Bölüm Şarkısı: MARINA - Lies
2.Bölüm: "Tehdit"Reddedilmek ruhumda kapattığım çukurların tekrar açılmasına sebep olurken kendimi paslanmış gibi hissettim. Tırnaklarımı kemirdim bir süre, kaşlarımı çatarak zihnimi oyup tekrar tekrar düşündüm. Üzerimdeki pası atmak istercesine gülümsemeye çalıştığım bir zaman dilimine girdim, dişlerimi sıka sıka evin yolunu tutarken elimdeki telefon Ferda'nın mesajları ile titreyip duruyordu. Ona geri dönmezsem sabaha kadar beni rahatsız edeceğini bildiğimden eve geçtiğimi bildiren bir mesaj yazdım ve telefonu uçak moduna aldım.
Apartmana girdiğimde sırtımı demir kapıya yasladım ve omuzlarımı düşürerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Derin ve sık nefesler alıp o anı aklımdan silmeye çalışırken dişimi sıkmaktan çenem ağrımıştı. Kontrolümü kaybetmiş gibiydim, insanın başına gelmeyeceğinden emin olduğu bir şey gerçekleştiğinde her gün kendimize baktığımız ayna kırılıyordu ve önümüze bambaşka seçenekler çıkıyordu.
Ağır adımlarla merdivenlerden çıktım, çantamda var olan anahtarla içeri girdiğimde kendimi sığınağıma öylece bırakmıştım. Dersler bitmeden okuldan çıktığım için kendimi zavallı biri gibi hissediyordum, saçlarımı çekiştirerek üzerimdeki montu çıkardım, çantayı da yere bırakırken babamın sesini duydum. "Kardelen sen misin?"
Birkaç adım attığımda onu salonun üçlü koltuğunda otururken buldum, içerisi alkol kokarken elinde çay bardağının içine koyduğu rakısıyla yine kendinden geçmişti. Gözünü zorlukla aralayıp bana baktığında dengesini bulmaya çalışarak kalkmaya yeltendi ama beceremeyince kendi kendine güldü. "Ne yapıyorsun Allah aşkına?" diye sordum, amaçsızca ne yaptığın bilmiyormuşçasına.
İçeri girip camları açtığımda elindeki bardağı bana kaldırdı. "Gel içelim," dedi, yavaş bir sesle. "Sen seversin rakıyı."
Gözlerimi devirdim. "Doktora parasını verdin mi?"
Ağır ağır başını salladı, onu bile zorlukla yapıyordu. "Verdim tabii, inanmıyorsan ara sor." Bana soran gözlerle baktı. "Sen niye bu saatte evdesin?"
"Sana ne," diye mırıldandım, boş bir sesle. Bir yıkıntı gibi pencerenin yanındaki sandalyeye çöktüğümde ona acıyan gözlerle bakmaktan kendimi alamıyordum. "Nasıl geçti tedavi?"
Elini boş ver manasında salladı, bardağındaki son yudumu bir güzel götürdü. "Ne bileyim ben?" dedi, ağzının suyunu silerken. "Ben sana söyleyeyim Kardelen, o şerefsiz doktor bizi kekliyor. Amına koduğum yavşağı bir türlü yürütemedi şu gerizekalığı..."
"Boş konuşma," diye uyardım onu.
Sertçe çıkıştı. "O zaman sende bana sorma, adamın telefon numarası var..." Hıçkırığı lafını böldü, sertçe yutkunduktan sonra devam etti. "Ara sor, zaten çıkarken seninle görüşmek istediğini söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kilidin Anahtarı
Teen FictionKaosun çocuğuydu Kardelen. Yok etmek onun en büyük hazzıydı. Ondan daha güçlü birine tahammül etmezdi. Okuluna gelen bir grup öğrenciye savaş açtığında ne kaybedeninin ne de kazananın o olacağından habersizdi. O her gün tatmadığı duyguları öğreni...