3. bölüm

37 8 61
                                    

İnstagram- pixieelss

Selam! Bu bölümde Bulut'un ağızından okuyacaksınız. Umarım beğenirsiniz? Ve loş rahat ortam! Bölümün sonunda görüşürüz!

__________________🍀_________________

3.bölüm:
"Derin"

Bulut'un ağızından:

Yüzümde o aptal sırıtış vardı yine...
Tepede oturduğumda o gelmeden önceki gibi...

Bir anda olayı idrak etmemle döndüm.

Bi saniye ya! Ben onunla tanıştım! Ben.onunla.tanıştım! İsmini bilmeden ve o beni bilmeden her gün evden okula, okuldan eve bıraktığım kızı! O güzel kızı! Artık benim varlığımdan haberdardı!

Ama... Ben daha farklı bir tanışma hayal etmiştim... Romantik bir tanışma olucaktı bu! Kahretsin! Resmen ilk tanışmamız bir yaz dizisi gibi! Ama ben Romantik bir tanışma istemiştim! Aklında soru işareti bırakmak istemiştim...

Bı an aklıma o an geldi... Her gün olduğu gibi onu o bilmeden evinden alıp okula bırakıcaktım. Evden çıktı ve tam kaldırımdan inecekken durdu aklına bişey gelmiş olmalıydı? Ve ben bunu deli gibi merak ediyordum. Sonra kumaral bir çocuk ona doğru yaklaşmaya başladı. O an onu hatırladım, bu şu kıza asılan elemandı. ama kız o kadar saf dı ki anlamıyordu.

sinir oldum bırak okula gitsin kız gerizekalı!

Uzayı az çok tanıyordum bizim sınıftan olması nedeni ile. Ama sohbet etmişliğimiz yoktu. Zaten olamazdı. Uzay basketbol takımının kaptanıydı ve okuldaki tüm kızların gözdesiydi. Ve eski sevgilimin... Beni aldattığı kişi... Tabi uzay bilmiyordu damlanın bir erkek arkadaşı olduğunu ama ben... Neyse... Kısacası onun bir suçu olmasada ondan nefret ediyordum. Aslında suçsuz sayılmazdı, damlayla sevgili olmalarına rağmen kıza asılıyordu şerefsiz! Sanki bir okul dolusu kız yetmiyor!

"Uzay! Bakar mısın?" Diyerek öldürücü bakışlarımla yanıma ilerledim.

"Kim oluyorsunuz?" Resmen aynı sınıftandım.

"Önemli biri değil. Damla'nın seninle aldttığı kişiyim Uzay, ben Bulut."

Uzay anlamadığını beli eden bakışlarla bakarken ben arkama döndüm ve onun gittiğini gördüğüm kafeterya ya hızlı sinirli adımlarla ilerledim.

Tam içeri girdim ki... Benimkinin yanında yok olucak kadar küçük bir cüsseye çarptım. Ona...

Ne diyeceğini bilemiyordum o bana bakıyordu! Beni görüyordu! Acaba benim hakkımda ne düşünüyor? Acaba sevmişimdir beni?

Bı saniye şuan ona çarptım ve hakkımda ne düşünebilir?

Aklıma gelen ilk sözü yapıştırdım.

"Önüne baksana be!" Ah... Ne yaptım ben...

"Hadi ve oradan! Sen bana çarptın! Tostda mahvoldu zaten..." dedi ve yerden aldığı tost la otomüs durağına doğru ilerledi...

Sesi... Çok güzel di... Belkide bir şarkıcı olmalıydı... Tamam abartıyorum! Ama sevdiğim kız bana 'tost'da mahvoldu zaten...' dedi! Bilmiyorum belkide üzülmeliyim ama yüzümde aptal bir sırıtış var!

Aslında hergün onu bırakıp okula giderdim ama bu kafayla okula gidersem zaten derdi dinleyemezdim

Bu yüzden hep gittiğim deniz kenarında bir tepeye gittim motorumla ve öylece denizi izleyip onu düşündüm... Kahve rengi gözlerini ve kumral saçlarını...

O sırada arkamdan gelen nefes seslerini yeni algılamışdım.

Kim olduğunu bilmesemde
"Yorulmadın mı?" Dedim

"Efendim?" Bu güzel sesle gülümsedim ve başımı ona doğru çevirdim...

"Sen?"

"Dur sen o tost'u düşünce deliye dönen atarlı kızsın?" Diye yapıştırdım. Aslında şaşkındım. Benimi takip etmişti? Ama bunu belli etmiyordum.

"Dedi kendisi çarpıp beni bütün gün aç bırakan ve 'önüne bak be!' diyen öküz?" Diyim yanıma oturdu, küçük bir kahkaha atıp kahkahamın arasında konuştum.

"Hahah! Sevdim seni. Tanıdığım kadarıyla: fazla atarlı, hemde cidden fazla atarlı, her gülerek dediğime sinirli bakışlar atacakkadar inatçı ve ha! Unutmadan tosta bayılan bir insan duruyor karşımda! Hatta belkide tost'a bir insan niteliğinde değer veren." onun hakkında bir şeyler öğrenmeyi seviyordum. Onu daha çok tanımak istiyordum.

"İyi tanımışsın beni ama tost'a insandan fazla değer vermem tabii ki. Sadece karşımdaki kişinin insan olmasına bağlıdır bu durum."
ne yalan söyleyeyim baya baya diri diri gömdü beni!

"İyi gömüyorsun."

"İyi gömerim." Hmm burada minik bir egoist var ha?

"Peki sana çarptığım için mi çekiyorum bu işkenceyi?"

"Hayır! Bir özür'ü bana çok gördüğün için çekiyorsun tabii ki bu işkenceyi."

"Öyleyse özür dilerim güzel kız." Bu cümle bana birşey ifade etmese de onun yanaklarının kızardığı 2 kilometre öteden görülürdü, bu bana bir şey ifade etmiyordu çünkü ben bir gerçeği söylemiştim.

"Affedildin..." Verdiğim tek tepki gülümsemekti... Ve önüme dönüp denizi izlemeye devam ederken artık sormamın zamanı gelen soruyu sordum.

"Adın?" Bana döndü bunu hırkasının cebinde çalkalanan bozuk para seslerinden anlamıştım.

"Ne?" Neden 'Ne' demesi bile beni etkiliyordu bilmiyorum. Ama resmen beni deli aşıklara döndürmüştü.

Ona döndüm ve önündeki güzel manzarayla yarışacak belkide geçicek kahverengi gözleri bana döndü, belkide çok renkli göz görmüştüm. Ama bunlar farklıydı.

"Adın ne?"

"Gece..." Dedi ve önüne döndü.
Gece? Gece derken zaman olarak mı demişti? Yoksa ismi... Gece mi?

"Efendim?"

"Gece... Gece Parlar.Sen? Sen kimsin gizemli çocuk?" Yüzümde yine o aptal sırıtış oluşurken o dudaklarıma bakıyordu.

"Bulut. Gizemli çocuk Bulut Bal." demekle gözlerini gözlerime çevirdi ve gözlerime derin'ce baktı... Çok derin...

__________________🍀_________________

__________________🍀_________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yine selam, umarım sevmişsinizdir. Yeni bölümde görüşmek üzere bye!🍀

𝐆𝐞𝐜𝐞'𝐧𝐢𝐧 𝐁𝐮𝐥𝐮𝐭'𝐮 || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin