yok Rosa dedi Al bu çiçekler senin için günaydın ! dedi sert bir sesle

- Tamam o zaman sınıfa gidelim dedim ve yürümeye başladık. Tek kelime etmiyordu. Neden sinirlendiğini anlayamadım dedim sakin bir sesle

- Saf ayağına yatıyorsun sanırım , anlıyorsun ama çaktırmıyorsun anladım seni... Ama bugün akşam öğreniceksin merak etme dedi ve her zamanki gülümsemelerinden birisini attı. Neyi öğrenecektim ki ? Anlayamamıştım. Ama sadece Tamam demekle kaldım ve sıralarımıza oturduk. Genelde stpehan ve Sofia'yla takıldım arada da Jusnerle. Sofia benim tek gerçek arkadaşım.

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin