#Corinne Railey Bae-Like A Star
"Becca, bizde Kötülük Çiçekleri var mı?"
Lily, orta yaşlı müşterinin istediği kitabı raflarda bulamayınca kasadaki kızıl saçlı kıza seslendi, Rebecca bilgisayarda hızlıca aradıktan sonra yanıtladı.
"Evet, depoda bir tane...."
Lily kendi kendine "harika" diye homurdanırken, müşteriye dönüp kibarca gülümsedi:
"Hemen getiriyorum efendim, birazcık beklerseniz..."
Depodaki karmaşanın içinden kitabı bulup getirdiğinde, adam -Rebecca onun buranın müdavimi eski bir kütüphaneci olduğunu söylemişti- raflara göz gezdirmeye devam ediyordu, eline başka bir kitap daha almıştı. Genç kızı görünce dönüp gülümsedi.
"Ah, harika. Teşekkür ederim."
Lily, "Rica ederim." derken, adam dönüp çabucak kasaya ilerledi, hazır vaziyette onu bekleyen Rebecca'ya kitapları uzattı.
"28 pound Mr. Reed."dedi Rebecca kitapları poşete koyup uzatırken. "İyi okumalar, yine bekleriz." Mr. Reed parayı ödeyip dükkandan ayrılırken, kitapçıda başka kimse kalmamıştı, Lily gelip Rebecca'nın masasının üstüne oturdu.
"Ne gündü ama... Pazartesileri hiç sevmiyorum."
"Sen ve dünyanın geri kalanı..."diye güldü Rebecca. "Bu saatten sonra gelen olmaz artık, merak etme."
Lily "Umarım," derken, gözlerini yorgunca kapattı bir an. Saat akşamın 8'i olmuştu.
"Hey Lils, dükkanı kapatıp kız kıza yemeğe gidelim mi, ne dersin?"diye sordu Rebecca. "Hem bana senin şu yakışıklı fotoğrafçıdan bahsedersin..."
"Benim değil o!" Lily dönüp arkadaşına şakacıktan çıkışırken Rebecca gülerek göz kırptı, sarışın genç kız "öf"ledi. "Gelirim, ama Dave'den konuşmak yok."
Kızıl saçlı kız derhal "tabi,"lerken, Lily nedense hiç inanmamış, ama yine de bir şey demeden masadan indi, toparlanmaya koyuldu.
***
"Telefonunu hâlâ almadığına inanamıyorum."dedi Rebecca, çatalındaki balık parçasını tabağa geri bırakarak hayretini belirtip. "Kaç hafta oldu ki?"
"Çok değil."diye mırıldandı Lily, kendi balığına yoğunlaşmaya çalışarak. "Sadece üç haftadır konuşuyoruz."
Dave'le parktaki ilk gerçek sohbetlerinden sonraki pazar parka gittiğinde genç adam yine gelmişti, ondan sonraki pazar da. Lily gelme dememişti, niye geldiğini de sormamıştı, böylece her haftasonu, parkta oturup sohbet etmek ikisi için de alışıldık bir hâl almıştı. Dave hiçbir zaman öğleden önce gelmiyordu, ki Lily'nin erken geldiğini bildiğinden, ona okumak için zaman verme saygısını göstermesi genç kızın hoşuna gitmişti. Buna rağmen Rebecca'nın esefle belirttiği üzere, henüz birbirlerine telefon numaralarını vermemişlerdi, aslında, Lily'nin aklına bile gelmemişti bu.
"Ama çalıştığı yeri biliyorum."dedi hatırlayarak. "Kartını vermişti..."
"O da bir şeydir..."diye iç çekti Rebecca. "Bir gün ziyaret etmelisin."
"Tabi ki hayır!" Lily anında itiraz ederken, kızıl saçlı kız gözlerini devirdi.
"Bu kadar korkak olma, eminim sürpriz yapman hoşuna giderdi..."
"Bec, aramızda sandığın gibi bir şey yok."dedi Lily. Çatalıyla huzursuzca balığını dürttü. "Yani, konuşuyoruz falan ama o kadar, ötesi yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parktaki Kız
RomanceGenç bir kız, bir gün parkta oturmuş kitap okurken habersizce fotoğrafının çekilmesiyle yakışıklı bir fotoğrafçıyla tanışır. (2014 yılında yazdığım kısa, çerezlik bir romcom. )