sonbaharın salladığı kurumuş yapraklar gibi kırpışıyor kirpiklerin, rüzgarlar eserken. bense dümdüz uyanığım o anlarda. boğucu yazın güzel alnına hediyesi iki damla çiğ birikmiş şakağına, öpüversem dağılacak, toz olacak, karışıvereceksin gibi canıma. ama alıkoyuyor beni evrenin sinsi sihri, dokunsam sana yok olacaksın gibi. oysa buradasın, kanımın içinde, cayır cayır, kim alabilir ki seni benden?
sabah olsa, gözlerine güneş doğsa ciğerlerimi ısıtırsın ilmek ilmek, nefeslerime sarılır, soluğuma tutunursun sen. dudaklarından bir damla söz damlasa, canıma, kanıma damlar. beyaz göz kapaklarından öpsem bir yudum. uçup gidersin sanıyorum. oysa buradasın, kim alabilir ki seni benden? deli saçması.
bir rüyaya kapılsam da terk etsem bu fâni bedenimi. gözlerimi kapatsam ya senin gibi. karşımda nasıl da kutsal uzanıyorsun halbuki. tişörtün yapışmış tenine, kıskanırım. karnında ince bir göçük, ruhuma gebesin gibi, ellerimi koysam ve alsam canımı ellerinden, bir solukta bitersin gibi. halbuki buradasın, boylu boyunca uzanmış, dağılmış saçlarınla, girmişsin kanıma, kim alabilir ki beni senden?
aralanmış dudakların, sessiz sessiz okurken kutsal bir şiiri ruhuma, gören uyuduğunu sanar. hoş, sen bir rüyaya teslim etmişken soluğunu, sana muhtaç, bi'çare takılı kalırım ben simanda. ıslanmış buklelerine değse parmak uçlarım, diken diken olan tüylerim, aciz benliğim, kendini senden alamaz.
yorgunsun, huzurun taşıyor ya yanaklarından. ellerim değiyor gibi yine tenine, anadan üryan, çırılçıplak, önünde muhtaçlığım. yorgunsun, ellerimi uzatamıyorum çehrene, yasak elmaya, yılana sarılı şehvetim karşımda, ağzı bir nefeslik açık. ellerimi uzatamıyorum çehrene, cennetten ket yemek umurumda sanıyor iblis, cennetim karşımda oysaki, tüm hislerime gebe, havva, varlığımın kaburga kemiği, beni ben yapan sen, kim tutabilir dudaklarımı senin tertemiz teninden?
karşımda uzanıyorsun boyluca, buradasın, kanımın içinde. söyle bana, aciz ruhuma seslen. bak, gözlerim açık, benim zihnim almaz senin ifadenden başka yüzü. söyle bana, bir kere dokunsam tenine, ah o kutsal tenine, canın akar mı ruhumdan, karışır mıyım sana?
ki buradasın, tam karşımda, yoksun sanar gören ama buradasın, kanımda, canımda, şakağımda, kim alabilir ki seni benden?
öylesine, bir anda geldi.
ne olduğunu ben de anlamadım.
dursun birazcık,
sonra silerim elbet.