11

17 4 5
                                    

Geçen kız tepesinde dikildiği adamın karnın sert bir tekme geçirip bir kaç adım geri çekildi. Kesiklerle dolu elini ağrıyla sızlayan burnuna sürtüp dudağına doğru akan kanı sildi. Bacaklarının yorgunluktan titrediğini fark eden genç kız yavaşça kaldırıma çöktü. Burnu oluk oluk kanayan adamın hafifçe hareketlenmesiyle duru yola göz gezdirmeye başladı, artık karşı koymaya gücü yoktu. Gemç kız duyduğu müzik sesisyle hafiföe gülümseyerek karşı kaldırımda ki telefonunu almak için ayağa kalktı.

"Alo baba."

Karşıdan gelen ses cızırtılı olsada duru babasını anlıyordu.

"Büyük lunaparkın arkasındaki sokaktayım lütfen çabuk gel."

Adamın cızırtıyla beraber duyulan sesi oldukça endişeliydi.

"Bırak saçımı!"

***

"Duru, kızım Duru!"

Adamın gözleri yaşlarla doldu. Kızının çığlığı zihninin her köşesinde yankılanırken hızla masasının en alt çekmecesini açıp iki yıldır elini dahi sürmediği silahı eline aldı. Soğuk demir hafifçe titremesine sebep olmuştu. Adam koşarak karakoldan çıktı. Ciğerlerine doldurabildi kadar hava doldurup durmaksızın koşmaya devam etti.

"Kal üstümden!"

Duru'nun öfkeli sesini duymasıyla adamın içini kemiren düşünceler kayboldu.

Silahı kızının üzerine çöreklenmiş adama doğrultup net bir sesle bağırdı, "Çek ellerini kızımdan."

İki adam göz göze geldiğinde silah adama oldukça hafif gelmişti. Dolu olup olmadığını kontrol etmemişti adam. Silahın yüreğimde yarattığı ağırlık ona yetmişti.

Duru üstüne çöreklenmiş adamın dikkati dağılmasını fırsat bilip tüm gücüyle adamı ittirip ayaklandı. Saç kökleri ve bacaklarında ki ağrı gözlerinin dolmasına sebep oldu. Duru hareket dahi etmeyen babasının telefonunu aşıp polis merkezine haber verirken yarayla dolu yüzünde saf öfke vardı.

Üç adam ne kaçmaya çalışmış ne üstlerine yürümüş öylece silaha bakıyorlardı. Siren seslerinin duyulmasıyla sanki bir transtan çıkmış gibi şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.

"Yaptığınızın cezasını çekeceksiniz." diye adeta tısladı genç kız. Polis arabası tam yanında durduğunda gözlerini üçlüden ayırmadan birkaç adım geri çekildi.

"Baba!"

"Baba!"

Silahı ortadaki adama doğrultmuş hala dimdik duran adam kızının sesiyle irkilip kendine geldi.

***

          Duru'nun Kedicikleri

Miray: Duru'ya ulaşamıyorun

Furkan: Uyuyordur

Miray: Telefonu kapalı

Miray: Yok Erkan amacayada ulaşamıyorum

Elis: Ben konuştum Erkan amcayla

Elis: Yani babam sayesinde aslında

Furkan: Ne oluyor

Miray: Elis?

Elis: Tarık şerefsizi var ya

Elis: Sarhoşken yanına iki kişi daha alıp karakolun arkasındaki sokakta duruyu sıkıştırmış

Miray: BEN BÖYLE İŞİN AMINAKOYAYIM

Furkan: Duru nasıl

Elis: Duru iyi, umarım

Furkan: Ne umarımı amk ne diyorsun

Elis: Erkan amca silah falan çekmiş

Elis: Fiziki olarak iyi olduklarını gördüm ama

Miray: O amayı Tarıka sokayım

Miray: Soktuğumun sorunlusu

Miray: Yatıracaktık akıl hastenesine

Elis: Bir sakin ol amk

Elis: Sinirlenince bir şey düzelmeyecek

Furkan: Çıldırıcağım

Elis: SAKİN OLUN

Elis: Sizin etrafta bu şekil gezmenizin Duru'ya ne faydası olacak

Elis: Salaklaşmayın, oturun oturduğunuz yerde

Furkan: Sen nasıl bu kadar sakinsin amk

Miray: İçim içimi kemiriyor

Miray: Duru'yu görmeye gidelim

Elis: Sakinim çünkü diğer türlü Duru'ya bir faydam yok

Elis: Adam akıllı duracaksanız gideriz durunun yanına

Furkan: Söz
Miray: Söz

                      Duru&Karan

Karan: Nasıl gitti ebemle
(√)

Karan: Duru
(√)

Karan: İyi misin
(√)

Karan: Duru
(√)

Karan: Sanırım bunu halledebilirim
(√)

***

Yıllar sonra bir bölüm attım.

Var mı hala okuyan?

Plüton Gezegeni/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin