! KESİNLİKLE İNTİHAL YOK!
02
Baekhyun, Chanyeol'u sonsuza kadar kaybettiğini düşündüğü bir zamanı hatırladı. Bu lanetli anı onu ara sıra rahatsız ediyordu, sessiz bir çığlık atmasına ve ellerini kulaklarına götürmesine, asla gerçekleşmeyen acı verici bir sesi engellemeye çalışmasına neden oluyordu. "Beni bırakma." Histerik bir çığlık attığında Chanyeol koştu ve sırtını sıvazladı. Baekhyun bu zor hayatında hiç ağlamadı. Chanyeol'un rahatlatıcı sözlerinin fısıltıları kafasında yankılanıyordu. Baekhyun travma geçirmişti. Bunları arada sırada yaşıyordu ve bir şekilde durmasını istiyordu ama durmuyordu. Sanki zihni bu şekilde düşünmeye programlanmış gibiydi.
Baekhyun Chanyeol'u bir ağaç yığınının arasında takip etti, bir şey gördüğünü düşündüğünde Chanyeol'a arkadan sıkıca sarıldı. Belki siyah figürler. "Bakkie ah, artık korkma, dünyada korkmanı gerektirecek herhangi bir şey yok." Baekhyun, Chanyeol'un belini bırakırken omuzlarından büyük bir ağırlık kaldırdığını hissetti.
En azından. Chanyeol kendi kendine sessizce düşündü. Henüz değil.
Baekhyun'un çenesine gelen hafif bir vuruş onu uyandırdı. "Gerçekten öyle mi görünüyordun?" Chanyeol'un işe yaramaz küreleriyle gülümsediğini gördüğünü sandı. (Ç/N: Bunun tam karşılığının ne olduğundan emin değilim.)
"Yakışıklıyım, değil mi?" Chanyeol alay etti.
Baekhyun yumuşak bur şekilde güldü.
Chanyeol yanaklarını kıstı ve derin bir iç çekti. "Bakkie, her zaman senin yanında olamayabilirim. Ama zihninde, hayalinde, hep olacağım. Bunu hatırla, tamam mı?" Chanyeol onun başını okşadı, parmaklarını once kahverengi saç tellerinin arasından geçirdi. Baekhyun başını salladı. Chanyeol'un onu bırakmak isteyebileceğini düşünmemişti.
Ya da istiyor muydu?
Ertesi gün, Baekhyun odasının dışında konuşan birkaç farklı ses tarafından uyandırıldı. Aynı anda iç geçirdi ve kolunu uzatıp saçlarını karıştırdı. Tanıdık bir sesin dışarıda haykırdığını duydu, "NEDEN?!!"
Baekhyun yavaşça odasından kapıya geçti, ve tanıdık ahşabı parmak uçlarında hissetti. Dikkatlice ileri doğru yöneldi, yavaşça kulağını serin kapıya dayadı.
"Neden ben yapmalıyım?!" Kris bağırdı.
"Dostum sakin ol!" Biri söyledi.
"Lütfen! Gerçekten umutsuzum! Özellikle, yapmayacağıma söz verdiğimden onu yalnız bırakamam."
Chanyeol yalvardı.
Sessizlik.
"Lütfen?"
Diğer insan tekrar konuştu. "Sadece bu sefer yap, umrumda değil."
Kris iç çekti.
"Sadece ben iyiymişim gibi davran." Chanyeol bu sefer sesindeki yorgunluk imasıyla tekrar yalvardı.
Baekhyun ikinci kez çatıya gittiğinde onu satın alan kişiyle olmadığı ilk sırada yer aldı.
"Nereye gidiyorsun?" Baekhyun Chanyeol'la soğukça konuştuktan sonra onu aynı noktada görerek ağaca yaslandı. Chanyeol Baekhyun'a özür dilercesine baktı. "Üzgünüm... Üzerimde bir şey vardı." O özür diledi. "Gözlerini kapat." Chanyeol bir anlık gerginlikten sonra konuştu. Baekhyun itaat etti. "Şimdi aç."
Baekhyun, hemen yumuşak bir deniz meltemi ve yumuşak kuma çarpan dalgaların sesiyle karşılandı.
Nefesi kesildi. Baekhyun hemen koştu ve Chanyeol'un yanına kuma uzandı. Sonunda Chanyeol konuşana kadar birlikte kızıl gökyüzünü izlediler. "Bana kızgın değilsin artık, değil mi?"
Baekhyun sırıttı ve kafasını salladı, bu kafasının altındaki kumun farklı yönlere uçmasına neden oldu.
Chanyeol, Baekhyun'a doğru döndü. "Teşekkür ederim." Esintiden dolayı Baekhyun'un gözlerine dolan nazikçe okşamadan önce fısıldadı. Baekhyun'un vücudu aniden ısındı ve gülümseyerek Chanyeol'a döndü. Mükemmel, bu anı anlatmak için yeterli değildi. Bu harikaydı.
Baekhyun omzunda bir dokunuş hissetti. "Tamam mısın?! Biliyorsun, sana bakıcılık yapmak için buradayım, çatıda güneşlenmeni izlemek için değil." Kris kaşlarını çattı. Baekhyun'un yüzü kızardı. Merdivenlerden aşağı inen Kris'i takip etmeden önce bir özür mırıldandı.
—————
Chanyeol'un çok uzun süre dışarı çıktığı bir zaman vardı. Baekhyun kapının yanında oturup beklerdi, soğuk mermer zeminde rastgele daireler çizerdi. Kalbi Chanyeol'un nerede olduğunu merak ediyor ve onu çok özlüyordu. Kendi kendine rahatlatıcı sözler söylerdi. Birkaç gün daha Baekkie. Bu çok tanıdık lakabına neredeyse ağlıyordu.3 gün geçti. Baekhyun, Chanyeol'un onun için geri döneceğini bilerek kafasını salladı. Birkaç saat daha Baekkie.
Haftalar geçti ve Baekhyun halihazırda zaman kavramını kaybetmişti.
Belki...
Baekhyun kendini böyle şeyler düşünmemeye zorladı ama yapamadı.
Belki Chanyeol benden uzağa kaçtı. Çok çok uzağa... Zihni karışmaya başlamıştı.
ve geri dönmek istemiyor Baekkie.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒍𝒊𝒏𝒅𝒆𝒅 [𝑨 𝑪𝒉𝒂𝒏𝑩𝒂𝒆𝒌 𝑶𝒏𝒆-𝑺𝒉𝒐𝒕] ✓
FanfictionByun Baekhyun kör doğdu, ve Park Chanyeol gençliğinden beri hep ona baktı. Park Chanyeol bir gün, Baekhyun'un bir kez olsun normal hissetmesine izin vermek amacıyla, onu hayatı deneyimlemesi için çatıya çıkarır. Ta ki yaptığı en büyük hata olduğu or...