Özel üniversite, tam tahmin ettiğim gibiydi. Baba parasıyla hava atan zengin züppeler ve bakımlı barbie bebeklerle doluydu.
Zayn, arabayı parkedip yanıma geldi ve başıyla yürümemi işaret etti. Zaten gergin olduğum için bir şey demeden büyük adımlarına koşarayak yetişmeye çalıştım. Peşinden koşarken ayaklarım bir birine dolandı ve dengemi kaybedip düşecek gibi oldum. Tam düşecekken bir el kolumdan tuttu ve beni havada yakaladı. Az daha düşecek olmanın verdiği şokla bir an donup kaldım. Bir kaç saniye sonra hala kolumu tutan elin sahibine çevirdim gözlerimi.
Dünyanın en güzel göz rengine sahip bir çocuk duruyoru karşımda. Gülerek bir şey soruyordu fakat ben hala az daha düşecek olmanın hem de çocuğun güzel gülüşünün şokunu yaşamakla meşgul olup hala ağzımı açıp cevap verememiştim.
Bir anda kolum çocuğun elinden zorla çıkarıldı ve Zayn görüş alanıma girdi. Dışarıdan sakin olsa da gözleri ateş saçıyordu. 'Aby, düzgün yürü.' dedi sakin fakat sert bir sesle. Hala bir şaşkın olduğum için kafamı sallayarak dediğini onayladım sessizce.
Gözüm, yanımızdaki çoçuğa kaydı. Gülümseyerek bana bakıyordu. Zayn'e garip bir bakış atıp, bana döndü ve 'İyi misin?' diye sordu gülümsemesini bozmadan. Zayn'in yanimda gerildiğini hissediyordum. Başkaları tarafından hissedilmeyen fakat benim fazlasıyla hissettiğim gerginliği arttırmamak adına 'İyiyim, yardımın için teşekkür ederim.' dedim küçük bir tebessüm eşliğinde. Karşımdaki çoçuk tam cevap verecekken Zayn elimi tutup beni girişe doğru çekiştirmeye başladı. Arkamızda kalan çocuğun 'Bu arada ben Harry!' diye bağırdığını duydum binaya girmeden hemen önce.
♦♦♦
Rektörün odasından çıkıp sınıflarımıza doğru ilerlemeye başladık.
Zayn, 21yaşındaydı. Benden iki yaş büyük olmasına rağmen bir üst sınıfımdaydı. Bu, küçükken beni yalnız bırakmak istemediği için bilerek sınıfta kalmasından dolayı böyleydi. İkinci defa sınıfta kalmasına izin verilmedi ve aramızda bir sene kaldı.
Sınıfımın kapısına gelince Zayn'e döndüm, o da bana bakıyordu. Bakışları keskindi fakat içlerindeki sevgiyi de görüyordum. Tebessüm edip, 'Hadi git Zayn, derse geç kalacaksın.' dedim. Elini kafamın arkasına atarak beni kendine çekti ve alnımı öptü. 'Dikkatli ol, Abygail.' dedi ve bana son bir bakış atıp yanımdan uzaklaştı.
Okul çıkışı kapının yanında duruyor, Zayn'i arıyordum. Bir yandan da yeni hayatımızı ve gelecekte neler olacağını düşünüyordum. Üniversite fena değildi ve ilk günüm güzel geçti diyebilirim. Bunda Harry'nin, yani bu sabahki kahramanımın benimle aynı sınıfta olmasının büyük bir payı vardı. Ben bunları düşünürken gözüme okulun kapısından çıkan Zayn ve yanında, ona neredeyse yapışık bir şekilde yürüyen kız çarptı gözüme. Başımdan kaynar sular dökülmüş gibi titredim yerimde. Bakışlarımın sertleştiğini, Zayn'in şaşkın ve anlam arayan bakışlarını görünce anladım. Onları göz hapsine alıp bana doğru ilerlemelerini izlerken omuzuma dolanan kolla yerimden zıpladım. Fakat duyduğum kahkahayla ben de gülümsedim ve başımı Harry'ye çevirdim.
Tüm günümü onunla geçirmiştim ve arkadaş olabileceğim birisi olduğu kanısına varmam için onlarca sebep vermişti bana. Bunların başında gelen, hatta en önemli sebep; Harry'nin gay olmasıydı. Bunu, ben Zayn'in ne kadar korumacı olduğunu ve sevgilim olmasına bile izin vermediğini anlattığımda söylemişti bana. İlk söylediğinde aldırmayıp yalan söylediğini sanmıştım çünkü dışarıdan bakınca, gay olduğunu asla anlayamazdınız.
'Bu akşam bir kaç arkadaşla bir şeyler içmeye gideceğiz, gelmek ister misin güzellik?' dedi sırıtarak. Dışarıdan bakan birisi bizi flört ediyor zannedebilirdi, fakat Harry'yi biraz da olsa tanıdıysam, bizim için bu normal konuşma biçimi olacak gibi gözüküyordu. Tam cevap verecekken Zayn'in sesini duydum. 'Hayır, istemez.' dedi soğuk ve tehditkar bir sesle. Ona döndüm ve yanındaki kızın hala ona neredeyse yapışık bir şekilde durduğunu gördüm. Boğazımdaki düğümü yok sayıp Harry'ye döndüm. 'Üzgünüm Harry, dün yeni geldik ve daha doğru düzgün dinlenme fırsatım bile olmadı.' dedim gelemeyeceğimi belirterek. Dudaklarını büzüp, 'Üzücü. Neyse, bir dahaki sefere o zaman. Yarın görüşürüz güzellik.' dedi gülümseyerek ve yanağıma buse kondurup koşarak okuldan çıktı. Arkasından gülümseyerek bakarken Zayn'in boğaz temizlemesiyle ona döndüm. 'İşin bittiyse gidelim Abygail.' dedi soğuk bir şekilde. Bana kızıyordu fakat yanındaki kız hala gitmemişti. Yanındakini baştan aşşağıya süzdüm ve Zayn'in bakşlarına ve sesine aynı soğuklukla cevap verdim. 'Gidelim Javadd.' dememle arkamı dönüp çıkışa yürümem bir oldu. Zayn'in de sessizce arkamadan geldiğini, arkamızda kalan kızın ona seslenmesiyle anlamıştım.
♦♦♦