Beauxbutons Fransada olan bir büyücü okuludur.
SİRİUS BLACK
- aslında kendisi fransızca konuşabiliyor. (fransızda konuşan bir ben barners hayal etmemeliyim hayır...)
-sen gelene kadar kimse onun fransızca bildiğini bilmiyordu.
-James bunu bilmediği için kendini ihanete uğramış hissetti (aPtALKSPIFOSIGJVOWA)
-İkiniz çok rahat bir şekilde fransızca konuşabiliyordunuz çünkü kimse sizi anlamıyordu
-Fakat gerçekçi olalım Sirius Black fransızcayı sekstan daha iyi yapıyor (KLJSRUOFIJEAGIJPA BUNU NASIL ÇEVİRİYİM BEN)
-Şunu duyduğun zaman şoka girmiştin ''ah, une belle fille française'' (Ah, güzel fransız kız)
*burun kanaması için peçete almaya gidilir*
-Tabi bunların hiçbiri seninle dalga geçmesine engel değildi
''VAV VAV VAV ŞURADAKİ SEYE DE BAKİN OYLE''
-Fransızcayı iyi bildiğinden ihtiyacın olduğunda iyi bir tercüman
-Aslında kendisi çok kez Fransaya gitmiş ve yemeklerine bayılıyor
-İlk başta Sirius ismini söylemek zor geldiğinden ona bir sürü lakap taktın
-Sana söylediği ilk kez ''Fransız tostu sever misin?'' olmuştu
REMUS JOHN LUPİN
-Aksanına aşık biri
-Ama ilk başta seni anlamak ona zor geldi çünkü kelimeleri çok yutarak söylüyordun (some french girl problems)
-Çok az da olsa Fransızcası vardı (hYAIR REMusU FrnASızcaKonuşURKen düŞÜnemeMleiyim)
-En azından tuvaletin yerini sana söyleyebiliyordu.
-Senin Fransada çekilmiş fotoğraflarına bayılırdı (Ev özlemi çekmemen içni elinden geleni yapardı)
-Hogwarts Beauxbatonsa göre biraz...pejmürde olduğu için seni Hogwartsın o kadar da kötü olmadığına ikna etmeye çalışırdı.
''Remus buradaki yemekler Fransadakiler ile karşılaştırlaaya değer bile görülmez''
''Porridge gerçekten o kadar kötü değil! Bir kez denersen eminim bayılacaksın''
''O şeyi gerçekten ağzıma süreceğini düşünüyorsan yanılıyorsun.''
- Senin fransızca konuşmana bayılırdı özellikle sen şarkı söylerken
-Evi özeldiğin zaman Remus odana tılsımdan küçük bir Eiffel Kuleleri bırakırdı
- Sana kesinlikle ama kesinlikle fransaya özgü şeyler alırdı (şarap, gül, makaron gibi)
-Elindeki Euroları Pounda çevirmende yardımcı olurdu.
JAMES POTTER
-Aksanınla KESİNLİKLE dalga geçerdi
-ama bir yandan da aksanına bayılırdı ve bunu ateşli bulurdu
-ve aksanınla dalga geçen herkesi döverdi
-günde en az bir kez sana ''baguette'' dedirmeye çalışırdı
-ONUN YANAKLARINI ÖPMENE BAYILIRDI
''Demek Pariste bulundun? Aşkın şehrinde...''
-''Hon hON HoN''
-Dediğin her şeye ''oui'' derdi dediğin hiçbir anlama gelmese bile
-Fransızcanın her sözcüğün sonuna ''Les'' koymak ile Rleri agresif bir şekilde söylemek olduğunu düşünüyor (biri şu çocuğa rusça konuşsun da agresif R neymiş görsün)
-Jamese bir kez Beauxbatons üniformanı gösterdin ve o günden beri seni o şekilde görmediğinde günü kızgın bir şekilde geçiriyor (O şekilde fazla ateşli olduğunu düşünüyor)
-Evi özlediğin zaman çizgili bir şeyler giyip dudaklarının üstüne keçeli kalemle bıyık çizip sana asılıyor ve ''Fransada görüp görebileceğin bütün adamlar karşında'' diyor
-Quidditch Fransada İngilterede olduğu kadar popüler olmadığı için sana Quidditch öğretiriyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine with| the marauders
Fanfictumblr marauders era headcanons, one shots ve bir sürü şey. çevirihatalarıvardır valena.