Merhabalar ben roj, öncelikle bölümü okumadan uyarımı yapayım dedim.
Amacım asla Kürtlerle dalga geçmek değil ki birsürü kürt arkadaşım bile oldu, asla ayrımcılık yapmam. İşin eğlencesindeyim zaten. Amacımız eğlenmek. Ve bu kitapta geçen örf ve adetler de kendi uydurduğum örf ve adetler. Gerçek hayatta var mı yok mu bilmiyorum. Sadece uyduruyorum çünkü doğaçlama yazıyorum ve bir yerden ilerletmem lazım. Ve amacım güldürmek de olsa kasıntı yapmamaya çalışıyorum. O yüzden gerçekten eğlenceden anlayacak bireylerseniz, okuyabilirsiniz.
Alarmımın çalmasıyla uyandım. Bugün yeni şehirdeki okulumun ilk günüydü. Şımarık bir kız olduğum için babam beni ceza olarak Hakkari'de bulunan bir okula göndermişti. Bir ay boyunca burada kalacaktım.
Elimi yüzümü yıkayıp aynaya baktım. Pürüzsüz cildimle, küçük ve hafif kalkık burnumla, dolgun dudaklarımla, bembeyaz dişlerimle, bal rengi gözlerim ve saçlarımla, simsiyah kirpiklerimle, tüysüz vücudumla ve kum saati fiziğimle çok çirkindim. Bu kadar çirkinlik fazlaydı. (Evet ben bir wattpad kızıydım.)
Kalktım okula gittim sınıfımı buldum girdim. Öğrenciler daha tam gelmemişti bu yüzden sıralar boştu ve nereye oturacağımı kestiremedim. Ön sıralarda oturan bir kıza sordum. "Pardon baksana, nereye oturabilirim? Boş yer var mı?"
Kız bana anlamsızca baktı. Aramızda garip bir bakışma geçti, kaşlarımı çattım. "Bir sorun mu var?"
"Sen türksün."
Anlamlandıramayarak baktım. "Ne alaka?"
"Soru sordum." dedi. Aman tanrım! Some kürt problems.
"Evet." dedim. "Türk'üm. Türkçe anlayabiliyor musun?"
Kız bana bakarak, "Şu en orkadaki sira boştir emma oraya oturacek cesaretin var midir bilemem." dedi.
Alt tarafı sıra? Kızla daha fazla muhabbete girmeden sıraya geçip oturdum. Zil çaldı öğrenciler sınıfa dolmaya başladı. O sırada kız arkasını dönüp bana fal taşı gözlerle baktı. "Wallah cesaretine heyran kalmışke. Benim adım da Nisa'dır bu arada."
Ona bakarak "Begüm bende. Memnun oldum." diyerek gülümsedim. Birden dürtüldüm. Yanımda bir çocuk vardı ve bana ters ters bakıyordu. Tek o değil, şu an bütün sınıf sessizleşmiş bize bakıyordu.
"Rabe!"
Bana dik dik bakan çocuğa anlam veremeyerek baktım. Ne demeye çalışıyordu? Gözlerimi istemsiz Nisa'ya çevirdim. Fısıldayarak, "Kalk diyor." dedi.
Çocuğa baktım. "Neden? Boş sıra burası ve oturdum dedim."
Çocuk kafasını salladı. "Bittin sen. Bu ayını zehir edecem." dedi. Yanıma geçti.
Bu neydi şimdi ya?
Neyse ben derslerime odaklanacaktım. Hoca içeri girdi. "Rojbaş rojbaşşş. Çend sale görüşmüyoz?"
En kısa zamanda kürtçe dersi almalıydım.
Ders matematik dersiydi. Yanıma bakayım dedim çocukla göz göze geldim dik dik bana bakıyo. "Ne bakıyon be?" dedim.
"Sen türksün."
Bu deneyimi az önce yaşadığım için "Evet." dedim.
Sırıttı. "Törelerimize aykırı bir kızın erkekten izin almadan yanına oturması."
Kaşlarımı kaldırdım, "Ne?" O sırada zil çaldı kalktım hemen yerimden. Bu deliyle daha fazla uğraşamazdım. Koridora çıktım Nisa geldi yanıma. Ona sorayım dedim. "Ya bu töre falan dedi ondan izin alacakmışım yanına oturmak için, ne alaka?"
"Ondan izin almadın. Ondan izin alman lazımdı. Artık nağmuslususun."
Gözlerimi açarak ona baktım tam konuşacağım sırada gülerek "Yaw şake yaptım yaw." dedi.
O sırada o çocuk buraya doğru geliyordu. Nisa "Wiylaaa!!!!" demeye başladı. "Şemsettin hat, ez herim."
Demek adı Şemsettin'di. Beğendim. Modern.
Şemsettin gelip birden beni kucağına aldı. Çığlık attım "Aaa napıyosun be!" dedim. Beni lavaboya götürdü.
Neye uğradığımı şaşırmıştım. Tam kendime gelip ona söyleneceğim sırada dudaklarını dudaklarımın üstünde hissettim.