ring

3.5K 484 284
                                    


taehyung
ggukkkk
müsait misinnn

jeongguk
tabi hyung
müsaitim

taehyung
sana bir şey sormam lazım
sana geliyorum

telefonu kapatıp yanıma koymamın üzerinden daha 30 saniye bile geçmeden kapımı çalmanla yerimden kalkıp kapıyı açtım. elinde en sevdiğim pastanenin poşeti üzerinde sende sanki tasarımcıların elinden çıkmış gibi duran ama başkası giyse burun kıvıracağım bir eşofman takımı ve son zamanlarda uzatmaya başladığın siyah uçları kıvrılmış dağınık saçlarınla kapının önünde duruyordun. bir adım geriye çıkıp içeri girmen için alan oluşturdum, elindeki poşeti mutfak tezgahına bırakıp sonra  koltuğun tam ortasına oturdun.

"hyung deseydin ya çay koyardım, hem ne gerek vardı."
"çayı şimdi koyarsın gguk, acelemiz yok sonuçta. ayrıca çok gereği vardı."

su ısıtıcısına su koyduktan sonra getirdiğin poşeti açıp içindeki keki çıkarttım. ikimize birer dilim koyduktan sonra kaynayan suyu bardaklara boşaltıp bardaklara birer çay poşeti koydum. hepsini tepsiye yerleştirdikten sonra yanına doğru ilerlemeye başladım.

tepsiyi önündeki sehpaya koyduktan sonra yanına oturup bana ait olan bardağı elime alıp yudumlamaya bir yandan da seninle konuşmaya başladım.

"ee hyung ne soracaktın?"
yemeye başladığın pastanın tabağını yanına bırakıp ağzındaki lokmayı bitirdikten sonra konuşmaya başladın.
"jeongguk biliyorsun ki bu dünya üzerindeki en yakın arkadaşım sensin. bu yüzden bunu senin de fikrini almadan yapamazdım."

elimdeki çayı bırakıp tamamen sana döndüm. ne söyleyeceğin beni gerçekten merakta bırakıyor ve geriyordu.

"eunjung ile tanışalı çok olmadı biliyorsun genelde insanlar bu tür bir şey için birkaç sene bekler ama jeongguk ben sanırım hislerimden çok eminim. bunu birkaç sene falan ertelemek istemiyorum. ve ikimiz de yeterince büyüğüz diye düşünüyorum yani böyle şeylerin yaşandığı yaşlardayız artık. ve ben onu gerçekten seviyorum. jeongguk ben eunjung'a evlenme teklifi etmeyi düşünüyorum."

dediğin şeyle birlikte içimde fırtınalar kopmaya başlıyor hyung. evlenme teklifi etmekten bahsediyorsun. onunla arandaki şeyi en resmi hale dökmekten bahsediyorsun. sizin adınıza sevinmem gerekiyor ama içten içe ölüyormuşum gibi hissediyorum ve sen adımı seslenene kadar düşüncelerim arasında boğulup gidiyorum.

"jeongguk?"

o kadar acınası haldeyim ki cümleme kekelemeden başlayamıyorum bile. "ç-çok gü-güzel düşünmüşsün hyung. bence eunjung noona havalara uçacaktır. çok sevindim."

yalan söylüyorum. hiç de sevinmiyorum. onunla evlenme istiyorum. beni sevmesen de onunla da evlenme istiyorum. yaptığım şeyin bencillik olduğunu da biliyorum hyung. ama ne kalbime ne de aklıma söz geçirebiliyorum. sadece sahte bir mutluluk ve gülümseme takınıp seni desteklemeye devam ediyorum.

içimdeki yangın, sen ve ben o gün akşama kadar oturuyoruz. benim bilgisayarımdan eunjung'a yüzük bakıyoruz. beğendiğin bir tanesini sipariş ediyoruz ve nasıl teklif edeceğini planlıyoruz.

saat gerçekten geç olduğunda saçlarımın arasına bir öpücük kondurup beni çok sevdiğini ve en yakın arkadaşın olduğumu söyleyip saçlarımı karıştırıyorsun. sana sarılıp seni yolcu edip kapımı kapatıyorum. evine girdiğini ve kapının kapanış sesini duyduğumda daha fazla kendimi tutamıyorum.

tek yapabildiğim şey yere çöküp zaman algımı kaybedene ve orada uyuyakalana kadar saatlerce ağlamak oluyor.


It's raining again outside the window
These moments make me think of you
I can't sleep
Maybe that's just how it's meant to be

heather| taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin