Calum'u beklerken kucağıma koyduğum çantamı küllük olarak kullanmaya devam ettim. Sigaranın izmaritleri arada bir koluma gelip canımı acıtsada umursamadım. Şiddetli rüzgar eteğimi uçuşturuyordu. Oturduğum bankın yanında bir ağırlık hissedince geldiğini anladım ve başımı ona çevirdim. Gözlerini kısmış parktaki çocukları izliyordu. Bakışlarında hüzün vardı. Saçlarının her telinin farklı yöne baktığını görmek beni gülümsetmişti. Sokak lambasının cılız ışığının aydınlattığı kadar görüyordum onu. Yeterli gelmiyordu. Ben ,yüzünün her hattını ezberlemek istiyorken bu sokak lambası bana yapılan en büyük haksızlıktı.Bakışlarını bana çevirdiğinde yüzleşme zamanının geldiğini anlamıştım. Korkuyordum. Kalbim deli gibi atıyordu ve ben, onsuz bir hayat istemiyorken o benden daha da uzaklaşıyordu. Yabancılaşamadığım tek insanken şimdi, yabancılaştığım tek insan olmasını kabullenemiyor oluşum bir yana ona bağlanmıştım. Onu kaybetme düşüncesi bile canımı yakıyorken şimdi karşıma geçmiş ayrılık konuşmasını nasıl daha az can acıtıcı şekilde yapacağını planlıyordu.Gözlerimin dolacağını hissettiğim an bakışlarımı çocuklara çevirdim. Sadece oturuyor, konuşacak onca şey varken susuyor oluşumuz içimi yiyordu.Eskiden görüşmediğimiz tek günümüz yokken şimdi bazen haftalarca görüşemiyorduk. Ve artık buna bir son vermenin zamanı gelmişti. En cesur olanımız söze başlayacak ve ayrılık konuşmasını yapacaktı. Sonra, hiçbir şey olmamış gibi evlerimize gidip ağlayacaktık. Calum ağlayacaktı. Ben daha çok sinir krizi geçirecektim. Calum kendisinin söze başlayacağını sanarken ben ondan önce davranıp aynanın karşısında binlerce kez prova yaptığım konuşmama başaldım. Calum'u son anımızdada şaşırtmak istiyordum. Ve bu yaptığım, onu şaşırtmıştı."Calum , buraya kadar. İkimizinde bu ilişkiden beklentileri farklı ve -"ah siktir bu iş gittikçe zorlaşıyordu. Sesim sonlara doğru kısılmıştı.Duyduğundan emin değildim. Ağzımdan kaçan birkaç hıçkırığın ardından daha fazla devam edemyeceğimi anladı ve konuşmayı o devraldı.Beni kendine çekip sarıldığında hala elimde tuttuğum sigaramı yere atıp bende ona sarıldım. Sanırım veda sarılmamızı yapıyorduk. "Calum... -ağızdan kaçan bir hıçkırık- Her buluşmamızda seni sanki son kez öpecekmiş gibi hissetmek bana çok koyuyor." "Üzgünüm-" "Üzgün olsaydın beni umursardın." Sesimin yüksek çıkmasını umursamadım ve devam edecekken Calum konuşmaya başladı. Sırf sesini birkaç dakika daha fazla duymak istediğim için sustum. "Seni seviyorum.Seni çok seviyorum. Ama olmuyor. Birbirimizi sevmemiz, birlikte olmamızın iyi olacağı anlamına gelmiyor." Ağlıyordu . Yüzüne bakmasamda bunu sesinin titremesinden anlayabilecek kadar uzun süredir birlikteydik. Ağladığını anladığımda bu sefer ciddi anlamda ayrıldığımızı da anlamıştım.Her seferinde haklı olmasından nefret ediyordum. Sustum. Sustu. Ve gecenin sonunda, son öpücüğün sarhoşluğuyla evlerimize dağıldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***FLAWLESS
AlteleKabaran saçlarının altındaki kirpiklerine hayranlıkla baktım. Odanın açık penceresinden giren rüzgâr tişörtünün dalgalanmasına sebep oluyordu. Bakışları gittikçe koyulaşıyordu.Kaşlarını çatmış, bana bakıyordu. Tam gözlerimin içine. "Senden nefret et...