0.1

1.6K 86 57
                                    


Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz aşklarım.

[ᴋɪᴍ ᴛᴀᴇʜʏᴜɴɢ & ʟᴀʟɪꜱᴀ ᴍᴀɴᴏʙᴀɴ]



Sıkılmıştım.

Jennie dikattimi çekebilmek için sürekli sandalyemin arkasını tekmeliyordu. Ben de matematik hocamız tahtaya yeni denklem yazarken onları defterime geçirmekle uğraşıyordum ve sadece geçirmemle kalıyordu.

"Jennie tahtaya gelip bu soruyu cevaplamak ister misin, yoksa Lisa'nın arkasında durup sandalyesini biraz daha tekmelemeyi mi tercih edersin?"

Sınıftan gülüşmeler yükseldi, arkama dönüp bu sefer paçayı nasıl kurtarmaya çalışacaksın bakışı attım. Jennie homurdanarak kaderine razı olurken kapı çaldı.
Müdürümüzün kapıda görünmesiyle herkes donakaldı. Müdürün sınıfta ne işi vardı? Bu tek bir şeye işaretti: bir soruna.

"Oha" dedi Jennie sessizce, yüzümü asıp ona döndüm. Kapıya doğru başıyla işaret ederek "Polislere bak."

Şoka girmiş bir şekilde döndüm kapının ardında, koridorda gerçekten de iki polis duruyordu.

"Lalisa... "

Müdürün sesi beni suratıma tokat yemişim gibi kendime getirdi. Bana doğru adım atınca yüreğim ağzıma geldi. Gözlerinde yorgun ve anlayışlı bir bakış vardı.
"Eşyalarını toplayıp bizimle gelebilir misin."

İşte sınıftan tam bu anda ooo, aaa gibi sesler çıkması ve insanların başımın ne kadar belada olduğunu birbirlerine fısıldaması gerekirdi. Ancak onlar da benim gibi, meselenin benim başımı 'belaya sokmuş olmam' olmadığını hissetmişlerdi. Koridorda beni bekleyen haber her ne ise, sınıf arkadaşlarım bununla ilgili olarak benimle alay etmeyeceklerdi.

"Lisa" Jennie beni dürtükledi, dirseği değer değmez ayağı fırladım sandalyem geriye doğru kayarken resmen çığlık attı. Masamda ne var ne yoksa çantama doldurdum ve hiç kimseye bakmadan koridora yöneldim. Sınıfta fısıldamalar başlamıştı. Beni bekleyen şeyle hiç yüzleşmek istemesem de iki polis memuruna döndüm.

Ciddi ama sakin görünüyorlardı. Müdür koluma dokununca kazağımın üzerindeki eline baktım. Müdürle daha önce tek bir diyaloğum olmamıştı ve şimdi kolumu mu tutuyordu yani? "Sosyal hizmetler müdürlüğünden geldiler Lisa."

Boş boş baktım.

"Lisa" diye devam etti müdür. "Sana bunu söylemekten çok büyük üzüntü duyuyorum ama... annen, baban ve kardeşin  bir kaza geçirmişler."

Bekledim kalbim sıkışıyordu.

"Hepsi kaza anında gitmiş Lisa. Başın sağ olsun."

Sosyal Hizmetler'den gelen kadın bana doğru bir adım atıp konuşmaya başladı. Ona baktım ama tek görebildiğim üzerindeki renklerdi. Tek duyabildiğim boğuk bir sesti, sanki birisi yanı başımızda bir musluk açmıştı ve gürül gürül su akıyordu.

Nefes alamıyordum.

Panikle bir şeye uzandım, nefes almamı sağlayacak herhangi bir şeye. Birileri beni tuttu. Sakin mırıltılar.
Yanaklarımda ıslaklık. Dilimde tuz tadı. Ve kalbim... adeta patlamak üzereydi, öyle hızlı atıyordu ki.

Ölüyordum.

"Nefes al Lisa."

Bütün tüylerim diken diken oldu, tir tir titriyordum. Sol tarafa doğru sendeledim midem hiçbir uyarı vermeden ağzıma geldi.
Eğilip midemdeki tüm kahvaltıyı Hizmet görevlisinin ayakkabılarının üzerine boşalttım.

"Şoka girdi."

Öyle miydim?

Yoksa yol mu tutmuştu?

Bir dakika önce sınıfta oturuyordum. Sınıfta, her şey saniye içerisinde olup bitivermişti...

Ve birkaç dakika sonra...

tamamen başka bir yerdeydim.

Herkese selaamlaar!!!!
Bu benim ilk taelice hikayem umarım beğenirsiniz bebeklerim lütfen yorumlarınızı da eksik etmeyin öpüldünüz.

tangled |°taelice +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin