Ellerimi kurulayıp önlüğümü çıkardım. Üstümü değiştirecekken tefonuma mesaj gelmişti. Cebimden alıp mesajlara baktım.
Baek Hyun:
İşin bitmedi mi?
Dışarıda seni bekliyorum..
Bir az şaşırsam da gülümsedim. Geleceğini bilmiyordum.
Jung Soo:
Üstümü değiştirip çıkıyorum.
Telefonumu cebime yerleştirip hızla üstümü değiştirdim. Kafeden çıktığımda geçenki ağacın yanında beni bekliyordu. Göz göze geldiğimizde gülümsedi. Yanına yaklaştığımda yanağımı öpmüştü. Şaşkınlıkla ona bakarken elimi tuttu.
BH: Ellerin neden soğuk?
JS: Bulaşıkları yıkıyordum..
BH: Bu kadar çok çalışmanı istemiyorum...
Nefesini verip bir kaç saniye yere baktı. Tekrar başını kaldırıp bana baktığında gülümsedi.
BH: Hastaneye mi gideceksin?
JS: Hayır, bugün eve gideceğim.
Yürümeye başladığımızda aramızda bir sessizlik vardı. Gözucu ona baktığımda düşünceli görünüyordu.
Metroya vardığımızda beklemeye başladık.
BH: Aç mısın?
JS: Bir az..
BH: Yolunun üstünde market var mı?
JS: Var da, neden sordun?
BH: Yemek alalım. Aç kalma.
JS: Sevgilim misin, yoksa annem mi?
Sorduğum soruyla şaşırırken, utandığımı hissetmiştim. Sevgilim mi demiştim ona?
BH: Sevgilinim tabi.. seninle ilgilenmeliyim.
Parlayan gözlerle bana bakarken yanaklarım yanmaya başlamıştı. Trenin sesini duymamızla sonunda gözlerimi ondan ayırabilmiştim.
JS: Binmeliyiz, hadi.. gelsene..
Elini çekiştirip kapıya yaklaştırdım. İçeri geçtiğimizde hep olduğu gibi ben pencere önüne geçmiştim. O da yanıma oturmuştu.
JS: Ben uyuyorum. Hep indiğimiz durakta ineceğiz. Evimiz hastaneye yakın.
BH: Tamam..
Başımı omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uykucu
FanficTrende her uyuya kaldığımda camın üstüne not yazılmış yapışkanlı kağıdı kim bırakıyordu? Başlangıç:20/08/20 Bitti: