3 - Arsız Giray

4K 216 194
                                    

Kısa hikaye olduğu için çabuk tutucam haberiniz olsun... Yani bu bölüm bir önceki günün ertesi günü falan değil, zaman hızlı geçiyor.

Hayatım sanki yeterince zor değilmiş gibi, her geçen gün Sunay beni daha çok çekiyordu kuyunun dibine. Bilinçli yapmıyordu muhtemelen ama ben ona kavuşamadığımı kabullenmek zorunda kaldığım her an biraz daha ölüyordum

Ebeveynler çocuklarını en çok neden korumak isterse, çocukları da orada kayboluyormuş. En çok neden sakınırsanız, korkarsanız, o sizin imtihanınızdır. Tam olarak benim başıma gelen şey de buydu.

Değil erkek öğretmen, çevremde o cinsten tek bir kişinin bile olmaması için babam benim imam hatip lisesine gitmem için direnmişti. Ama sonuç olarak ne olmuştu? Lezbiyen olarak kızlarla dolu bir sınıfta olmanın tadını çıkarabilirdim.

Tabii, eğer hepsi Sümeyye olmasaydı.

En yakın arkadaşım bir erkekti ve ben bir kadına aşıktım. Ah, unutmadan belirteyim, arkadaşım Giray üstelik bir de gaydi.

Babam bunu duyarsa yüzü nasıl bir şekil alır düşünebiliyor musunuz?

Gerçi, Giray'a gelene kadar babamın daha büyük bir sorunu var, orta yaşlı bir kadına aşık olan kızı.

Her akşam yaptığımız gibi telefonda Giray'la konuşurken konu yine bir şekilde Sunay'a gelmişti.

Zaten yürüdüğüm bütün yollar ona çıkmıyor muydu?

"Ee, bir dahaki dersin ne zaman yavru ceylan?"

Derin bir iç çektikten sonra "Cumartesi ya, var daha." dediğimde Giray güldü. Çocuk zaten her şeye gülüyordu.

"Ooo, sen yengenin hasretinden cumartesiye kadar şelale olursun."

"Sizi ahlak ve terbiyeye davet ediyorum, arsız Giray bey." Giray katıla katıla gülmeye devam ettiğinde ben de gözlerimi devirdim.

"Kanka sıkma canını, bence o sa sana aşık ama belli etmemeye çalışıyor. Hocan ya hani, o çeşit."

"Aynen, herifin tekiyle evli ama bana aşık. Çok mantıklı."

"Aman sanki seninle tanıştıktan sonra evlendi."

Giray'ın gereğinden fazla iyimser oluşuna iç çekerek "Kapat, Giray, kapat. Annem geliyor." dedikten sonra telefonu kapatarak çalışma masamın üzerine bıraktım.

Saniyeler içerisinde annem odaya daldı, tam da tahmin ettiğim gibi. Bizim kütük kapısı olmayan memleketlere dayanıyordu, kapı çalma adetimiz yoktu hiç.

"Kız Hilal, gel bak sana ne anlatıcam." Yatağımın üzerine oturduğu zaman ben de çalışma koltuğumda anneme doğru döndüm. "Hanife var ya hani Abdullah'ın karısı. Babanın camiiden arkadaşı. Hani bayramda gelmişti oğluyla."

Kimi kastettiğini anladığımda "Eee?" diye sordum hiç merak etmediğim halde.

"Onlar seni çok beğenmiş oğluna."

Başımdan aşağı kaynar sular dökülüyormuş gibi hissettiğimde "Ne?" diye sordum sinirle. "Anne o adam 30 yaşını geçmedi mi?"

"Sus kız, kısmetin yaşlısı genci olmaz. Hayırlı koca belki ne bilcen."

Ah, Sunay, üzümlü kekim...

"Ben istemiyorum, gitsin başkasını bulsun."

"Heee, baban da öyle derdi. Pazar günü geliyorlar istemeye."

türbanlı × gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin