note ; michaeng

sekiz

"chaeyoung nereye bakıyorsun böyle? chaeyoung beni duyuyor musun?? CHAEYOUNG!!"

jihyo, nereye baktığını anlamıştı karşısındaki sana'nın yanında oturan mina'yı izliyordu.

jihyo'nun seslenmeleri onu girdiği transtan çıkarmıştı.

"kızın içine düştün baka baka gitsene yanına."

"gerek yok jihyo hem sen yalnız kalırsın."

"ben de sana'nın yanına gitmeyi düşünüyordum. sen yalnız kalırsın diye gitmiyordum. bu yüzden tam şu an yanlarına gitmeliyiz."

chaeyoung, daha cevap vermeden jihyo kolundan çekmişti. jihyo önden arkadan da chaeyoung, sana ve mina'nın masasına gelmişlerdi.

"jihyo bıraksan mı kolumu artık?"

"işte chaeyoung'un da kolu uyuşmuş ben de geçmesi için elimi bastırıyordum."

"tabii ne demezsin jihyo."

jihyo'ya kötü bir bakış atmıştı. jihyo, sana ile konuşmaya başlayınca dünyayı görmediği için chaeyoung'un göz devirmesini bile görmemişti.

"ayakta kaldın chaeyoung. yanıma otursana."

jihyo'ya sinirli sinirli bakarken ayakta olduğunu unutmuştu. sana'nın yanına oturmayı planlıyordu. aksi takdirde mina'nın onun kalp atışlarını duymasından korkuyordu.

mina'nın seslenmesiyle tekrar gerildi chaeyoung.

"ben nayeon'u bulsam iyi olacak bir yerlerde sızıp kalmasını istemem jihyo burada kalsın nayeon'u bulunca gelirim."

"nayeon iyi gibi gözüküyor."

mina'nın baktığı tarafa dönünce jeongyeon'un kucağında olan nayeon'u gördüğünde şoka girmişti.

"bence de iyi gibi gözüküyor."

"otur öyleyse yanıma."

chaeyoung, mina'nın yanına oturduğunda mina'nın yumuşak kokusu onu büyülemişti.

mina, elindeki içkisinden yudum alırken. chaeyoung'un yine onu izlediğini hissetti.

chaeyoung, mina'yı izlemeden duramıyordu. çok zarifti çünkü mina. kendisi bol bir gömlek giyip üstüne de kot ceket atıp hiç özenmeden çıktığı için onun yanında ne kadar sönük kaldığını düşünüyordu.

mina da göz ucuyla onu izliyordu. nasıl bu sade kıyafetlerle göz alıcı olduğunu düşünüyordu.

ortamdaki sessiz ama göz ucuyla birbirlerini izledikleri atmosferi bozmak için mina konuştu ilk. yoksa chaeyoung, konuşacak gibi durmuyordu.

"bugün gitmiştin yani geldiğimde yoktun. süt kutusunu açamadım ve 10 dakika ugraşınca tabii sen sıkılıp gitmişsin üzgünüm."

"aslında misafir ağırlamakta çok iyisin mina ama ben misafir olmakta iyi değilim sanırım bu yüzden ben özür dilerim."

mina, gülmüştü hatta küçük bir kahkaha atmıştı. chaeyoung, bir kez daha aşık olmuştu ona.

"gerçekten beni güldürüyorsun chaeyoung. keşke daha önce karşıma çıksaydın."

mina, cümleyi bitirdikten sonra 3. bardağı içmeye başladı.

"keşke öyle olsaydı. senin gibi bir kızın karşısına çıkacak cesaretim olmadı."

son cümleyi sessiz söylemişti. duymamış olmasını umuyordu. konuyu değiştirmek istedi.

"dahyun gelmedi mi? en yakın arkadaşınızdı diye biliyordum."