hiçbir zaman şiir yazmaya başlamak bu kadar zor olmamıştı. sen bir şiire hasrettin. seni onca seveni gördün ama hiç şiir yazmamışlardı senin için. saatin kaç olduğu önemsiz, ama 3, biliyorum. seni uçsuz bucaksız sevme saatim.
seni tanımıyorken bile senin gelmeni beklemişim. birkaç sergi gezmişim, birkaç yer görmüşüm, bir sürü fotoğraf çekmişim, günü batırmışım, çayımı sayısız kez yudumlamışım, günü uykulu gözlerimden doğurmuşum, hep eksik hissetmişim.
sana ''sevgilim'' dersem büyüsü bozulur mu tüm bu işin? işin içinden çıkamadığım bir sevginin içindeyim. affet, gece ya. garip cümleler kuruyorum. seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum. seni tüm yorgunluğuma sakladım, sevmeyi bekledim. kime şiir yazsam kaybettim. sana yazmaya korktum. ama şimdi kazandım seni, şiir yazsam mahvolur muyum?
konu sana geldiğinde, tüm şiirler içimde patlamayı bekleyen volkan gibi. kimse için böylesine iç çekmemiştim, sevgilim. seni daha yalın seviyorum, eskilere nazaran. daha sade. bunun anlamını bilir misin? her şey süslemeye, abartmaya layık iken; sen tüm doğallığınla korunmayı hak ediyorsun. ve ben tüm yorgunluğumla iyileşirken senin kavurucu yaz sıcaklığı teninde, bundan sonra yazacağım her şiiri sana adıyorum.
ama sevgilim, sen, seni ne kadar çok sevdiğimi asla bilemezsin.
<3///
yıldızlı bir gece ama van gogh tablosu değil, kitabımı okumuşlara selam! onun gibi bir kitap yazacağıma söz vermiştim, işte başlıyorum. bu kitabı sevgilim Deniz'e adıyorum.
yazmaya yazmaya körelmiş olabilirim ama ona olan sevgimin de kelimelere dökülemediğini biliyorum. eğer eksiklerim varsa, şimdiden kusura bakmayın. <3
![](https://img.wattpad.com/cover/245777648-288-k658067.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
van gogh tablosunda sarı siesta
Randomellerinden tutmak için artık her saatin geç kalınmış olacağını sanmıştım. bir öğle sonrası gökyüzü şöminesindeki ateşi harladığında aklımın derinliklerinde kalan o rüyayı hatırladım. asla geç kalmamıştım.