BAŞLANGIÇ

1 0 0
                                    

DONG LEE;

-Yeni asistan alımı için başvuruları getirdim Bay Lee.

Dong Lee: Masama bırak.

Lee geriye yaslandı derin bir nefes alıp önüne bırakılan tonlarca kağıdı incelemeye başladı.

6 saat sonra...

Dong Lee sonunda belgeleri incelemeyi bitirmiş aralarından 2 kişiyi seçmişti. Dönüp bu 2 kişi arasından, aralarında geçen tek gecelik bir ilişki yüzünden kovmak zorunda kaldığı Min Yoon adlı asistanının yerine yeni birini seçecekti. Seçtiklerinden ilki 73 yaşında bir adam, ikincisi 26 yaşında tecrübesiz bir kadındı.

Lee kağıtları önüne çekip kendi kendine;

Kafam nerede benim, bu kadar başvurunun arasından bu ikisini mi ayırmışım?! Sanırım yeterince yorgunum yarın tekrar baksam iyi olacak.

Ceketini aldı, odasından çıkıp asansöre doğru yürümeye başlamıştı ki telefonu çaldı. Lee sinirlendi ve hızla telefonu açtı.

Yagari Park: İyi akşamlar Lee. Rahatsız etmiyorum umarım.

Dong Lee: Buyrun, Bay Park.

Yagari Park: Yeni bir asistan aradığını duydum. Büyük ihtimalle bir sürü başvuru almışsındır ancak senin için birini buldum, bunun için aramıştım. Kendisiyle tanışmanı isterim pek tecrübeli sayılmaz ama zeki, hızlı öğrenen bir çocuk.

Lee içinden; Bu adam benimle dalga geçiyor olmalı. Zekiymiş, hızlı öğrenirmiş. Oyun parkı işlettiğimi falan mı zanediyor!

Dong Lee: En kısa sürede kendisiyle tanışmak isterim Bay Park. Siz önerdiğinize göre işini iyi yapacak biri olduğunu düşünüyorum.

Yagari Park: Ne kadar teşekkür etsem az Lee. Daha sonra bunu bir yemekle telafi etmek isterim. İyi akşamlar.

Dong Lee: İyi akşamlar Bay Park.

Lee sinirle asansöre bindi. Gerçekten yorgun hissediyordu. Normalde yorulduğunu hissetmezdi. Arabasına binip evine gitti.


JUNG WOO:

Chen: Alo Jung babamın arkadaşı Bay Yagari'yi hatırlıyorsun değil mi?

Jung: Evet?

Chen: Bay Yagariyle iş konusunda konuşuyordum ve tahmin et artık kim kafede değilde kocamaaan bir şirkette çalışmaya başladı.

Jung Woo: Aman Tanrım Chen tebrik ederim. Senin adına çok sevindim.

Chen: Artık sadece başkaları adına sevinmeyi bırakıp biraz da kendin için mutlu olmaya ne dersin sevgili Jung'um. Kocamaan şirkette çalışmaya başlayan sadece ben değilim hayatım.

Jung Woo: Chen? Bu da ne demek şimdi?!

Chen: Tebrikler Jung.

Jung Woo: Sana inanamıyorum Chen. Bay Yagari'ye teşekkür etmeliyim sanırım.

Chen: Bir akşam yemeğini teşekkür kabul edeceğini söyledi. Cumartesi akşamı. Unutayım deme.

Jung Woo: Tamam.

Chen: Ha bu arada patronuna aşık olayım deme ha herif aşırı yakışıklı benden söylemesi.

Jung Woo: Hey o da ne demek şimdi, saçmalama!

Chen: Söyliyim dedim...

Jung Woo: (imalı bir şekilde) İyi akşamlar Chen.

Chen: İyi akşamlar..

Hemen yatağıma uzandım. İçim içime sığmıyordu. Havanın verdiği tüm o yorgunluk gitmiş yerini heyecana bırakmıştı. Biraz da endişeliydim tabii...

PAZARTESİ

JUNG; Ne giymesi, nasıl davranması gerektiğini Chen tüm detaylarıyla ona anlatmıştı ama hala biraz kafası karışıktı. Yeni aldığı lacivert takımını giydi, kravatını bağlayıp evden çıktı. Otobüs durağına yürüdü, bekledi, bekledi ama hala bir otobüs gelmemişti. Geç kalacağını düşünerek taksi çağırdı...

LEE; Sabah sporunu yaptı, duşunu aldı, kahvesini yudumladı, malikanesinin giyinme odasında ne giyeceğine karar verdi ve her zamanki gibi siyah takımlarından birini giydi, Patek Philippe saattini takıp evden çıktı. Şoförü; ''Efendim bugün Bugatti Chiron, Ferrari Pininfarina Sergio ve Mercedes Benz Maybach Exelero seçimlerini yaptım, lütfen siz karar veriniz.'' dedi. Lee dönüp; ''Seçimlerine her zaman güvenirim Agustin, bugün Sergio ile gidelim.'' dedi...

Jung kafasını kaldırıp fazlasıyla yüksek binaya baktı ve kafasını indirip camdan kendi yansımasına baktı, evet kesinlikle bu görünüme uymuyordu, aslında o hiçbir yere uymuyordu belki de hiç var olmamalıydı, en azından kendisi böyle düşünüyordu. Derin düşüncelerini bir kenara bırakıp içeri girdi. Girdiği an karşısına upuzun saçlı, tamamıyla siyah giyinmiş genç bir kadın çıktı;

-İyi günler, Bay Jung Woo olmalısınız. Buyrun size ben eşlik edeceğim. 

Şaşırmıştım, etrafa bakınarak kadını takip ettim. Binanın içi dışından çok daha büyüktü ve her yer siyah-bej tonlamalarıyla döşenmiş harika bir mimarisi vardı. İçimden ''Ah şu zengin piçler'' diye geçirdim. Sonunda kocaman siyah kapısı olan bir odaya gelmiştik. Kadın kapıyı tıklattı. İçerden kalın ama etkileyici bir ses ''Girin'' dedi. Kadın kapıyı açıp bana buyrun dedi ve eliyle odayı gösterdi. İçeri girdim karşıma bakmadan önce odayı incelemeye başlamıştım sonra bunun yanlış olduğunu fark edip önüme döndüğümde ilk sert yüz hatları ile karşılaştım. Şimdide sadece karşımdaki etkileyici adamı inceliyordum. Gözlerimi alamıyordum. Özenle taranmış kahverengi saçları bu kadar siyahın arasında farklı duruyordu. Parlak kahverengi gözleri vardı. Siyah takımının içinde bir model gibi duruyordu. Bana oturmam için işaret yaptı bende masasının yanındaki siyah deri koltuklardan birine oturdum. Hala özenle onu inceliyordum.

Tam o sırada etkileyici ve hoş sesiyle konuşmaya başladı; 

Merhaba Bay Woo, ben Lee Holding'in sahibi Dong Lee...

DEVAM EDECEK...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 09, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İSİMSİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin