*ALİNA*
Sabahki curcunadan sonra okul gayet sakindi. Zaten mimar olamayı daha çok ailem için istemiştim. Onlar beni hep mimar olarak hayal etmişlerdi bende onları kırmak istemeiştim. Ama mimarlığı bitirmeyeceğimden emindim. Kendimi bu sene okulu kazanamamış ve seneye yine girecek olan bir öğrenci gibi hissediyordum. Yani okulu veya dersleri çok da önemsemiyorum. Aslında ailem olmasaydı ben hep tıp okumak istemiştim. Bu evde Toprakla beraber yaşamak için gelmemin asıl nedenlerinden biri de buydu. Doğruları söyleyecek olursam benim ailemin bende önce bir çocukları daha olmuş, erkek. Abi'm çok zekiymiş ve hep mimar olmak istermiş annemse abimi aşırı severmiş haklı olsun olmasın hep onu savunur asla laf ettirmezmiş, abim ailenin gururuymuş kısaca ama bigün ben doğmuşum ve abime olan ilgi dolayısıyla azalmış. Abimde o sıralarda kansere yakalanmış ben 3 yaşıma gelene kadar savaşmış ama sonuç olumsuz olunca bari rahat ölsün diye tedaviye son vermişler. Abim 1 ay dayanlmiş böyle anlatıyorum çünkü hiçbirşey hatırlamıyorum ama annem bana o kadar çok anlatıyor ki artık bazı şeyleri hafızamda hayali bir şekilde kurguladım. Neden de bu işte annem pek dile getirmesede hep beni suçladı benim yüzünden abime olan ilgi
azaldığı için başına böyle bişey geldiğini sanıyor. Sanırım bu ölüm olayından sonra artık beni abim olarak görmeye başladılar. Aslında hatırlıyorum da annem bazen ismimi karıştırıp bana Ali diye seslenirdi. Amaçları beni Abi'm yapmaktı ve ben bu yüzden mimarlık okuyordum, peki mutlu muydum hayır.Çocukluğumdan beri çok güzel resim çizmişimdir ama onlar bunu göremeyecek kadar körlerdi. Nasıl olduğumdan çok notlarımla ilgilenirlerdi. Beni asla öpmez veya şımartmazlardı belkide üzerime çok titrerlerse benim de en ufak bir ilgisizlikte abim gibi olcağımdan korkuyorlardı bilmiyorum ama sırf bu yüzden kimseye kendimi öptürtmem veya yüzüme dokundurtmam. Çok çok nadirdir birilerinin benim yüzünde temasa geçebilirler. O da cidden değerlilerse.Zilin çalmasıyla yerimden sıçradım. Resmen düşüncelerimde yüzüyordum kafam iyice gitmeye başlamıştı. Aniden telefonumun çalmasıyla ikinci şokumu geçirdim arayan kısmında Esila'nın adını görmeyi beklemiyordum. Telefonu tedirgin ola ola açtım oysa karar gününe daha 1 gün vardı erken karar vermiş olamazdı deme ama canım karar verselerdi o zaman Toprak arardı yani inşallah. Karşıdan ses gelene kadar bekledim. "Alo Alina müsaitsin değil mi?" Derin bir nefes aldım bu ev arkadaşlığı yarışını kaybedemezdim "Esila lütfen biraz daha düşünün bak ben daha ev bakamadım bile lütfen hem naptım ki yani yanlış bişey yapsam bilirim. Dün gece bi tuvalete kalkmıştım çok mu gürültü yaptım. Özür dilerim bidaha tuvalete gitmek yok söz.." Esila??" Karşı taraftan ses gelmediğini anlayınca durdum "Kızım ne hayal gücü varmış sende be iki saniyede senaryo yazdın maşallah seni bir yapımcıya mı tanıştırsak?" Esila'nın konuşmasından sonra resmen içimdeki ateşe buz gibi soğuk su serpilmişti. "Sen şimdi beni kovmuyorsun?" Esila telefonun karşısından hayır anlamına gelen cık sesi çıkardı "E o zaman ne oldu?" Bu sefer derin nefesi o aldı "Ya şimdi şöyle ki asıl konu yine erkekler ama biz bunu sen gelince tartışırız. Bizim bu çok zeki arkadaşımız Toprak bitane öküzü boynuzladı sonra yer de onu boynuzladı. Toprağın kolu olanlara dayanamayıp aramızdan ayrıldı." ney ney ney " Toprağın kolu mu KOPTU?!?!?" Aramızdan ayrıldı demişti sonuçta. Ama ya öküz mü koparmıştı kolunu neden yapsın ki öküzler böyle bişey onlar bir zamanlar değerli hayvanlardı hepsinin gmtü kalktı resmen. Esila telefonun karşısından sabırla beni dinlemişti"Alina beni götünden mi dinliyosun tamam biraz garip anlatmış olabilirim ama sen hayal gücü sağlam bir kızsın.. neyse kolunu koparmadı kırdı. Bizim hastaneye gelebilir misin?" Oh be iyi kopmaması güzel o zaman tüm öküzlerden özür dilerim "E..evet hemen çıkıyorum." Esila Nisanı aramamı tembihleyip kapar kapamaz sınıftan fırladım. Takisiye bindiğimde Nisan'ının numarasını tuşlamış açmasını bekliyordum.
***
TOPRAK
"Tamam şimdi sıkı dur canım bu sefer otutturuyorum sonra alçıya alırız." Yaklaşık 10 dakikadır bu cırtlak sesli çakma sarışının kolumu yerine oturtmasını bekliyorduk. Daha doğrusu Esila ve megadinazor yani namıdeğer Pamir bekliyor ben avazımın çıktığı kadar bağrıyordum. Tam kendimi hazırlarken biranda gelen acı ile kolumun koptuğunu hissettim. Bu haksızlıktı daha hazır bile değildim. "Kıpırdama da saralım." yanımdaki otoriter sese doğru döndüm "Önce kopardın şimdi de kanıtı saklamak için alçıya alıyosun deme? Insan bi anestezi yapar bu nedir ya bu nedir ben öldüm burda!!" Esila bir yandan bana gülüp diğer yandan elindeki peçeteyle göz yaşalarımı siliyodu. "Siz onun kusuruna bakamayın canı acıyınca böyle oluyo." Gözlerim Pamzehire -bu isim onu açtı ha hem neymiş öyle Pamir Pamzehir daha güzel- kaydığında onun da güldüğünü gördüm. "Sen niye gülüyosun acaba senin gülmeye hakkın var mı?" " Yok mu?" Soruma soruyla cevap veriyor bide ya valla bakın Esila haklı kahrolsun erkekler kadınlara özgürlük " Yok! Senin yüzünden geldi başıma bunlar. Yoluma çıkamasaydım şuanda ben dersimde olacaktım burda acılar içinde kıvranıyo değil." Pamir yaslandığı duvardan çekilip kapıya yöneldi birşey söyleme gereği duymadan da kapıdan çıktı gitti. Sağlam olan elime kapıyı gösterdim "Görüyosun deme Esila yüzsüzü. Pislik!" Esilaya cevap bekler gözlerle baktım " Ya kızım konuşsana suscağın tuttu senin de tamda seni ilgilendiren konularda." Bu sırada kadın kolumu alçıya almaya başlamıştı bile. Esila koluma bakarak konuştu."Bana hoşlandım gibime geldi." tam cevap verecekken kapı açıldı ve içeriye önden Alina arkadan Nisan girdi. Esilayala bu konuyu evde konuşcaktık. Alina gayet tedirgin bir halde yanıma geldi. "Şu haline bak ne oldu sana çok acıyor mu?" Başımı olumlu anlamda salladım "İşte aradığım ruh öküzü Alina al şu Esilayı yerinde bitane daha senden getir lütfen." Esila göz devirirken Nisan deli gibi çantasını karıştırıyordu. "Asetatlı kaleminiz var mı kızlar? Benimki evde kalmış." asetatlı kalem bende hiç de güzel anılar çağdaştırmamıştı ama şimdi mazallah Esilaya hatırlatırım sonra kırk saat dilinden düşmem diye ağzımı açmadım. Alina çantasından birtane çıkardığında kadının işi de bitmişti. Odadan çıkarken bize bir tane desteklik almamızı söylemişti çünkü o alçıyı gayet uzuuuunca bir süre çıkaramıycakmışım. Bizde alçının kurumasını beklerken Esilayı desteklik almaya yolladık. Esila gelene kadar birkaç hoca beni görmeye geldi ve Canavarımsıkadınella alçımın üstüne mor bir bandaj sardı neymiş hasta görmeye eli boş gelinmezmiş. Esila gelince Nisan'ının neden asetatlı kalem istediği anlaşıldı ilk imzayı atan olmak isteyen arkadaşlarım az kalsın başka yerlerimi de kırcaklardı.
Otobüste bitane vefalı insan bana yer vermişti. Akşam eve Nisan'ın sınıf arkadaşı ikinci günden verilen ödevlerini yapmak için bize geliceğini öğrendiğimde otobüsten iniyordum. Nisan bunun için çok memnundu çünkü bize gelcek olan arkadaşı yani Karya hem çok yakışıklı hem de zekiymiş tabi Esila hanım bu işten hiç hazetmediğini saat başı söylüyordu.
Eve girer girmez salona yattım kolum zaten fazla ağrıyodu. Alina bilgisayarı televizyona bağlayınca Açlık Oyunlarını izlemeye başladık. Taa ki kapı sesi gelene kadar. Nisan seke seke kapıyı açmak için ilerlerken bende yerimde doğrultmaya çalılıyordum. Karya içeri girince şu anki tipime lanet okudum. Kızlar kalplere dikkat bu hırsız heran çalabilir. Çocuk o kadar yakışıklıydı ki Esila'nın bile aralıksız ona baktığına yemin edebilirdim. Çocuk konuşmamızı bekler gibi bakıyordu. "Kusura bakma Pamirdi deme?" Kahretsin ne Pamir'i Karya o Kar-ya. "Ay özür dilerim Karya ben.. Benim aklım karıştı hoş geldin ben Pamir." hay dilimi eşşekarıları soksun. Kızlar gülmeye başkarken ben de son kez olmasını dileyerek ağzımı açtım. "Toprak evet adım kesinlikle Toprak." Esila kendini susturmak için dudaklarına baskı yapıp konuştu "Ben Esila." Ama Karyanın gözü ne bendeydi ne Esilada nede Nisan'da pür dikkat Alinaya bakıyodu. Düşünün kendimi 2 kere Pamir diye tanıtmıştım ama çocuk hiç oaralı olmamıştı. Alina konuşmayınca onu dürttüm ama saf kızımız konuşmak yerine neden yaptığımı anlamayıp bana bi tane geçirmişti. "Peki sen kimsin?" Karaydan gelen sesle hepimiz Alinaya döndük "A..aa..Ali...Alina." karya gayet hoşnut bir şekilde gülümseyip ağzımın içinde Alinanın adını geveleyerek söyledi. Esila gözlerini kısmış Karyaya bakıyodu heran saldırıya geçebilirdi. "Biz çok acıktık deme kızlar hem Karyada acıkmıştır. Hadi Esilacım makarna yapıver hadi." Esila burnundan soluyarak mutfağa gidince kalanlar olarak kanepelere yerleştik. Esila malarnaları getirinde muhabbet etmeye başladık ama Nisan, Karyanın Alinaya olan ilgisinden hoşlanmamış olcak ki çocuğun yemeğini bitirmesine izin vermeden çekiştirdi ve ders çalışmaya gittiler. Alinaya baktığımda yanakları al al olmuştu. E ben hırsız var demiştim. "Toprak acaba sen bu Pamir'den fazla etkilenmiş olabilir misin? Hayır etkilendiğin aşikar da çokluğunu çözemedim." Gözlerimi kısarak Esilaya baktım yüzünde eğelediğini belli eden sırıtması vardı " Yoksa sana Pamir mi demeliyim?" Hemen yanımda duran yastığı alıp ona doğru fırlattım. "Uyuz!" Alina kahkayı basınca ona da gözlerimi kısarak baktım. Çatalını bırakıp ellerini kaldırdı. Herkesinki bittiğinde Esila tabakları alıp mutfağa gitti hemen ardından Alina ayaklandı "Biz senin destekliğini Nisan'ın odasına koymuştuk deme şimdi senin kolun falan da ağrımıştır ben gidip alıp geliyim. Hem ne dersin sen konfor şart dene." merdivenlerden çıkarken arkasından bağırdım "Rahatsız etmeseydin. Sınrada alırdık.. ALİNAA!" Beni takmayıp gidiceğini zaten biliyodum şansımı denemek istemiştim sadece. Önden Karya arkasından Nisan ve eli boş Alina aşağı indi. Karya gidiyodu kısa bir vedalaşmadan sonra onu Nisan uğurladı. Alina Leyla gibi gelip tekli koltuğa oturunca o gülmesinin hıncını alma zammanımın geldiğini anladım. " Alina hani benim destekliğim?" "Desteklik mi? Ayy deme ya şey dedim ki şimdi uyursun sen şey etmeye gerek yok.." Yüzüme ne biçim bahane şeklini taktım. Ama Alina söyleyince uyku cazip gelmişti. Hem belki bu gün rüyamda Tom'umu görürdüm. Büyük bir hevesleri gözümü kapadım ve dua ederek uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-TENA-
RandomYalnız olmak. Geldiği anlam kadar basit bir kelime aslında. Yalnız olmak kolaya kaçmaktır, yalnızlığın anlamı yoktur. Zaten bizim için anlamlı olan şeyler hep birilerini hatırlatmaz mı?Mesela ateş, su, hava ve toprak.. Tek başlarına basit birer ele...