Geçen kız tepesinde dikildiği adamın karnın sert bir tekme geçirip bir kaç adım geri çekildi. Kesiklerle dolu elini ağrıyla sızlayan burnuna sürtüp dudağına doğru akan kanı sildi. Bacaklarının yorgunluktan titrediğini fark eden genç kız yavaşça kaldırıma çöktü. Burnu oluk oluk kanayan adamın hafifçe hareketlenmesiyle duru yola göz gezdirmeye başladı, artık karşı koymaya gücü yoktu. Gemç kız duyduğu müzik sesisyle hafiföe gülümseyerek karşı kaldırımda ki telefonunu almak için ayağa kalktı.
"Alo baba."
Karşıdan gelen ses cızırtılı olsada duru babasını anlıyordu.
"Büyük lunaparkın arkasındaki sokaktayım lütfen çabuk gel."
Adamın cızırtıyla beraber duyulan sesi oldukça endişeliydi.
"Bırak saçımı!"
***
"Duru, kızım Duru!"
Adamın gözleri yaşlarla doldu. Kızının çığlığı zihninin her köşesinde yankılanırken hızla masasının en alt çekmecesini açıp iki yıldır elini dahi sürmediği silahı eline aldı. Soğuk demir hafifçe titremesine sebep olmuştu. Adam koşarak karakoldan çıktı. Ciğerlerine doldurabildi kadar hava doldurup durmaksızın koşmaya devam etti.
"Kal üstümden!"
Duru'nun öfkeli sesini duymasıyla adamın içini kemiren düşünceler kayboldu.
Silahı kızının üzerine çöreklenmiş adama doğrultup net bir sesle bağırdı, "Çek ellerini kızımdan."
İki adam göz göze geldiğinde silah adama oldukça hafif gelmişti. Dolu olup olmadığını kontrol etmemişti adam. Silahın yüreğimde yarattığı ağırlık ona yetmişti.
Duru üstüne çöreklenmiş adamın dikkati dağılmasını fırsat bilip tüm gücüyle adamı ittirip ayaklandı. Saç kökleri ve bacaklarında ki ağrı gözlerinin dolmasına sebep oldu. Duru hareket dahi etmeyen babasının telefonunu aşıp polis merkezine haber verirken yarayla dolu yüzünde saf öfke vardı.
Üç adam ne kaçmaya çalışmış ne üstlerine yürümüş öylece silaha bakıyorlardı. Siren seslerinin duyulmasıyla sanki bir transtan çıkmış gibi şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.
"Yaptığınızın cezasını çekeceksiniz." diye adeta tısladı genç kız. Polis arabası tam yanında durduğunda gözlerini üçlüden ayırmadan birkaç adım geri çekildi.
"Baba!"
"Baba!"
Silahı ortadaki adama doğrultmuş hala dimdik duran adam kızının sesiyle irkilip kendine geldi.
***
Duru'nun Kedicikleri
Miray: Duru'ya ulaşamıyorun
Furkan: Uyuyordur
Miray: Telefonu kapalı
Miray: Yok Erkan amacayada ulaşamıyorum
Elis: Ben konuştum Erkan amcayla
Elis: Yani babam sayesinde aslında
Furkan: Ne oluyor
Miray: Elis?
Elis: Tarık şerefsizi var ya
Elis: Sarhoşken yanına iki kişi daha alıp karakolun arkasındaki sokakta duruyu sıkıştırmış
Miray: BEN BÖYLE İŞİN AMINAKOYAYIM
Furkan: Duru nasıl
Elis: Duru iyi, umarım
Furkan: Ne umarımı amk ne diyorsun
Elis: Erkan amca silah falan çekmiş
Elis: Fiziki olarak iyi olduklarını gördüm ama
Miray: O amayı Tarıka sokayım
Miray: Soktuğumun sorunlusu
Miray: Yatıracaktık akıl hastenesine
Elis: Bir sakin ol amk
Elis: Sinirlenince bir şey düzelmeyecek
Furkan: Çıldırıcağım
Elis: SAKİN OLUN
Elis: Sizin etrafta bu şekil gezmenizin Duru'ya ne faydası olacak
Elis: Salaklaşmayın, oturun oturduğunuz yerde
Furkan: Sen nasıl bu kadar sakinsin amk
Miray: İçim içimi kemiriyor
Miray: Duru'yu görmeye gidelim
Elis: Sakinim çünkü diğer türlü Duru'ya bir faydam yok
Elis: Adam akıllı duracaksanız gideriz durunun yanına
Furkan: Söz
Miray: SözDuru&Karan
Karan: Nasıl gitti ebemle
(√)Karan: Duru
(√)Karan: İyi misin
(√)Karan: Duru
(√)Karan: Sanırım bunu halledebilirim
(√)***
Yıllar sonra bir bölüm attım.
Var mı hala okuyan?
