beş

415 64 80
                                    

kantinde gördüğü notla yutkunmuştu sarışın(evet ben bu kısmı yazarken mina sarışındı:I) kız. çünkü hiç sevgilisi olmamıştı. birçok kez çıkma teklifi alsa da hepsini reddetmişti.

erkeklerin sadece cinsellik için onunla birlikte olduğunu anlıyordu.
eski sevgilisi öyle yapmıştı çünkü.

aşka inanmıyordu bu yüzden. gelen tekliflerin sadece bir hoşlantı veya birlikte bir gece geçirmek için olduğunu anlıyor hemen reddediyordu.

nefret ediyordu erkeklerden eski sevgilisi yüzünden. sessiz birisi olduğu için onu oyuncak gibi görmelerinden nefret ediyordu.

aşka inancını kaybettiğini sanıyordu. 2. kez bir kız ondan hoşlanıyordu. ilki alt sınıflardan tzuyu'ydi.

onun gibi sessiz ve çok güzel bir kız olduğunu düşünüyordu mina. ama hiç ona onun baktığı gibi bakmamıştı. onun hassas birisi olduğunu bildiği için reddetmek onun için çok zor olmuştu.

o gün kibarca reddetmişti onu sarışın kız.

flashback

"ben, ilk kez birinden hoşlandım mina. ve o kişi sensin. aslında hoşlantı değil bence bu sürekli seni düşünüyorum. sen, çok güzelsin ve kalbin kadar zarifsin. sana daha da çok kapılıyorum her geçen gün. kimseye şans vermediğini biliyorum. ulaşılmazsın çünkü gözümde. yine de artık içimde tutamıyorum mina. bana bir şans verebilir misin?"

"tzuyu ben yapamam. söylediğin şeyler... çok güzel. çok üzgünüm. seni, beni sevdiğin şekilde sevmediğim için çok üzgünüm. lütfen üzülme benim yüzümden. sen benden daha zarifsin, kalbin çok temiz. özür dilerim tzuyu."

"bunu bekliyordum zaten bu yüzden kendimi hazırlamıştın. sadece sen de suçlu hissetme sakın olur mu mina. seni sevdiğim için özür dilerim. hoşçakal dünyanın en zarif kızı."

flashback sonu

tzuyu, bir daha okula gelmemişti. sonrasında okul değiştirdiğini ve şehrin öbür ucuna taşındığını duydu mina. üzülmüştü yine. ama yapacak bir şey yoktu. aşka küsmüştü mina. onu sevmeye çalışsaydı tzuyu acı çekerdi diye düşünüyordu hâlâ.

kızın kalbinin dışındaki duvarlar yıkılmış gibiydi artık. savunmasız hissediyordu bir yandan. yine de içi gıdıklanıyordu. bu hissi hissetmeyeli yıllar olmuştu.

chaeyoung, ona not bırakmaya devam ediyordu. bu bir hoşlantıdan ibaret olsaydı not bırakmayı keseceğini düşünüyordu. bu yüzden gardını,istemeden indirmiş olsa da, hem savunmasız hem de heyecanlı hissettiriyordu bu durum.

chaeyoung hakkında pek düşüncesi yoktu. sessiz ve arkadaşları dışında kimse ile pek konuşması yoktu çünkü. dövmelerinin şirin olduğunu düşünüyordu. chaeyoung'un da tatlı ve sanatçı ruhuna sahip yetenekli birisi olduğunu düşünüyordu sadece.

dahyun, bir önceki gün ona "o seni her derste seni izliyordu. yani ben o tarafa her döndüğümde sana bakıyor oluyordu. elindeki kahverengi deftere de bir şeyler karalıyordu. sırana da kağıtları bırakırken görmüştüm onu. beni fark edince eli ayağına dolaştı."

o anı hayal etmişti. 'kesin çok tatlı bir görüntü ortaya çıkmıştır' diye geçirdi içinden.

'yine de ona karşı şu an bir şey hissetmiyorum' dedi içinden sonra 'yani hissetmiyorumdur bence' dedi. ama bunu sesli bir şekilde söylediğini fark etmemişti.

bunları düşünürken sınıftaydı. okula erken geldiği için kızlar yoktu ya da başka birisi. mina ve düşünceleri vardı sadece. yani öyleydi. ta ki chaeyoung'un sınıfa girmesine kadar.

chaeyoung, sesli düşündüğü her şeyi duymuştu. kalbi kırılmıştı.

sevdiği kıza hisleri olan tek o değil miydi yani? mina o kişiyi seviyor muydu? chaeyoung hayal kırıklığına uğradı o an. sevdiği kızın gözü önünde başkası ile birlikte olma düşüncesi bile onu üzmeye yetiyordu.

yine de chaeyoung kesin bir şey olmadan kendini üzmek istemediğinden, ya da sınıfta mina'nın gözü önünde ağlamak istemediğinden, çizim defterini çıkarıp mina'yı çizmeye başladı yine.

bu sırada chaeyoung'un dışa yansıyan üzgün yüz ifadesini görmüştü mina. neden üzgündü anlamamıştı o an.

onu üzmüş olduğunu düşünmeye başladı. onun üzgün olmasını istemiyordu. anlık gelen deli cesareti ile kalktı tam yanına giderken kapıdan jeongyeon, sana ve dahyun girdi.

chaeyoung gelen sesler için kapıya baktığında mina'yı kendisine doğru bakarken gördü. kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı.

mina ise tam ağzını açarken kızların ona günaydın demesi ile irkildi ve hemen kızların tarafına ilerledi.

mina, kızlarla konuşurken düşünceleri onu rahatsız ediyordu rezil olduğunu ve chaeyoung'u üzdüğünü düşünmeye devam ederken chaeyoung ise kendisine kızıyordu.

'aptal seni sevmiyor işte neden bu kadar aşık oldun ki ona' diye düşünüyordu. bunu düşünürken onu çizmeye devam etmesi ise bu düşüncesinin üstünü örtüyordu.

iki kız kafasındaki düşüncelerle ve kaçamak bakışmalarla bitirmişti o günü.

iki kız kafasındaki düşüncelerle ve kaçamak bakışmalarla bitirmişti o günü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#sememinaforever 🤗

neysee geç bölüm attığım için özür dilerim.. buraya kadar okumaya devam ettiğiniz için teşekkür ederimm iyi geceler(ki bu saatte kimse okumaz büyük ihtimalle saçmaladı ahsen su an) ʕ≧ᴥ≦ʔ

note ; michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin