××××××××××
1 yıl sonra
Koca 4 yıl... Lee Minho ile tanışmamızın üzerinden koca 4 yıl geçmişti bugün. Çıkmaya tanıştıktan 1 yıl sonra başlamış, 2 yılın sonunda da ayırmıştık yollarımızı. O başka birini seçmişti benim yerime, ben ise onunla kendim arasında seçim yapmak zorunda kalmış ve kendimi seçmiştim.
Uzun boylu, kumral barmene seslenerek bana bir şişe votka açmasını söyledim. En güzelinden. Bugün hayatımı kökten değiştiren bir günün yıl dönümüydü ve ben de kutluyordum kendimce.
Belki sevgili yapmıştı, belki evlenmişti hemencecik. Ona her ne kadar baksam da, görmeyeli o kadar uzun süre olmuştu ki şu an görsem tanıyabilir miydim bilmiyorum.
Barmen votka şişesini ve shot bardaklarını getirdiğinde cebine bir miktar para sıkıştırdım. Babam burada epey adı bilinen biriydi ve yüzünü karartmamam için herkese her şey için para vermemi söylüyordu bana.
Aslında Minho'yu çok düşünmüyordum binadan taşıdığından beri. Gerçekten. Bazen bir fotoğrafımız çıkıyordu tozlu rafların arasından, bazen bir video telefonumda... O zamanlar kaldıramadığım bir ağırlık çöküyordu kalbime. O zamanlar çok özlüyordum onu. Sanki onun dışında hiç özlemiyormuş gibi...
Hayatıma aniden girmiş ama çıkamamıştı bir türlü. Onun bana hissettirdiklerini tüm hayatım boyunca hissetmediğimi ve hissedemeyeceğimi biliyordum. Onun hayatıma getirdiği baharı başka kimse getiremezdi. En azından onun gibi.
Aramızda artık çok büyük bir boşluk vardı ve onu özlediğim için aptal olduğumu düşünüyordum. Beni bırakan oydu, hayatına devam eden de oydu. Ben de yine raftan düşen fotoğraflarına bakan taraftım. Hala gülüşü çok güzeldi, hala bakışları çok derindi.
O hala benim için çok özeldi.
Şişeyi yarılamıştım düşüncelerim beni açtıkları çukura gömerken. İyice derine batmıştım çırpınıyordum ama yorulmuştum ve artık mantıklı düşünüyordum, bunun işe yaramadığını anlayacak kadar mantıklı. Beni bırakmıştı, beni aldatmıştı, beni kandırmıştı. Onu affetmek kendime bir ihanet olmaz mıydı?
Telefonumun titremesiyle zaten toplu olmayan dikkatimi oraya verdim.
"Efendim Hyunjin"
"Jisung eve gelecek misin? Biliyorum canın sıkkın ama merak ettik biz. Ya da biz yanına gelelim. Neredesin yine barda mı?"
"Yok ger-"
Sahneye çıkan kişinin bana hissettirdiği tanıdıklıkla yüzüne kapattım telefonu Hyunjin'in
Minho...
Onu daha önce burada gördüğümü hatırlamıyordum. Burası apartmana uzak bir bardı ve buraya sık gelirdim eğer onu görseydim unutacağımı zannetmiyordum.
Zaten hiç unutmamıştım ya.
Herkesi birbirine bağlayan şeyler vardı; kimi yaşadıklarından sonra bağlanırdı kimi yaşamayı umduklarından. Bizi bağlayan ise hep şarkılar olmuştu.
Onunla ilk okulun müzik kulübünde tanışmıştım, beraber şarkı söylemiştik. Beni ilk okulun partisinde öpmüştü arkada yine aynı şarkı çalarken. Defalarca arabada sevişmiştik güzel bir müzik eşliğinde. Onunla bir kafede ayrılmıştım hoparlörden gelen müzikle.
Elindeki mikrofona yavaşça ses denemesi yaptığında içimde uçuşan kelebekleri öldürmek istiyordum. Saf mıydım salak mı? Yoksa aşık mı? Pek farkları kalmamıştı gözümde
Minho narin sesiyle şarkıya girdiğinde elimdeki bardağı doldurmuş ve anında diklemiştim. İçitiğim alkolün yakıcı hissi Minho'nun çıkardığı yangının küçük bir kıvılcımı kadardı sadece.
Yine çok sevdiğim bir şarkıyı söylüyordu.
Yine bizi anlatan bir şarkıyı...
Ne diyorum bak
İkimiz tekrardan
Demek istediğim yeniden başlayalım değil tabii ki
Sadece anıların düşündürdü beni
Bir gün bile atlamadan
Söylerdin beni sevdiğini
Uyumadan önce ve gözlerimi açtığım gibi söylerdin hep
Sadece aklıma geldiğinden söylüyorum bunlarıYavaşça ayağa kalktım sarhoş adımlarımla yürüdüm sahneye doğru. Mikrofonu kolayca aldım. Birinin sahnesini bölebilirdim. Param vardı çünkü. Ben de girdim şarkıya. Belki de en büyük hatamız tek başımıza söylemektir bu şarkıları diye düşünerek
Güzeldin
Bana bakan gözlerinin
Beni çağıran sesinin
Hepsi hepsi
Hepsi benim içindi
Güzeldin
İstemiyorum daha fazlasını
Bana yaşattığın o anların
Hepsi hepsi
Geçmişte kaldı şimdi
Çok güzeldinMinho devam etmemi işaret etti. Ben de ettim.
Artık senin için de tüm anılarımız kalmış olmalı geçmişte
Ne söylersem söyleyeyim sana
Hepsi bir mazi bundan sonra
Her yeni gün beni düşünürdün ilk
Hiçbir suçun yokken özür diler, teşekkür ederdin
Sadece aklıma geldiğinden söylüyorum bunlarıArtık sıra ondaydı. Mikrofona değen dudaklarına bakıyordum ben de.
Bazen düşünüyorum seni
Zor olsa da arasam mı diye
Sürekli bunlar kafamda
Biliyorum bebeğim her şey çoktan bitti
Önemi yok seni ne kadar istediğimin
Çoktan bitti her şey
Şimdi geçmişten bir film gibisinBu sefer dudaklarıma bakma sırası ondaydı. Ve ben istemsizce ağlıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken hıçkırmamak için zor tutuyordum kendimi
Son kez
Bana bakan gözlerinin
Elveda deyişlerinin
Hepsi hepsi
Hepsi benim içindiO da bana arkadan eşlik etmeye başlamıştı.
Güzeldin
Benim için döktüğün gözyaşlarının
Birlikte geçirdiğimiz o anların
Hepsi hepsi
Geride kaldı şimdi
Çok güzeldinBeraber bitiremediğimiz hayatımızın aksine şarkıyı beraber bitirmiştik.
"Üzgünüm Jisung" dedi ve çıktı bardan
Beni kalbimdeki kocaman boşlukla bırakarak.
.
.
.
.
.Minho : ben seni hiç aldatmadım
Gönderildi 03.55××××××××
Bunu aslında i hate you için özel bölüm olarak yazmıştım ama bu fice daha uygun gibi geldi. Birkaç değişiklik yapıp buraya attım. Şarkı ile bölüm bağdaştırmayı gerçekten çok seviyorum. Umarım size de sevmiş ve beğenmişsinizdir <33Bu arada 180 derece dönüşümü umarım farketmemişsinizdir. Bunları nasıl birleştiririm bulamayınca seri r kardeşim dedim ve döndüm. Daha fazla batırmadan birleştirmeye çalışacağım minsung'u umarım başarırım.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
apartman ¬¬ skz
FanfictionChan'ın babasından kalma apartmanı. Minsung ¬ Hyunmin ¬ Changlix ¬ Chanin 171020 - 281120