gecedengelen: sana bir şey söylemek zorundayım sevgilim.
gecedengelen: nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ben çok utanıyorum.
gecedengelen: sana nasıl bakacağımı bilmiyorum.
gecedengelen: sana bunu söylersem acı çeker misin?
gecedengelen: yoksa acıyı hissedemeyecek kadar güzel bir yerde misin şimdi?
gecedengelen: umarım öyledir...
gecedengelen: umarım öyledir çünkü benim hissettiğim tarif edilemez acının on katını hissetmene nasıl dayanır bu seninle doldurduğum kalp?
gecedengelen: umarım sen artık acımıyorsundur güzel kadın. ruhun artık acımıyordur.
gecedengelen: senin canına kıyanları serbest bıraktılar.
Adam hıçkırdı.
gecedengelen: seni kurtarmaya çalışana 12 yıl hapis cezası verdiler.
Adam acı dolu bir feryat kopardı.
gecedengelen: sevgilim özür dilerim bunu engelleyemedim.
gecedengelen: burada adalet yok.
gecedengelen: adaletin ne olduğunu sordum hakime, hakim bilmediğini söyledi.
gecedengelen: hakimler de, avukatlar da, kurallar da, yasalar da adaleti bilmiyorlar, adaleti barındırmıyorlar.
gecedengelen: onlara ADALET diye sordum.
gecedengelen: duvardaki "Adalet, mülkün temelidir" yazısını gösterdiler.
gecedengelen: o halde adalet ne demek diye sordum.
gecedengelen: omuz silktiler, duvardaki yazıyı gösterdiler tekrar.
gecedengelen: onlar için adalet duvardaki yazıdan ibaretti.
gecedengelen: adaletin anlamını tek bilenler, halktı.
gecedengelen: onlar da bir şey değiştiremediler.
gecedengelen: üzgünüm, çok üzgünüm.
gecedengelen: özür dilerim.
gecedengelen: ne nefes almayı bırakmadan önce ne de nefes almayı bıraktıktan sonra koruyabildik seni.
gecedengelen: çok özür dilerim.
