~16~

3.1K 361 118
                                    

"Hyung lütfen gitme, bırakma beni burada."

Felix'in ağlamaklı sesini duyan Changbin başını döndürüp yanında uzanan bedene baktı. Yarın gideceğini hatırlamak istemese bile burada yeterince kaldığının bilincindeydi. Gitmesi gerekiyordu. Civcivinin üzüntüsü kesinlikle bundandı. İkisi birbirine karşı biraz bile yabancılık çekmemiş sanki uzun zamandır birbirine kavuşmayı bekleyen aşıklar gibi sıkı sıkıya sarılmışlardı. Şimdi ise tekrar ayrılmanın ikisinde de güzel hisler uyandırmayacağı çok açıktı.

"Ben de gitmek istemiyorum." dedi Changbin.

Felix'e hediye olarak aldığı civcivli pijama hâlâ sevgilisinin üzerindeydi. Sarı saçları karıştırıp kolunu sevgilisinin beline doladı ve kendine çekti onu.

"Ama artık gitmek zorundayım."

"Hyung..." dedi Felix tekrar. Gözlerinden düşmeye başlayan göz yaşlarına engel olamazken sevgilisine sarıldı.

"Ağlama lütfen." dedi büyük olan. Civcivinin yüzünü, göğsüne doğru gömmesi ile saçlarını öptü ve yanındayken bile özleyeceği kokuyu olabildiğince içine çekti.

"Ama seni çok özleyeceğim." dedi küçük. Sesi boğuk çıkmıştı.

"Ben de seni özleyeceğim civcivim, bir daha buluşuruz. Sen üzülme yeter ki. Ağlamanı istemiyorum."

"Yine de gitmesen olmaz mı?"

"Gitmek zorundayım, iki günlüğüne gelmişken bir haftadan fazla yanında kaldım. Ve bak sana ne diyeceğim. İşimden atıl- ayrıldım. Yani artık barmen olmayacağım ve senin benimle evlenmek için koyduğun şartın birisi buydu değil mi?"

Sarışın, başını sevgilisinin yüzünden çekip şaşkınlık dolu bakışlarını ona atarken Changbin onun küçük burnunu öptü.

"Utandın mı Lix? Yanakların kızardı sanki."

"Belki biraz." dedi Felix. Sarıldıkları için vücutları arasında neredeyse hiç mesafe yoktu. Böyle olmak ikisinin de oldukça hoşuna gidiyordu.

"Gerçekten çok şirinsin." dedi siyah saçlı. Sevgilisinin fotoğraflardakiden çok daha güzel ve şirin olduğuna emindi. Özellikle bu civcivli pijama onu daha da sevimli yapıyordu.

Baş parmağını Felix'in yüzünde gezdirdi. Sevgilisinin yüzünün her detayını o uyurken incelerken ezberlemişti. Uykusuz olduğu doğruydu fakat onunla olan tüm anını dolu dolu geçirmek istediği için yapabildiği kadar uykusundan kesmişti. Pişman değildi, bu geceyi de öyle geçirecekti. Ve yarın onsuz uyuyacaktı, kokusu olmayacaktı, yalnız hissedecekti, ellerini tutan ve minik elleriyle kendisine yemek yediren civcivi yanında olmayacaktı... Utanmasa ve kendine yakıştırsa oturup ağlardı.

Bunun yerine Felix'in gözyaşlarını sildi ve gülümsedi. Parmağıyla dudağının kenarını okşayıp gözlerine baktı.

"Öpebilir miyim?" diye fısıldadı usulca.

Bir önceki öpüşme istekleri sonuca ulaşamadan Chan tarafından sabote edilmişti. İkili hâlâ öpüşememişti bile. Zaten Felix de bunun için fazla utangaçtı. Yeni yeni açıldığı doğruydu.

Gözlerini tekrar civcivinin dudaklarına indirdi. Felix'in de kendi dudaklarına baktığını anlaması uzun sürmemişti.

Küçük olan Changbin'in sırtına yerleştirdiği ellerini göğsüne kaydırdı ve üzerindeki tişörtü tuttu.

Öpüşmeyi bilmediği için biraz sonra ne ile karşılaşacağından pek emin olmasa da başını salladı.

Yüzleri arasındaki birkaç santimlik mesafe kısa sürede kapanıp dudakları birleştirdiğinde küçük olan ne yapacağını bilememişti. Paniklemek istemese de buna engel olamamış neyse ki Changbin bunu fark ederek geri çekilmişti.

Yüzündeki anlayışlı ifade ile sevgilisine bakmış ve dudaklarının üzerine küçük bir öpücük bırakmıştı.

"Sadece gözlerini kapat ve kendini bana bırak, rahat ol."

"Tamam." dedi Felix.

Dudaklarının tekrar birleşeceğini anlayıp gözlerini kapattığında Changbin'in yumuşak dudaklarını kendi dudakları üzerinde hissetti. Alt dudağını emmeye başlayan Changbin'e kısa süre sonra beceriksiz bir şekilde karşılık vermeye başlarken Changbin'in bunu yadırgadığı falan yoktu. Hatta daha önce defalarca kez öpüşmesine rağmen hiçbirinde böylesine iyi hissetmemişti.

Nazikçe ve duygu yüklü başlayıp aynı şekilde son bulan öpüşmeleri ikisi için de oldukça heyecanlı geçmişti.

Büyük olan kalbinin delicesine attığını belli etmek istercesine kalbini tutup öleceğini anlatmaya çalışan küçük bir tiyatro gösterisinden sonra sarışının küçük bir kahkahasını işitmiş bununla fazlasıyla mutlu olmuştu.

"Çok iyi hissettiriyormuş." dedi Felix. Başını kaldırdı ve sevgilisinin göğsüne yattı. "Böyle olacağını tahmin etmemiştim."

"Ben de öyle."

"Seni çok seviyorum hyung."

"Ben seni daha çok seviyorum civcivim."

Küçük Civciv | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin