Günlük/part2

49 21 11
                                    













••••••••••••








" bundan emin misin? Bence adamı boş yere suçlamamalısın. "








" Evet , eminim. Kulaklarımla duydum 'oğlum' diyordu ama kastetdiği kişi ben değildim, eminim bizden bir şeyler saklıyor. "










Bundan bir kaç gün önce duyduğum tüm konuşmaları arkadaşlarıma anlatmıştım, bir fikir almalıydım neler olduğunu öğrenmek istiyordum ve bana mantıklı bir plan gerekliydi fakat arkadaşlarım bana ne yapmam gerektiğini söylemek yerine babamı savunuyorlardı.









Eğer gerçekten ortada gayri meşru bir çocuk varsa ortaya çıkmalıydı, bunca yıl bana babalık eden bu adam eğer anneme ihanet etmişse bu bana da ihanet etmiş demektir.








Kris az öncede söylediği gibi babamın gayri meşru bir çocuğu olduğuna inanmıyordu ve bunu tescillemek için konuşmaya devam etti







" Hem sen söylememiş miydin , babanın bir çocuk sahibi olamadığını bunun için yetersiz olduğunu. "









Daha öncesinde bir erkek kardeşimin olmasını çok istiyordum fakat babamın bunu yapamayacağını öğrendiğimde sinirle bu konuyu fazlasıyla abartarak anlatmıştım, şuan kullandığım kelimeleri tekrar duymak kendimi kötü hissettirmişti.








" Yahh bence olayın çocuk sahibi olamamakla bir alakası yok. Bence baban anneni aldatmaz, biliyorsun ona ne kadar aşık olduğunu. Bay kim annene bu dünyadaki en değerli mücevhermiş gibi bakıyor. "








Baekhyun haklıydı, gerçekten annemi her şeyden çok seviyordu. Ama bu çalışma odasında bir bebek misali hıçkıra hıçkıra ağlayıp oğlundan özür dilemesini yok saymamı sağlamıyordu. Benden bahsetmediğine emindim çünkü ' ben üvey oğlumu her şeyden korurken seni sokaklarda bir başına bıraktım ' , bu cümleyi çok net duymuştum. Üvey oğlum...











Benden sòz ediyordu, ve emindim ki onun öz oğlu vardı fakat kafamda yerine oturmayan bir çok parça vardı, hala tam mantıklı bir açıklama bulamıyordum bir tarafım ise bana on sekiz yıldır babalık edip kendi evladı gibi seven bu adama toz konduramıyordu.









Annemde bende ona çok güveniyorduk , bu naif ruhlu ve iyi kalpli adamın kötü bir şey yapma ihtimali herkese imkansız geliyordu ama benim içimi kemiren tuhaf bir duygu vardı, eğer gerçekten annemi aldatmışsa bu evde bir dakika bile kalmamıza imkan yoktu. Şuan belki yanlış anlaşılacağım ama bu bizi hem manevi hemde maddi anlamda yıpratırdı. Bakıma, zenginliğe, üst düzey özene alışmış olan annem için berbat bir durum olurdu. Eğer gururunu dinleyip bu evden giderse bir daha asla böyle bir hayat yaşama şansı olmayacaktı. Beni özel okullarda okutamayacaktı öte yandan gururunu ayaklar altına alıp her şeyi görmezden gelirse bu hem ona hem bana çok ağır gelecekti ve annemin hayalleri....










Tek çocuk olduğum için ileride şirketlerin başına geçmemi ve tüm mirasın sahibi olmamı istiyordu, eğer öz oğlu varsa kaç yaşında olursa olsun ben asla ne mirasın nede şirketlerin sahibi olamayacaktım.








" O günlüğü bir şekilde alıp içinde ne yazdığına bakmalıyım. "







Benim bu söylediğimle zaten derin düşüncelere dalmış olduğum için birini bile dinlemediğim konuşmalar kesilmiş, herkes bana şaşkınlıkla bakmıştı. Ben genelde hep iyi düşünceli, hep ananç olan kişiydim. Kimseye saygısızlık etmez hiç bir şey için zorlamazdım , şimdiye kadar asla birinin özel hayatına izinsiz karışmadım şimdi bunu yapmak istiyor olmam hepsini şaşırtmıştı.







O HAYAT BENİM! / KAİSOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin