Elçin ve Çınar birbirlerini çok severler. Ancak bir türlü kavuşamazlar. Tam kavuşacaklarken başlarına bir iş gelir. Sanki kara bir bulut onları hep takip ediyormuş gibi. Ve ne yaparlarsa yapsınlar o kara bulut onların üstünden gitmez. Bir şekilde on...
Telefondaki:sen kimsin lan Ç. :efendim ben köşe başı pastanesinin garsonuyum kime bakmıştınız? Telefondaki:Elçine baktım ben, ona versene telefonu. Ç.: Su an kendisi burda değil. İsterseniz bana söyleyin mesajınızı. Ben ona söylerim. Telefondaki:yok teşekkürler benim kendisiyle konuşmam gerek. Cep telefonunu da aradım ama kapalı. Sen ona söyle beni bi arasın. Ç.:Peki efendim. Kim diyim? Telefondaki:Abisiyim ben Ç. :tamamdır efendim. İletirim. İyigünler. Abisi:iyi günler. Çınar telefonu kapatır ve elçine abisinin onu aradığını söylemeyi unutmamak için not alır. Tam bu sırada pastaneye siyah takım elbiseli birisi girer. Ç. :buyrun efendim ne alırdınız? T. Elbiseli :Çınar sen misin! Ç. :buyrun benim. Takım elbiseli adam elindeki telefonu çınara uzatır. Ç. :bu nedir beyfendi. T. Elbiseli: izlee!! Çınar, telefonda Elçini bir şantiye alanındaki sandalyeye bağlı bir şekilde görünce adamın yakasından tutup sen kimsin lan diye bağırır. T. Elbiseli:merak etme yakında onu da öğreneceksin. Sen şimdi onu kurtarmak istiyo musun, istemiyor musun? Ç. :istiyorum tabikide o benim... T. Elbiseli :o senin, neyin? Sevdiğin mi yoksa. Hahahaha usta-çırak aşkı Ç. :onu kurtarmak istiyorum. Ne istediğini söyle! T. Elbiseli 3 gün sonra saat 18.00 da yine geleceğim, o zamana kadar 100.000Tl getiriyosun. Anlaştık mı? Der ve pastaneden çıkar. Çınar ise olayın şokunu hala atamamıştır üstünden. Hemen pastaneden çıkar ve bankaya gider. Ancak kimse çınara kefil olmadığı için banka kredi vermez. Çınar ne yapacağını düşünürken yanına komşu dükkanlardan biri gelir ve masaya bir miktar para bırakır. Ardından 3 4 kişi daha girer pastaneye. Onlarda bir zarfın içinde bir miktar para bırakıp çıkarlar. Çınar çok şaşırır. Ama biriken miktar olması gereken miktarın ancak yarısı kadardır. Çınar pastanenin içinde ben bu krediyi nasıl çekicem. Kimse bana kefil olmuyor diye söylenir. O sırada arka sokaktaki bakkal Mehmet gelir. Çınarın yanına oturur ve ben sana kefil olurum çınar. Der. Çınarın gözleri dolar çünkü daha düne kadar bakkal mehmetle araları bozuktur. Dost kara günde belli olur diye geçirir içinden çınar.hemen bankaya giderler. Kredi çekerler. Çınar parayı teslim etme gününe kadar paraları evine götürür ve saklar. Ertesi gün gece çınar balkonunu açık unutur ve sokaktan geçen sarhoş bir adam bunu görür. Eve balkondan giren adam evi aramaya başlar. Her yer karanlık olduğu için hırsız hiç birşeyi görmez ve kolunu bir vazoya çarpar. Çınar sese uyanır ve ışığı yakar. Hırsız ile göz göze gelen çınar baş ucundaki cam sürahiyi alır ve hırsızın kafasına vurur. Ardından 155i arar. Ertesi gün paralar için minik ve oldukça da sağlam bir kasa alır. Şifresini koyar ve annesine dahi söylemez. Para teslim günü geldiğinde parayı bir bel çantasına koyar ve pastaneyi açar. Çınar girdikten hemen sonra bakkal mehmet gelir. Çınar buluşma saati geldiğinde Elçine kavuşacağı için çok heyecanlıdır. Gözünü saatten ayırmaz ve dakikaları hatta saniyeleri saymaya başlar. Pastanenin sessizliğini bir müşteri bozar ve siparişlerini alıp gider. Artık saat 17.00 olmuştur. Yani buluşma saatine 1 saat kalmıştır. Çınar hem korkuyor hemde heyecanlıdır. Tekrar başlar saniyeleri saymaya. Bakkal mehmet çınarın gözlerini içine bakar ve o korkuyu, heyecanı, sevinci ve stresi görür. İşte o an anlar elçini ne kadar sevdiğini. Buluşma saatine 20-25 dk kala çınar parayı tekrar sayar ve para eksik çıkar. Çok şaşıran çınar karşıdan o gün gelen takım elbiseli adamı görür. Adam pastaneye girer. Parayı ister. Bakkal mehmet ona sürekli bişeyler sorarak oyalamaya çalışır. O sıra da da çınar eksik olan 1000 tl yi bulmaya gider. Bakkal mehmet artık adamı oyalayamaz ve telaşlanır. Sonra gözü saate takılır. Adamın saat 18.00 dediğini hatırlar ve saat daha 17.50 dir. Adama "daha 10 dk var anlaşmaya sadık kalalım lütfen" der. Adam ağzında bişeyler geveledikten sonra beklemeye başlar. O sırada çınar gelir elinde paralarla. Takım elbiseli adam parayı görünce" hadi versene" der. Çınar parayı arkasına saklarmışcasına kaçırır parayı. Ç: Elçin nerde? T. E. Adam: sen parayı ver öyle getiricem. Ç: Yalan söylemediğini nerden bilicem peki T. E. Adam:parayı verirsen anlarsın yalan söyleyip söylemediğimi. Ç: İnanmıyorum sana Elçin gelsin buraya o zmn vericem sana parayı. T. E. Adam: Peki madem öyle olsun.
Elini kulağındaki kablosuz kulaklığa uzatır ve "Kızı getirin" der. Ç: heh şöylee, yola gel biraz. Elçini gören çınar heyecanlanır ancak Elçin nerde olduğunu ve onu kimin kurtardığını bilmemektedir. Çünkü gözleri bağlıdır. Çınar Elçinin gözünü açacakken adamlardan biri Çınarın kolunu tutar. Çınar: Hadi takas başlasın artık. T. E. Adam: Pekiğğ kızı verin alın parayı. Diye emir verir. Çınarın sesini duyan Elçin heyecanlanır. Takas gerçekIeşir. Çınar hemen Elçinin güzelmi güzel gözlerini açar. Elçin ne diyeceğini bilemez ve adeta dili tutulur. Çınar Elçini sandalyeye otutturur. Bir bardak su getirir ve Elçine verir. Elçin bi süre sonra kendine gelir ve çınarın yanına yaklaşır . Ona teşekkür eder. Çınar kısa bir süre sonra elçine bir kutu verir. Elçin tam açacakken çınar "dur!" diye haykırır. "evde yanlızken aç" der. Elçin çınarı kafasıyla onaylar ve kutuyu kenara kaldırır. Ancak gözü hep kutunun üstünde olur. Çok merak eder. Eve vardığında onu annesi ve babası karşılar. Annesi "arkasaşının evinde nasıldın, rahatın iyimiydi?" Diye sorar. Önce annesinin neyden bahsettiğini anlamayan elçin sonradan anlar herşeyi. Meğer çınar onlar endişelenmesin diye elçinin ailesine arkadaşına gitti bir kaç gün orada kalacak demiştir. Elçin anne ben çok yorgunum diyip odasına çıkar ve kutuyu açar. Kutunun içinden kökleri ve yaprakları olan bir kolye çıkar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir de mektup çıkar kutunun içinden Mektupta şöyle yazmaktadır: Elçin sana garip gelicektir belki ama Ben seni çok sevdim. Bu kolyedeki ağaç benim hayatım kökleride sensin Elçin. Yani BENİMLE EVLENİR MİSİN? Elçin şok olur ve hemen Çınarı arar. Elçinin aradığını gören çınar heyecanlanır ve ya hayır derse korkusu vardır. Açar telefonu. E. : Çınar sen ciddi misin? Ç: Evet, hemde hiç olmadığım kadar. E. :ben ne diyeveğimi bilmiyorum. Ç. :ee yani cevabın ne? E: çınar bak, benim kafam şu an çok karışık. Yarın yüz tüze konuşdak daha iyi olmazmı? Hem ben sabaha kadar biraz düşünürüm. Ç. :sen nasıl istersen Elçin. Yarın görüşürüz o zaman. E. : İyi geceler sana. Ç.: Sanada tatlı kız...
