Merhaba arkadaşlar tanıtımın arkasından hemen ilk bölümü aynı gün icerisinde yayınlayayım dedim.Ama dün yükleme yapamadım. Kısmet bu güneymiş:)
Multimedya da
Sırma , Çağan( Sırma'nın erkek kardeşi) , Beliz ve Buğra var.
İyi okumalaaar :) yorum ve votelerinizi eksik etmezseniz sevinirim :)Çalar saati susturmaya çalışmak her sabah planlanmış bir iş gibi oldu benim için .Ah tabi gitmem gerek bir okul olmasaydı,kendi işimin patronu olsaydım seve seve kalkardım ama yok okula gidiceksin. Ne gıcık birşeydi ya her sabah aynı şeyleri yapmak . Sıkıcılıkta çığır aşmaktı bu kendimi robot gibi hissediyordum. Ama hayallerime giden yolda okula ihtiyacım vardı.
Yine her sabah olduğu gibi annemin gazabına uğramamak için yatağımı topladım elimi yüzümü yıkarken aynanın kenarındaki yazı yine gülümsetti beni
"mis kokulu bir sabaha günaydınlar :)"hayallerime ulaşacağım o günü dört gözle bekliyorum. Her sabah gördüğüm bu yazı beni istisnasız gülümsetiyor . Her gün bir adım daha yaklaşıyorum.Ben düşüncelere dalmışken annemin sesi geldi
"Sırma kızım yinemi uyanamadın değilmi. Uyumazda film izlersen bütün gece sonra tabiki uyanamazsın .Bak hala ses vermiyor kime diyorum ben uyan bakalım kahvaltı ha-"
Sesinden hemen sonra da kendisi :D
"Bak bak bak hanımefendi uyanmış o kadar konuşuyorum cevapta vermiyor formalarını giy hemen gel yumurtanı soğutma"Iyy yumurtamı of her sabah yumurta yiye yiye yumurtaya dönüşücem.
Formaları takmayan bir özel okulda olunca yine normal kıyafetlerimi giydim.
Aşağıya indim ve yine annemin zorla uyandırdığı ve masada annemin çığlıklarının izin verdiği kadar uyuyan kardeşim ve elinden düşmek bilmeyen gazetesiyle birlikte babam yine yerini almıştı kahvaltı masamızda. Oturmuş birşeyler yiyorken zil çaldı tabi yine ben bakacaktım kapıya ki büyük ihtimalle gelen Beliz dir.
Beliz benim ilk okul arkadaşım ilk tanıştığımız günden beri çok yakınız hiç ayrılmadık üniversite de ve hayallerimi gerçekleştirirkende yanımda olmasını istediğim en önemli insan neşe kaynağım mutluluğum sırdaşım kısaca herşeyim . Kapıyla aramda az mesafe varken zil ikinci kere çalınca Beliz olduğundan emin olmuştum çünkü ancak o bu kadar sabırsız çalardı kapımızı .
Açar açmaz üzerime atladı bu Belizin sık sık yaptığı hareketlerinden birisiydi tabi mutluysa. O mutluluğun verdiği enerjisini benim üzerimde kullanması da ayrı birşeydi. Ah deli kız acaba yine neyin enerjisiydi üzerindeki
"Ohooo güzellik sen hala kahvaltı mı yapıyorsun ya . Arkadaşın dünya yı kurtaracak ama sen hala tıkınıyorsun hadi al çantanı da çıkalım"
Allahım her sabah aynı şeyi yaşıyorduk. Benim uyuşukluğumdan şikayet eder ve arka arka bir sürü söz sıralardı.
"Sana da günaydın canım iyiyim kahvaltı yapıyordum. "
Beliz kahkaha atmaya başladı.
"Amanda aman hal hatır sormadım günaydın demedim diye bozulurmuş "
Sulu sulu öpmeye başladı daha ben cevap vermeden Allahtan annem imdadıma yetişti de kurtardı beni ıslak öpücüklerden. Belizi kahvaltıya davet etti annem ama geç kaldığımızı servisin gelmek üzere olduğunu söyledi vb şeyler söyleyerek hem kendini hem beni kurtardı annemin gözetimi altında yumurta yemekten .
İlk ders ingilizceydi en sevdiğim derslerden birisi de denilebilir hem Leyla hocayı da çok seviyordum. Biraz sohbet ettik Leyla hocayla sonra derse başladık. İngilizcemi en çok 'The Originals ' izleyerek geliştirmiştim. Klaus'un ingiliz aksanına kapılıp onu anlamaya çalışmaktan oluyordu tek başına hayranlık yetmiyordu sonuçta :)
Bilgisayar, Coğrafya olarak geçen derslerden sonra son iki ders kalmıştı. Ders beden ee tabi her öğrenci için en sevilesi derslerden birisidir . Okulda voleybol takımı kaptanıydım ve sene sonunda liseler arası voleybol turnuvaları var. Özlem hoca bu yüzden çok ilgileniyordu bizimle derslerde sürekli olmasada antreman yapıyorduk.Spor salonundaydık havanın soğuk olması nedeniyle gerçi yazın da zar zor ikna ediyorduk bahçeye file takılıp dışarı çıkmak için orası da ayrıydı.
Nihayet okul bitti ve servislere bindik Beliz ingilizce dersinden sonra gitmişti anneannesi fenalaşmıştı söylediğine goree kendisiyle gitmeyi teklif ettim ama gerek olmadığını söyledi. Onu ziyarete gitmelidim aklımın bir kenarına yazdım ve kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
Eve geldiğimde kimse yoktu . Hemen üzerimdekilerden kurtulup eşofmanlarımı giyinip Buğrayı aradım iki gündür okula gelmiyordu.Sürekli midesi bulanıyormuş . Yine aynı şey aklıma gelince gülmeye başladım Belizle birlikte baya dalga geçmiştik Buğra yla "hamilemisin yoksa babası kim " gibi sorularla çıldırtmıştık . Aramalarıma cevap vermiyordu. Onu da merak ettiğimden ilk önce onlara gitmeye karar vermiştim .Belizle tek başıma başedemezdim çünkü bu sıralar fazla konuşuyordu. Evlerimiz aynı sitede olmasına rağmen bahçeler olduğu için patenlerimi giydim.
Kapıyı Esma teyze açtı.Sessizce Buğra'nın nerede olduğunu sordum. Herzamanki gibi odasında playstation oynuyordu. Hey bir dakika hemde bensiz.! Kapıyı çalmadan pat diye girdim odaya ama gördüğüm manzarayla hemen geri çıkma hatta evden ve hatta siteden çıkma isteği uyandırdı bende içerisi felaket derecede çerez, cips gibi yiyeceklerin karışımı kokuyordu. Yerde pizza kutuları ice tea kutuları ve üzerinden çıkarılıp fırlatılmış kıyafetlerle harmanlanmış bir odayla karşılaştım. Arkasını bile dönmeden
"Kimse girmesin şu odaya demedim mi ben hem bu nasıl bir gir-" oyunu durdurdu ve kafasını çevirip beni görünce hemen yatağın altına fırladı.Olayı anlatmaya başladığında gerçekten şok oldum.Kız arkadaşı Eylül ün Buğra yı aldatması mantık işi değildi. Yetmezmiş gibi birde aldattığı çocuk ve arkadaşlarıyla kavga etmişti . Kaşı ve dudağı patlamış. Yani mide bulantısı olayı yalandı. Bunu hesabını sonra soracaktım şimdi ona moral vermeliydim. Hem aklım almıyordu gerçekten ya bir insan Buğra gibi bir erkeği niye aldatırdı ki? Çocuk yakışıklı tatlı romantik zengin ve daha birçok özelliği vardı .Kardeşim gibi görmesem aşık olabileceğim hatta direk nikah masasına götürebileceğim cinsten bir çocuktu. Tercih ettiği kişiyi gerçekten merak etmiştim. Aah ne saçmalıyordum böyle. Eylül'e de bir hesap sormam gerekiyordu. Kimse benim canım dediğim insanların canını yakamazdı. Buğrayla biraz ilgilenip bir el pes atmam şartıyla kendine geleceğini ve benimle birlikte Beliz'in yanına gitmeyi kabul etti. Beliz'i merak etmeye başlamadım da değil şimdiye kadar kendisinin beni araması ve başımı şişirmesi geriyordu . Neyse ilk Buğrayı halledecektim . Pes oynadıktan sonra Buğra hazırlanana kadar bende biraz etrafı toparlamaya başladım. Buğra ların durumuz bizden daha iyiydi. Yani iki sene önceye kadar bizim de durumumuz baya iyiydi taki babam mallarının % 75 ini kaybedene kadar. Gerçi nasile olduğunu hala bilmesekte ve sürekli kavga esnasında anne ve babamın kullandığı bir meseleydi .
Buğra hazırlanıp geldiğinde yola çıktık . Buğra'nın arabası vardı bizden de bir yaş büyüktü yani 18 yaşındaydı . Yoldayken Beliz'i aradım açmadı. Tekrar aradım meşgule aldı. Daha çok merak ettim tam tekrar arayacakken mesaj geldi.
"Şuan iyi değilim.Seninde canını sıkmak istemiyorum. Lütfen sonra konuşalım. "Mesaj beni hem daha çok endişelendirdi hemde kızdırdı. Ne demek iyi değilim seninde canını sıkmak istemiyorum . Neydim ben iskele babası mı . Hemen cevap yazdım.
"Ben neyim ya dış kapının dış mandalı mı? ! Kızdırma beni aç şu telefonu sen iyi değilsen benden iyi olmamı bekliyor olman büyük saçmalık. Hemen aç şu telefonu" yazıp gönderdim ve iki dakika sonra tekrar aradım . Açtı bu sefer kızmam gerkiyordu şuanda ona ağzımı açtım
"sen ne dengesiz kelimeler kullanıyorsun ya sen iyi değilsen ben sensizim diye kötü olurum zaten söyle bakalım ne oldu ?"dedim cevap gelmedi. Ağzımı açtım tam cırlayacakken Beliz'in ağlama ve hıçkırık sesi ile doldu kulağım. Neydi şimdi bu? Beliz'e ne oldu ? Neden ağlıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bade
RomanceBelkide hayallerinizin gerçekleştiği o yerde yeniden başlayacaktır herşey. Yıllarca hayalini kurduğunuz şeyi elde ettikten sonra ''bam'' geçmişiniz karşınızdadır ;) Belkide eksik olan hayaliniz o günden sonra tamamlanır .