1

54 16 3
                                    


balkonda oturmuş güzel havayı içime çekiyordum. saat gecenin ikisiydi. Bir saniye... olamaz ben yarın için önemli olan sunumu hazırlamayı unuttum. Öf ya... ha birde yarın ki sunumla ilgili evrakları da ofiste unuttum. 


telaşla kendimi balkondan içeriye attım. siyah çeketimi aldıktan sonra arabama binip ofise geçtim. Tabiki ofisin kapısı kilitliydi ama anahtar ben de olduğu için bunun pek bir önemi yoktu. Dosyaları karıştırmaya başladım.


kırmızı dosya... mavi dosya... 


dosyayı sonun da buldum. Bu dosya da yarın için hazırlayacağım tasarımlar vardı.


ofisten çıkıp arabama bindim. İşte tam o sırada kapatılmış mağazanın önünde benim yaşlarım da iki kişi gördüm. Birisinin elinde silah vardı diğerinin ise hiç bir şey.

ne yapabilirim?

Adamı beni fark ettiğin de kızın tam kalbinden vurup benim yanıma doğru koşmaya başladı. Ben ise o sırada arabayı çalıştırmaya çaışıyordum. Tam araba çalışmıştı ki adam benim kapımı zorla açıp indirdi.

"gel bakalım güzelim sıra sende."

o kadar fısıltıyla söylemişti ki ben bile cümlelerin yarısını duyamadım.

beni yıkılmak üzere olan bir duvara sıkıştırdı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan o elinde ki silahı kalbime doğrulttu. gözlerimi sıkıca kapadım. demek ki bu ölümü hak etmişim. hiç bir şekilde ağzımı açmadım.


"Allah kahretsin!"

adamın bunu demesi ile gözlerimi açtım. adam telefonuna gelen mesajı okuyordu. 

"bana bak! eğer beni gördüğünü herhangi bir polise söylersen senin de sonun bu kız gibi olur."

başımı olumlu anlam da salladım. adam yanım dan uzaklaşarak köşeyi döndüğüde ambulansı aradım. sonra evime doğru yola çıktım.

eve vardığım da odama girdim ve yarın için tasarımlarımı hazırladım...


(sabahın beşi)

Alarmın çalması ile kafamı kaldırdım. ve içimden kendime bir küfür savurdum. resmen uyuya kalmışım. Sunumu diske geçirdikten sonra üzeimi giyindim. diski cebime attım ve ofise geçtim patronum sedat bey her zaman ki gibi beni azarladı:

"bunca saattir neredesin?"

"efendim daha saat altı"

"olsun ben sana demiştim ya saat altı elli beş de burada olunacak diye toplantı odasına gir"

toplantı odasına geçip hazırlıkları tamamladım.

kapı açıldı ve içeriye patronum sedat bey ve dün ki katil gir di.

"bu kağan senin elbise modellerine kağan bey bakacak."

"ola..."

ben daha sözümün devamını getiremeden kağan araya girdi:

"modelleri görmek için sabırsızlanıyorum."

adamın rahatlığına bak ya san ki cinayeti ben işledim




















cinayete tanıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin