Medya : Anıl
Sinirli adam evine girdiği anda daha kapının önünde soyunmaya başladı. İşlemini bitirdikten sonra kendisini banyoya attı.
Bu soğuk havada sıcak suyun vücuduna temas etmesi istemsizce hoşuna gitmişti. Avucuna doldurduğu şampuanı saçına yedirerek düşünmeye koyuldu. Bugün gerçekten de hayatının en garip günü ola bilirdi. Şirketin ortasında el aleme ettiği küfürlerin aklına dolmasıyla dudaklarının kenarı kıvrıldı. Kimsenin bir şey yapamıyor oluşu ve kendisinin onlara saydırmış olması garip bir memnunluk hissi yaratıyordu. Sanırım kendisi sadistliğin ilk evresini yaşıyordu.
Aniden çarpışmanın aklına gelmesiyle dudakları düz bir çizgi halini aldı ve kaşları çatıldı. Fare deliği kadar yerde bir birine değen nefesler, koşarken aniden ona dönüp gülümseyen yakışıklı surat, aniden önünde soyunması fikirleri beynine doldukduğu anda elini şaha kalkmış aletine attı. Ayakta durmakta zorlandığını hissedince bir elini duvara dayadı ve kafasını arkaya atıp sesli bir şekilde inledi.
Saklandıkları delik kadar yerde arsız adamın dudaklarına yapışması hayaliyle kendini çekmeye devam etti. Şerefsiz falandı ama yakışıklıydı işte. Çağının düz bir adamı bile yoldan çıkara bilecek görseli biseksüel birine neler yapmazdı ki?
Önünde soyunurken dar boxer'ın altından belli olan çıkık kalçası, adonisli vücudu, biçimli dudakları aklına geldikçe elini daha da hızlandırdı. Sonda şerefsizin elini kalçasına atıp sıkması görüntüsünü gözünde canlandıran Anıl derinden ama boğuk bir şekilde inleyerek boşaldı. Bedenini yeniden sabunlayıp yıkayarak gerginlikten arındırılmış bir şekilde gülümseyen suratıyla elini havluya attı ve kurulandı. Havluyu kirli sepetine fırlatarak salona doğru ilerledi.
Salona girdiği anda sağ elindeki kahveyi yudumlayan, diğer elindeki derginin sayfalarını karıştıran, çekişlerinin baş kahramanı olan herifle karşılaşmayı beklemiyordu. Gözleri kesiştiği anda Çağın ağzındaki kahveyi püskürterek gülmeye başladı. O anda hatırladı Anıl anadan üryan ortada dolaştığını.
Refleks olarak elini önüne attığı sırada Çağın aletine bakış atıp "uuu" diyerek ıslık çaldı. Anıl hem utançtan, hem de sinirden kıpkırmızı oldu.
Çağın gevşekliğinden asla ödün vermeden "Daha yeni tokatladın çavuşu. Ne ara uyandı lan bu?" Diyerek yeniden kahkaha attı.
Anılın siniri daha da tepesine çıkmıştı. Az önce banyoya giderken yere attığı kullanılmış boxer'ı saniyeler içinde üstüne geçirerek Çağının üzerine atladı.
"Seni bu kez geberticem şerefsiz orospu"
Artık boğmaya kararlıydı bu arsız oğlanı. Şansına kapının saniyeler içinde çalmasıyla Anıl alelacele yerdeki kıyafetleri üzerine geçirerek kapıyı koştu.
"Anıl bey?"
"Evet ? Benim"
Kurye elindeki pizzayı Anıla uzattı. "Siparişiniz efendim"
"Bir karışıklık olmalı. Ben pizza sipariş vermedim."
Arkasından onu iterek pizzayı alıp bir dilimine hemen ağzına tıkan Çağınla Anılın taşlar yerine oturmuştu. Gözlerini yumarak dışarıya bir nefes saldı. Gözlerini açtığında "buyurun" diye Çağın parayı kuryeye uzatıyordu. Şoklar içerisinde bir paraya bir çağına baktı. Oysa kendisine kitleyeceğine neredeyse emindi. Çağın "Hoşçakalın" diyerek el salladı, kapıyı kapattı ve yüzünü Anıla çevirerek pizzayı ona uzatıp 32 diş sırıtarak "hadi yiyelim" dedi.
Anılın siniri az da olsa geçmişti. Masaya oturarak pizzadan bir kaç dilim yedi. Adamın ağız tadı da zevki kadar iyiydi. Gözaltından Çağına bakış attığında dünyayla tüm iplerini kopardığını aylardır yemiyor gibi yemeğe gömüldüğünü gördü. Gülümsemesini zorla gizledi.
"Evi nasıl buldun ve nasıl girdin, şerefsiz?" Dedi sonunda sessizliği bozarak.
Çağın omuzlarını kaldırıp indirerek "Seni takip ettim. Nasıl girdiğim meslek sırrı" dedi ağzında kocaman bir lokma ile birlikte.
"Yemeğini yiyorsun. Defolup gidiyorsun evimden"
"misafiri böyle davranılır mı? Hiç yakıştıramadım"
Anıl anında yumruğunu kaldırarak "sana şimdi bu yumruğu bir yakıştırıcam"
Çağın ayıplar gibi kafasını iki yana sallayarak "tch-tch, hem ben sana iş teklifi yapmaya geldim. Cüzdanında fareler fink atıyor. Pizza parasını bile zorla denkleştirdim. Belli ki, çalışm...."
"Bir dakika, bir dakika ne?!"
"Ne?" diye sordu Çağın kaşlarını çatarak. Ardından ayağa kalkıp kanepeye atlayarak aklına gelen şeyle yüzünü Anıla dönüp "Benim ödediğimi mi sandın?" diye sordu. Gözleri büyüdü, ardından kahkahaya boğuldu. "Beni daha tanımıyorsun, Anıl"
"ismimi nereden öğrendin?"diye sordu her kelimesinde biraz daha şaşırıp, artık öfkelenmeyi bile ona çok görüyordu.
"Binanın girişinde daire sahiplerinin adı var, öfkeli çocuk. Cüzdanında kimliğin var. O da ayrı konu. Adına pizza bile sipariş verdim. Senin aklın nerde?" Artık şaşırmayı bırakarak elini alnına koyup başını buladı.
"Neyse. Demem o ki benimle ortak ol. Hem yüzümü gören nadir insanlardansın, hem de kalmaya yerim yok. Sen burada yaşamama izin ver, ben de sana işi öğreteyim"
"dur, dur doğru anladım değil mi? Hırsızlık yapmamı istiyorsun. Benim haram parada gözüm yok, kardeş. Hem olsa bile seninle yaşayacağıma bir çukura girer kendi üstüme toprak atarım."
Hırsız çocuk yüzünü buruşturdu. " Sen bu alemin en büyük hırsızı ile konuşuyorsun. Bizi Robin Hood gibi düşün zenginden alıp kendimize yani fakire veriyoruz. Ganimetin yüzde altmışı da senin hadi. Ev kirası olarak düşün."
Genç oğlan ikilemde kalmıştı. Onu bu teklifi düşünmeye iten hayat helal, haram düşünmüyorsa neden kendisi düşünüyordu ki? Hem zenginlerle yapacakları işin yüzde altmışı kim bilir ne kadar edecekti. Haftada bir kaç kez çalışıp büyük paralar kazana bilirdi. Yüreğinde Allahım sen affet diyerek "bir kaç şartım var" dedi.
Çağın onun ikna olduğuna emin olmuştu. Sadece köprüyü geçene kadar 'büyük olasılıkla hiç birini yapmayacağı şartları' dinliyormuş gibi yaptı.
"Benim odama asla girmeyeceksin. Yemek dışında mecbur kalmadıkça odandan çıkmayacaksın. Dışarıdan eve insan getirmeyeceksin. Şaka falan da yok"
"yoha..."
Anıl kapıyı işaret ederek "Kabul etmiyorsan çıkış orada" dedi.
"Tamam, tamam bakarız" Anıl kaşlarını çatınca çağın ellerini havaya kaldırarak teslim oluyorum gibisinden "aman be anlaştık" diye çemkirdi.
Not : Çağını hem dövmek isteyip, hem öpmek istemek hastalığı bırak peşimi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arsız (Gay)
Teen FictionHer kes işini gücünü bırakmış şirket çıkışının tam önünde duran kravatını sonuna kadar gevşetmiş saçı başı dağınık halde orta parmağını havada savurarak boğazını yırtacak duruma gelene kadar bin bir türlü karanlık fantaziyi kendinde birleştiren, da...