1. bölüm

102 10 77
                                    

İnstagram-pixieelss

Selam, öncelikle ben yazar. buna benim yazdığım ilk hikaye diyebiliriz. Şimdi loş ışıklı bir köşeye geçin ve okumaya başlayın...

_________________🍀__________________

1.bölüm:
Gece...

"Gece! Uyan artık uykucu!"

Uyanmak istemiyordum. Okula gitmektense bütün gün ayıcıklı pijamam ve dağınık topuzum ile en sevdiğim kitap'ı okumak kitap bitince, saatlerce en sevdiğim kitap bitti diye ağlamak, daha sonra neden ağladığma anlam veremeyecek yataktan çıkıp mutfağa yönelerek, buzdolabını açıp tam 15 dakika boyunca buzdolabının içine bakarak 'deli gibi buzdolabına saldırıp en azından bir kaç dakika mutlumu olsam?' 1 dakika geçmeden 'hayır tabii ki! Saçmalama! En az 10 kilo alıp patates lakabı almak istemiyorsun.' diye düşünüp en son hiç bir şey yemeden yatağıma yatıp tavana bakarak neden bukadar yalnız olduğumu sorgulayarak uyuya kalmak daha iyi...

"Kızım saat 8!"

"NE!"

Annem ben demiştim bakışı atıp
"Hadi hazırlan artık."dedi

Koşarak üzerime bir şeyler geçirdim

Hav soğuktu bende giydiklerimin üzerine kareli uzun bir hırka aldım

Hav soğuktu bende giydiklerimin üzerine kareli uzun bir hırka aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sadece hırka. Hırkanın içinde siyah bir tişört ve siyah bir pantalon.)

Saçım'ı salık bırakdım zaten kısaydı.

Siyah bir sırt çantasın'ı alıp içine kitapları attım. Evden çıkarken kapıyı kapatıp ilerlemeye başladım ve kahvaltı yapmadığımı fark ettim! Ama zaten kahvaltı yapacak zamanım yokdu. Benim ve kuzenim Mercanın kendimize ait ortak bir kafesi vardı ama şuan yol üzerinde değildi bende yol üstündeki herzaman kahvaltı yapamadığım da tost aldığım kafeterya'ya girdim ve Ferhat abinin karşısına geçtim.

"Bana bir-"

"Sana bir tost. Hatta sana kıyak bugün tostlar benden!"

"Yok ne gerek var Ferhat abi!"

"Yok yok öyle deme biz meslektaş sayılırız. Bilirsin, misafire böyle kıyaklar yapılır. Özelikle de okula geç kalmışsa." İçden samimi bir gülümsemeyle başımı olumlu anlamda salladım. Ferhat abi, elindeki sıcacık tostu bana uzatırken yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Dışarı çıktım ve tam ilerliyicekken, öküzün biri bana çarptı! Elimdeki tost yerlerde... Ne yiyebilirim artık?

"Önüne baksana be!" Hah! Birde suçlu benmişim gibi önüne bak diyor!

"Hadi ve oradan! Sen bana çarptın! Tostda mahvoldu zaten..." Yerdeki tostu aldım. Tabii ki yemiyicekdim! Güvercinlerin konduğu taşların üzerine bırakıcakdım ekmek yerlerdi sonuçda değil mi?

Sınırlı adımlarla adamın yüzüne 1 kere bile bakmadan ilerledim.

Otobüse bindim ki... Aklıma gelen fikirle sinsice sırıttım. Okulu... Ekicektim. Evet! Okulu ekicektim! Çünkü neden olmasın!?

Otobüsün nerede olduğuna dikkat etmeyerek acil inme tuşuna bastım. Otobüsün durmasıyla aşağıya indim ve etrafına bakdım.

Burası...

Burası, deniz yanında bir caddeydi.

Genelde bizim okuldakilerin geldiği mekandı burası... Deniz kenarındaki minik bir tepe.

Ama hafta içi olmasından'mı desem bilemedim bir az fazla tenhaydı. Birtek ben varım galiba diyicektim ki tepeye doğru ilerlerken durdum. Orada tepeye oturmuş tek başına denizi izleyen benim yaşlarımda... Yada Benden biraz büyük birinin oturduğunu gördüm... Brnim yaşlarımdaydı, emindim. O damı okulu ekmişti? Sorsamıydım? Ah hayır tabiki! Sessiz adımlarla tam arkasına kadar ilerleyip durdum. Saçları... Saçları çok güzeldi... Ensesine kadar uzamış dalgalı kumral saçlar... Birkaç dakika ayakta öylece onu izledim...

"Yorulmadın mı?"

"Efendim?" Yavaşça başını bana çevirdi bu mükemmel yüz... Bana tanıdık gibiydi? Okuldan mıydı? Belkide...

Hayır! Dur dur! Bu... Bu o! Tost katili!

"Sen?"

"Dur sen o tost'u düşünce deliye dönen atarlı kızsın?" İlerleyip yanına oturdum.

"Dedi kendisi çarpıp beni bütün gün aç bırakan ve 'önüne bak be!' diyen öküz?"

"Hahah! Sevdim seni. Tanıdığım kadarıyla: fazla atarlı, hemde cidden fazla atarlı, her gülerek dediğime sinirli bakışlar atacakkadar inatçı ve ha! Unutmadan tosta bayılan bir insan duruyor karşımda! Hatta belkide tost'a bir insan niteliğinde değer veren."

"İyi tanımışsın beni ama tost'a insandan fazla değer vermem tabii ki. Sadece karşımdaki kişinin insan olmasına bağlıdır bu durum."

"iyi gömüyorsun."

"İyi gömerim."

"Peki sana çarptım diyemi çekiyorum bu işkenceyi?"

"Hayır! Bir özür'ü bana çok gördüğün için çekiyorsun tabii ki bu işkenceyi."

"Öyleyse özür dilerim güzel kız." Bütün kanın yanağımda toplanması ne demek oluyor? Utandım mı?

"Affedildin..." 

"Adın?" Bakışlarını denizden ayırdım ve ona döndüm, bana bakmıyordu denize bakıyordu.

"Ne?"

"Adın ne?" Kafamı yine denize çevidim.

"Gece..."

"Efendim?" Bakışlarımı yine ona çevirdiğimde bu sefer bana bakıyordu gözlerinde soru işaretleri vardı.

"Gece... Gece Parlar. Sen? Sen kimsin gizemli çocuk?" Bal rendi gözleri parlarken sırıttı.

"Bulut. Gizemli çocuk Bulut Bal." Demek Gözlerini soyadından almıştı gözleri öyle güzelldiki gün batımını izler gibi saatlerce onun o güzel gözlerini izleyebilirdim.

" Demek Gözlerini soyadından almıştı gözleri öyle güzelldiki gün batımını izler gibi saatlerce onun o güzel gözlerini izleyebilirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Selam! Umarım kitabın 1. Bölümünü sevmişsinizdir ve sevmeye devam edersiniz. Okuduğunuz için teşekkürler!

1) Bölüm hakkında düşünceleriniz?

2) Sizce 2. Bölümde ne olucak?

3) Bulut neye acele ediyordu ki       Geceye çarptı?

Okuduğunuz için tekrar tekrar teşekkür ederim💫💦🌻

Görüşmek üzere!

𝐆𝐞𝐜𝐞'𝐧𝐢𝐧 𝐁𝐮𝐥𝐮𝐭'𝐮 || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin