Duygular

16 0 0
                                    

Sabah kalktigimda sanki yatali yeni olmuş gibi hissediyodum.

Başıma kazık giriyomus hissi de vardı ama buna rağmen sıcak yatağimdan kalktım yanlislikla gecen gun erkene kurduğum alarmim olmasa kalkicagimi hiç sanmıyodum hatta geceye kadar uyurdum herhalde.

Banyoya girmeden önce baktığım saat ile daha zamanım olduğunu biliyodum. Kendime gelmek için sıcak duş iyi gelicekti. Uzun bu süre banyoda durduktan ve kendime geldigime inandığım da çıktım.

Saçlarımı kuruttum kabarmislardi ama bunu umursamadim guzel görünmek gibi bi çabam yoktu sonuçta geceden çanta hazırlama aliskanligim olmadığı için bunu sabahları yapiyodum.

Bence gereksiz olan bir sınıf grubumuz vardı ve beni de eklemişlerdi ders programini oraya attıkları için grubu sevmiştim.

Cantami hazırladım üzerimi hızlıca giydim ve aşağı indim. Hala biraz baş dönmesi ve kusma isteği vardı içimde annemin kahvaltı hazırladığını gördüm ama canımın istemediğini söyledim.

En başında itiraz etse de yemicem dediğimde yemicegimi bildiği için çok da zorlamadi. Siyah Converselerimi ve ince yagmurlugumu giydim vazgecilmezim olan renkli boyunluklarimdan siyah olanı aldım ve taktım.

Daha zamanım olduğu için yavaş yürüyodum. Kulakligimi taktım ve bayildigim rap şarkıları dinlemeye başladım.

Diğer insanların aksine yabancı şarkıyı hiç sevmezdim çok nadir dinliyodum perinin zoruyla.Pop sarkilardanda cok az kişinin şarkısını biliyodum ama rap hayat felsefemdi.

Taladro ,Sancak, Anıl piyancı Hidra gibi rapciler olmasa hayat çok zor olurdu.Taladronun efsanevi sesi kulaklarımda dolunca baş ağrım silindi sanki. Okula yaklaştığını kulakligimi çıkardım.

Baş agrimi kesen şey sanki muzikmis gibiydi kulaklığı çıkardıgim gibi eskiye göre daha da şiddetli ağrıdı gözlerimi kapattım ve yakınım da olan ağaca yaslandim.

Başımda dönüyodu yere oturdum yavaşça kapalı gözlerimin önüne bi kaç resim geliyodu Küçükken oyun oynadığım anları galiba içten gülümsedigim günlerden resimlerdi hepsi.

Yanımda olanlardan biri harundu sanırım ama diğer çocukları tanımıyo gibiydim. Bi süre sonra resimler kesiminde gözlerimi açtım. Baş ağrım devam ediyordu ama başım donmuyodu.

Aslında geçen sürede buna alismistim eskiye ilgili sürekli bi şeyler hatirliyodum ama hep kesik kesikdi fotoğraf gibiydi ama asla birlesmiyodu geç kaldigimi düşünerek yerden kalktım geçen bazı insanlar garip bi şekilde bakıyorlar di ama takmadim.

Ne yani hayatlarında hiç mu ağacın yanında oturan birini gormemislerdi. Okulun kapısının önüne vardigim da bahçede olan insanları görünce geç kalmadigimi anladım ve rahatça içeri girdim.

Sınıfa çıkıp cantami bıraktım. Siramin üstüne adeta firlatilmis gibi atılan esyalardan perinin geldiğini anladım kendimde ultra dağınık olduğum için onun toplu olmasını beklemiyorum tabi ki.

Harunla birlikte olduklarını düşündüğüm için onu aramadım normalde böyle düşünceli arkadaş olmam ama kiyamadim 3 sene beklediler sonuçta .

Bahçeye indim bende yanlız takilabilirdim. Arka taraftaki banklara bu sefer oturmak yerine hafif yattım.

Gerçekten fazla yorgundum. Gözlerimi kapatalım 5 dakika olmadan yüzümde bi el hissettim. Gözlerimi acmadim ama gelen kişiyinin korkusundan tanimistim.

Bu çocuk her ne parfüm kullaniyosa bazen deniz bazen toprak gibi kokuyodu ve tabi buna karışan sigara ve nane kokusunun aroması mükemmeldi.

Gözlerimi yavaşça açtım onu korkusundan tanıdığını anlamasini istemiyodum. Eli hala yanigimdayken gözlerimin içine bakiyodu.

UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin