3.bölüm

336 25 12
                                    

Kapıyı açıp elimdeki anahtarı dolabın üstüne fırlattım. Yorucu bir gündü. Tabi günün yarısını Sarp ve Doruk ile küs olarak geçmişti ve onlarla konuşmamak beni gerçekten yormuştu. Çantayı da ayağımla tekmeledikten sonra kapıyı kapattım. Salona geçip kendimi koltuğa attım tabii bu rahatlığım içeriden gelen sinir bozucu ses ile son buldu. Hışımla diğer odaya geçtim ve telefonu elime aldım.
 
‘’Söyle’’
‘’Oğluşum’’ annemin bunu söylemesine ister istemez göz devirdim.

‘’Söyle anne’’
‘’Kara kuzum bugün ben geç geleceğim onu haber vermek için aradım’’
‘’Birincisi anne ben kumralım ikincisi bu kadar çok çalışmanı istemiyorum geç gelmeler falan sana çok iş veriyorlar’’
‘’Arda’m napayım iş bu elimde değil yapar gelirim ayrıca kumral olduğunu biliyorum lafın gelişiydi’’ Hala bana laf yetiştiriyor olması benim annem olduğunun kanıtıydı.

‘’İyi bitince ara gelir alırım ben seni’’
‘’Gerek yok şirketin arabasını aldım onunla geleceğim’’
‘’Tamam dikkat et’’
‘’Ederim kara kuzum seni seviyorum’’ Bir de benimle dalga geçiyor.
‘’Bende’’ diyerek telefonu kapattım. Annemin bu kadar çok çalışmasını istemiyordum. Küçüklüğümden beri bununla sorunlarım vardı, anneme her bunu dile getirdiğimde mecburum deyip beni idare ederdi.

Mecbur olma sebebi babasızdım. Bana bakmak için sürekli çalışan bir annem vardı. Baba dediğim herif annemi ve beni 1 yaşındayken terk etmişti. Daha neyin ne olduğunu bilmezken babasızdım. Hep bir tarafım eksik kalmıştı. Annem sırf benim için güçlü kalıp bana hem anne hem baba olsa da eksiktim işte.  Ne kadar eksik olsam da anneme bunu belli etmemeye çalışıyordum onun üzülmesi demek benim kahrolmam demekti. Bu zamana kadar o benim için yaşadı, bende onun için yaşadım. İyi bir evlat oldum, derslerimde başarılı oldum. İnsanların beni parmağıyla gösterecek kadar mükemmel bir çocuktum. Annemi hep gururlandırdım. Ta ki Hayal’e olan aşkımı fark edene kadar.  İyi çocuk oluşum onun hiç dikkatini çekmemişti. Ama bu onu sevmem için bir engel değildi. Hayal’i hiçbir zaman suçlamamıştım çünkü o onu sevmem için hiçbir şey yapmamıştı. En azından yaşarken bana aşk duygusunu karşılıksız da olsa yaşatmıştı.

Düşüncelerimden şiddetle vurulan kapı sayesinde sıyrıldım. Kapıyı açar açmaz üst üste yığılan Sarp Ve Doruk olduğunu bilseydim kapıyı hiç açmazdım. Hala tepişmeye devam ediyorlardı.

‘’Lan çek elini kolunu’’ Sarp’ın cırlayan sesini duyduğumda gözlerimi devirdim.
‘’Sarp götümü elliyorsun’’ Doruk’un çırpınışları güldürmüştü.
‘’Harbi mi?’’
‘’Harbi’’
‘’Az daha elleyim o zaman her gün göt ellemiyoruz’’

Tepişmelerini kesip içeri geçtiklerinde bende kapıyı kapatıp arkalarından gittim.

Sarp az önce benim yayıldığım koltuğa yayıldığında içim acımıştı. Ben daha keyfini çıkaramadan o ibne çıkaracaktı. Sarp bana dönüp sırıtarak konuştu.

‘’Eee Arda bey nasılsınız iyisiniz inşallah’’
‘’Tabi siz gelene kadar bomba gibiydim!’’
‘’Sen tam bir malsın! Senin şuan harika olman gerekiyor. Hayalle çalışacaksın. Senenin sonuna kadar çalışacağınız bir ödev üstelik.’’
‘’Bunun bende farkındayım Sarp ama beni korkutanda bu zaten o kadar sene boyunca onunla hiç konuşmadan uzaktan sevdim. Yakından gözlerinin içine bakarak, onunla konuşarak nasıl severim bilmiyorum. Ben uzaktan sevmeyi biliyorum,  bunu yapamam. Bu kadar yakınımdayken ona sarılmadan nasıl dururum bilmiyorum.’’
‘’Saçmalama oğlum kudurmadığın sürece ona neden sarılasın ki. Kendini tutman gerekir. Sen ona sarılmaya bile kıyamazsın.’’ Haklıydı ama ben buydum işte, aciz.
Bu halime birden gülmeye başladığımda Doruk da bana katılıp gülmeye başlamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayallerimdeki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin