Klinik

126 25 10
                                    

Dağın en tepesinde yalnız bir kırlangıç gibi duran ve bulutlara değdiğinden pusların içinde kalakalmış ; lanet bir akıl hastanesine gidip hastalarımı tedavi etmek üzere yola çıkmıştım. Tek tesellim maşalı saçlarım iken soğuktan arka taraflarımın buz tuttuğunu hissettim.

(Günlüğüm, sana başarımın sırrını vereyim mi? Hayır hayır, damarlarımda akan mor kan sayesinde değil. Başarılıyım çünkü : İnsanların aklına girmeyi başarıp kolaylıkla delirmesini sağlayabilen başka alemlerdeki iblis soylu canlılardan bir başkası değil. Ve ben onları görebildiğim için etkisiz hale de getirebiliyorum. Ama şiddetle ama güzellikle ama tehditle... Açıkçası bu seferki hastam için hangi iblisle dövüşeceğimi merak bile ediyorum).

Mesleğimi severek değil de zorunluluktan yaptığım kaçınılmaz bir gerçeğim. Ama mantıklı düşündüğümde Dünya'da eğlenceli hiç-bir şey de yok. Yaniii....

##

Metroya ayağımı bastığımda derin bir soluk çektim. Gerçi her yerde korona salgını varken maskemi açıp ciğerlerime hava çekmem garip olmuştu. Ama ben teknik olarak hastalanamazdım çünkü biliyorsunuz , insan değilim . Gene de şaşkın gözlerden kendimi uzaklaştıramadım ve demire tutunup ayakta dikilmeye başladım. Her durakta midem aşağı yukarı sallanıyordu, ıyyk.

Sanırım on dakikam metroda geçmişti ve benim dağin en tepesine ulaşmak için daha bir ton yol yürümem gerekiyordu. (Günlüğüm, ne kadar kaçak kullansam da sihir ben de bir çesit bağımlılığa dönüşmüştü. Yakalanmamam için dua et.) Cebimden küçük , katlanmış çakımı çıkardım ve bu sefer kesmediğim kolumun damarlarını parçalamak üzere kendime gizli bir yer aramaya koyuldum. İnsanların beni göremeyeceğini düşündüğüm bir kasabın arka tarafına daldım ve...Yavaşça kanım elime dolarken Dağın tepesindeki kliniğe götür beni , götür beni.

"Doktor Hanım, biz de sizi bekliyorduk."

Lanet olsun ki sihirle belirdiğim sırada patronum beni yakalamıştı. (Günlüğüm, beni görmüş olduğu taktirde ikinci bir B planım olmadığından altıma azıcık çiş damlattım ama sorun yok bence, sonuçta şimdilik kimse kilodumu görmüyor).

"Hemen odama gidiyorum , Ahu Hanımcım."Parmak ucuma basarak tıkır tıkır ofisime doğru kaçmıştım. Umuyordum ki hastamdan sonra gelmemiş olaydım . Doğruyu söylemek gerekirse, patromun benim tuhaflığımı fark edip üstüme geldiğinden şüpheleniyordum. Çünkü çok da geç kalmış sayılamazdım. Altın kaplama kapı kolunu elimin içinde döndürdüm ve tam da tahmin ettiğim gibi hastamın gelmemiş olduğunu fark ettim. Odam çoktan havalandırılmıştı. Tabi parantez geçeyim hava (-15) derece civarındaydı , kendi camımdan bulutları görebiliyordum . Seans sırasında soğuktan zatüre geçirip gebermesek iyiydi.

##

"Tak tak tak"

Gelin demeden önce üstümü başımı düzeltmem lazımdı . Belki de çok yakışıklı bir adam beni bekliyor olacaktı.( Günlüğüm , ben de sonuçta yıllardır Dünya'ya sürgünüm. Ne zaman gezegenime dönerim , cezam uzar mı emin bile değilim. Bu gezegenin nimetlerinden faydalanmayayım mı?)

Azıcık da yakamı açıp sütyenimi düzelttim. Birazcık meme gösterip şov yapmanın kime zararı olurdu ki ! Azıcık firikik. Hafifçe kırmızı rujumu dudağıma yedirerek tazeledim ve içeri buyur etmek için hazırdım.

"Buyrunn!"

Kapı kolunun dönme sesine şahit oldum. Merakla bekliyordum, bu hastayı daha önce görmemiştim . Dosyası da önceden gelmemişti, ilk defa tanışacaktım. Bana zarar vermesi durumunda klinikteki polisler hemen dalardı zaten odama , buna güvenerek panik yapmamıştım. Gene de ilk iletişim açısından karşı tarafa biraz güvenmek, inanmak gerekiyordu.

"Merhabalar efendim. Şöyle oturabilirsiniz."

(Günlüğüm aramızda kalsın ama bu hastam patates çıktı. Kırklı yaşlarında, kirli sakallı ; kel ve göbekli...
Sınıfta kaldı. )Ona tam karşımda duran su yeşili ikili koltuğumu göstermiştim. Direk göz göze geldiğimizde , delirme sebebini daha rahat anlayabilecektim. Yani hangi iblisin aklına girdiğini , demek istedim.

"Merhaba." Göbeğini yaymış bacaklarını da tam açmış, ayı gibi oturuyordu. Sanki adam doktora değil de kahveye okey oynamaya gelmişti. Üstelik şikayetini de söylemiyor yüzüme çok afedersin mal gibi bakıyordu.

"Niçin gelmiştiniz ,beyefendi?"

"Beş kardeşimin dördünü öldürdüm. Geriye kalan bir tanesinin de sağ kalmasını istiyorum , ondan!"Waw! Kalemimi bilerek yere düşürdüm ve meydana çıkardığım göğüslerimi aşağıdayken sütyenimin içine geri koydum. Bu adamla işimiz vardı.

Bakmadan gör ( zitvonya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin