2. Bölümü biraz geç yayınladım kusura bakmayın.Uğraşmam gereken işlerim vardı.Neyse yorum ve vote yaparsanız size minnettar kalırım.Bu arada lütfen yorum yapın bu ilk hikayem ve nasıl gittiğini siz bilirsiniz.Lütfen görüşlerinizi belirtin.Şimdiden teşekkürler.Bu arada aklınızda birşeylerin oluşması için medyadaki Göçebe
Yeni bir sabah yine aynı işkenceler.Yani benim için işkenceydi.Kendi beynime sıkışıp kalmıştım.Göçebe beynimdeki bilgilere ulaşmaya çalışıyordu ve başarılı oldugunu söyleyebilirim.Jared'ın resmini çizmişti ve onu Avcı'ya vermişti.Bu çok kötü bi haberdi çünkü direk Jared'ın bilgilerine ulaştılar ve kaldıgımız otelin kameralarını incelediklerinde onu bulmuşlardı.Göçebe'den öğrendiğime göre Jared kardeşimi almış ve otelden uzaklaşmıştı.Dikkatli olmalıydım.Bu yaratıklar cidden çok akıllıydı.
Şimdide masanın başına geçmiş birşeyler karalıyordu.Bu şekilli toprak parçaları gibiydi.Ne çizdiğini ilk başta anlamamıştım ama ayrıntılarını eklediğinde ne çizdiğini anlamıştım.Amcamlar çölde kalıyorlardı orada saklanmışlardı ve kendilerine orada bi düzen kurmuşlardı.Ve onların kaldıkları yerin yakınlarındaki tepeciklerden birini çizmişti.Bunu çizmesini engelleyemezdim.Beynimdeki düşünceleri alıyor ve kagıda çizip bu çizimleri başka uzaylılara veriyordu.Bunlarda tahminen bu çizimlerden insanların nerede olduklarını bulabiliyorlardı.Ve onların beyinlerine uzaylıları yerleştiriyorlardı.
Çizimini bitirmişti.Yapma cidden insanlara yaptıkları hoşuna mı gidiyor insanlar yok oluyor oradaki birkaç insanla işin yok lütfen onu diğerlerine verme bu insanların ölmesi cidden hoşuna mı gidiyor hepsi benim gibi yaşamayı başaramıyor lütfen verme o çizimi diyebildim . Elindeki çizimle ayakta bir süre bekledi gri kapıya dogru ilerliyorduki kesin resmi digerlerine verecekti bir an duraksadı ve geri geri gitmeye başladı.Ne yaptıgını anlayamamıştım ama kağıdı yırtmaya başladı.Sonra odadaki gri dolaba dogru ilerledi ve dolabın içinde bulunan siyah montun ceplerine yırtılmış kagıtları koydu.Ona minnettardım ne diyebilirdim.Kendi bedenimi kontrol bile edemiyordum.Yataga oturdu bende bu sırada odayı inceledim daha çok gri ve beyaz renklerden oluşuyordu.Sadeydi ve ne diyebilirim cidden güzel bir odaydı.
*
Göçebe ile beraber biraz dışarıda dolaşma fırsatı bulmuştuk.Bu uzaylılar cidden çok nazik ve kibardı birşeye ihtiyacınız oldugunda hiç şüphe etmeden ihtiyacınızı karşılıyorlardı.Göçebe bi adamdan araba istemişti ve adam direk arabadan çıkıp arabayı bize verdi.Cidden bu çok garipti.Göçebe arabaya bindi ve göle dogru sürmeye başladı bende düşünüyordum işte Dünya'ya barış getirmişlerdi ancak insan ırkını yok ediyorlardı.Arabadan indi ve yavaş yavaş göl kenarına dogru yürüdü.Sonra golun karsisidaki bir agaca yaslandı.Sonra bir arabanın sesi duyuldu bu son model arabalardan biriydi.İçinden avcı çıktı ondan nefret ediyordum çünkü cidden salagın tekiydi Avcı nasıl bi isim gerçekten insanı ürkütmeye yetiyor.
Arabadan yavaşça indi sarı saçlarını arkadan toplamıştı mavi gözleri dehşet verici bi şekilde bizi süzdü.Arkasından arabadan adamlarda indi.Bunlar cidden iri yari adamlardi ve korkunctular dogrusu.Göçebe arkasını döndü gölü seyretmeye devam etti.Avcı dahada yaklaştı ve yanımizda durdu üzerinde beyaz bir kumaş pantolon ve beyaz bir ceket vardı.''Yeni bir gelişme varmı kızın beyninde birşeyler bulabildinmi ?'' diye söylendi sanki Göçebe'yi azarlıyordu. Göçebe ona dönmedi ve ''Hayır birşey bulamadım hem sence daha çok erken değil mi size çizdiğim erkek resmiyle idare edin.Bu çok önemli bir bilgi .'' Avcı'ya dönmemesinin sebebini yalan söylemesinin anlaşılmaması için oldugunu düşündüm.''Zaten o çocugun ismini öğrendik ismi Jared.''
Bunu öğrenmemiş olmamalarini isterdim.Konuşmaya devam etti''Onun otelden sonra nereye gittiğini kamerlardan araştırıyoruz ama Jared iyi saklanmış.Ve bunu bil insanları tanımıyorsun bilmiyorsun yok edilmeleri gerek o kadar vahşiler ki biz gibi barışcıl bi türü bile kabul etmek istemediler.Bu yüzden onların yaşamasına izin vermemeliyiz onları derhal yok etmeliyiz anlıyor musun?'' Azarlamaya devam ediyordu cidden şuan karşısında duran ben olsaydım ona tokat atardım niye bagırıyordu böyle sanki Göçebe'nin suçuydu bunlar.Ve birsey daha farkettim sanki sol kolumu az da olsa hareket ettirebilmistim.Gocebe bunu farketmis olmali ki sag kolumu sol kolumun ustune yerlestirdi ve yavasca sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Host(Göçebe)
AdventureDünyamiz gorunmeyen bir dusman tarafindan istila edilmisti.İnsanlarin bedenleri bu istilacilar icin sahiplik yaparken bedenler bir degisiklige ugramamis gibi gorunsede zihinleri ele geciriliyordu.Neredeyse herkes teslim olmustu.Geriye kalan birkac v...