Yorucu geçen gecenin ardından gün yavaş yavaş doğuyordu. Nazlı ve Ali yüzleri birbirine bakacak şekilde birbirlerine sarmaşık gibi dolanmış vaziyette uyuyorlardı. Nazlının eli Alinin göğüsünde Alinin bir eli Nazlının saçlarında diğer ile ise belindeydi bacakları da birbirine karışmıştı. Nazlının ufak kıpırdanmasıyla bu defa ilk gözlerini açar açmaz mükemmel manzarasıyla karşılaşmıştı. Sanki ilk defa görüyormuş gibi Nazlıyı izlemeye başladı. Nazlı çok güzel bir kadındı. Uykuda hafif karışmış ve gözünün üstüne doğru dökülmüş beline kadar uzanan mükemmel saçlarına baktı. Saçları çıplak göğüslerine dökülmüştü ve aşık olduğu göğüslerinin bir kısmını kapatmıştı. Elleriyle karısının saçlarını biraz okşadıktan sonra göğüslerini kapatmasını engellemek için arkasına doğru attı. Karısın göğüslerinin vücuduna oranlı ölçülerine bayılıyordu. Nazlının bu zamana kadar onu reddetmesine nasıl dayanmıştı anlayamıyordu. Göğüslerini gördükçe heyecanlanıyor ve arzusu kabarıyordu. Acaba uyandırsam mı diye içinden geçirdi. Ali daha sonra tekrar yavaşça gözlerini yukarıya doğru kaydırarak karısının aşık olduğu yüzünü incelemeye devam etti. Nazlının dokunmayı ve öpmeyi çok sevdiği minik tatlı bir burnu vardı. Şuan masum görünen o mükemmel hafif dolgulu dudaklarının gece kendi dudaklarını nasıl öptüğünü hatırlayınca içi kıpır kıpır olmuş kasıkları karıncalanmıştı. Dayanamayıp uyandıracaktı ki Nazlı gözlerini açmıştı.
Ali karısına tebessüm ederek "Günaydın günümün güneşi" dedi.
Nazlı kocasının bu tatlı günaydını ile keyiflenmiş bir şekilde tebessüm ederek "Sana da günaydın yakışıklı kocam benim" dedi.
Daha sonra işaret parmağını Alinin dudaklarının çevresinde gezdirmeye başladı Ali bir hamleyle Nazlının parmağını hafif ısırdı. "Yakaladım işte." dedi.
Nazlı çığlıkla karışık küçük bir kahkaha atmıştı. Aliyle bu şekilde şakalaşmayıı çok seviyordu. Ali yavaşça karısını göğsüne yatırdı.
Nazlı parmaklarını Alinin göğsünde gezdirirken "Ali bir şey soracağım" dedi.
Ali "Efendim çiçeğim söyle" dedi.
Nazlı "Ama doğruyu söyleyeceksin söz ver" diyince Ali iyice meraklanmıştı "Sana yalan söyler miyim hiç hadi sor" dedi.
Nazlı dün geceden beri aklındaki soruyu bir hışımla sordu." Aslı kim ali?" Ali de aynı soruyu Nazlıya yöneltmişti. "Aslı kim karıcım?" Dedi.
Nazlı Alinin onunla dalga geçtiğini düşünerek "Ya Ali dalga geçme benimle dün gece Aslı sen misin dedin ya bana " diyerek söylendi.
Ali gülerek "Nazlı bunu kafana taktığını söyleme sakın bana baksana hatırlamıyorum bile ne dediğimi" diye cevap verdi.
Nazlı tatmin olmamıştı gözlerini Aliye dikerek sert bir bakış atınca Ali "Nazlı saçmalama nolur. Şu halime baksana senden başkasını görmüyorum duymuyorum. Kokunla yaşıyorum farkında mısın? Sence aklımda başka birinin olma ihtimali var mı?" diye sordu. Kocasının bu söyledikleri hoşuna gitmişti. Şirin bir şekilde tebessüm ederek "İyi öyle olsun bakalım" dedi.
Ali karısının bu tavrına onu gıdıklayarak karşılık verince Nazlı kahkahayı basmıştı. Ali "Sessiz ol biraz bütün gece sesimizi dinlettin zaten tüm Odalara dedi." Nazlı çok utanmıştı "Ali ciddi misin sen?" Dedi. " Seni birkaç kez uyardım ama dinlemedin ki galiba zevkten çıldırıyordun" dedi. Nazlı iyice utanmıştı. Yanakları al al olmuştu. "Ali utandırmayı keser misin?" Dedi. Ali en tatlı tavrını takınarak "Hayııır." Diyerek karşılık verdi.
Nazlıyı sinirlendirmeye ve utandırmaya bayılıyordu. Nazlı "Ali ciddi ciddi soruyorum utanırım ben sesimi duydularsa çıkamam ki dışarı" dedi. "Güzelim saçmalama karı kocayız biz burası bizim odamız istediğimizi yaparız kime ne?" Dedi. Nazlı çocuklar gibi nazlanarak "Odamızda naptığımızı bilmek zorunda değiller ama Ali" dedi. Ali hınzır bir şekilde "Napıyormuşuz ki" diyerek Nazlının üzerine doğru eğildi.
