O gün yağmur yağıyordu . Dışarıya çıktım . Çiçekler açmıştı . Ağaçların yapraklarından düşen damlalar çok güzel gözüküyordu . Yağmur durdu , güneş çıktı. Arka Bahçemdeki çiçeklere bakmaya giderken bir köpek ölüsü gördüm. İğrendim. organları dışardaydı . Kan damlaları gördüm. Ve takip ettim . Çitin arkasına gittim . Karanlık bir ormana gidiyordu kan damlaları . Ormana girdim . Ağaçlarda kendini asmış insanlar vardı. Korkup geri kaçtım . Ama çit yoktu . Sadece dev bir duvar vardı . Tırmanmak imkansızdı . Arkama baktım . Bir kız vardı. Ağlıyordu. Ona neden ağladığını sordum . Kafasını kaldırdığı anda yüzüme beyaz bir ışık geldi . Yere düştüm gözümü açtığımda kız yoktu. Ormana doğru koşmaya başladım . Her tarafta kan vardı . Önüme yine o kız çıktı bu sefer elinde oyuncak ayısı vardı. Yine bir anda kayboldu ayısı kaldı . Elime aldım . Yüzü mutsuz olmuştu . Ve üstünde kan vardı . Yeter artık kan! Diye bağırdım ve yürümeye devam ettim bir ev buldum. Eve girdim . Kapılar kırıktı . Zarar görmeyen bir oda vardı güvenlik odasıydı . Kapısı metaldendi . Ve içi de metaldendi . İçederde ölü bir insan vardı . Ve demirler yamuktu . Demire bir diş girmişti . Ama çok büyük bir dişdi . Dişi çıkarttığım anda kırmızı bir göz gördüm . Hemen gitti . Baktım bir ölü daha var ama kemikleri çıkmış . Tavanda bir delik gördüm . Odadaki tahta kutuları kullanarak tavandan çıktım . Aşağıa atladım bacağım incildi ama yürüyebiliyordum . Ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye devam ediyordum . Sonra ayağıma bir cam parçası girdi . Ve yere düşüp kafamı çarptım . Bayıldım Uyandığımda tapınak gibi bir yerdeydim . Bir tabut gördüm . İçini açtım. Bir iskelet vardı. Ne kan kalmış, ne et .bir merdiven gördüm üst kata çıktım . Gıcırtılar geliyordu . Tulalar kırmızı bir maddeden oluşuyordu . Bacağından tavana asılmış bir insan vardı . O canlıydı . Çok mutlu olmuştun . Sonunda canlı bir kişi . Onu kurtarmaya doğru giderken tuğlaların arsından bir yaratık çıkıp adamı kaptı. Yerden çıkıp benim önümde durdu . Yerdeki mızrağı alıp gözüne sapladım sonrada kaçtım. Ve orada bir kılıç gördüm
O kılıça doğru yürüdüm . Kırmızı bir kılıçtı ve parlıyordu . Bu kılıcı daha önce bir kitapta okuduğum aklıma geldi . Söylenene göre kılıç saf şeytan kanındanmış . Bende hiç inanmazdım kılıcı saplandıği yerden çıkardım . Çok ağırdı . Tapınağın çıkış kapısıni ararken önüme bir yaratık çıktı aynı baştaki gibi bir kıza benzer kırmızı gözlü bana baktı ve onu hatırladım o Jessica'ydı benim kızım o 4 yıl önce trafik kazasında ölmüştu oda onun ayısıydı sürekli oynadığı ayı o bana anne dedi bende eğilip kızım dedim ve bir anda elindeki bıçağı kafama sapladı