Bunu neden yazdım?
Kelimeleri nasıl toparlayacağımı bilmiyorum, bu yaptığım en zorlayıcı şey olabilir.İthaf kısmında öldürülen her bir kadının ismini sayamadım. Neden biliyor musunuz?
Çünkü öldürülen kadınlar sayılamayacak kadar fazla! Neredeyse her gün kaç tane kadın öldürülüyor!Ne kadar acı değil mi?
Bu Özgecan Arslan'a, Pınar Gültekin'e, Emine Bulut'a, Hazal Tektaş'a, Ayşe Karaman'a, Melek Aslan'a ve öldürülen onlarca kadına ithafen.
Onları, o güzel insanları böyle bir haberle tanımayı hiç istemezdim. Onlar nefes almayı bıraktıklarında onları tanımayı hiç istemezdim. Onları hâlâ gülerken, gülüşleri solmadan önce tanımak isterdim.
Her birinin resmi aklımda.
Her birinin yüzü benim aklımda.Onları unutmuyoruz.
Ama yasalar onları unutuyorlar.
Yasalar o kadınları unutuyor.
Adalet bu kadınların yanında değil. Ve umarın onlar bunun acısını artık hissetmiyor olsalar da, yakınları hissediyor.
Yakınlarının yüreğindeki yangın hiç sönmüyor. Kim yaşayabilir ki böyle bir acıyla? Kim sevdiği birini bir adamın psikopatça düşünceleri yüzünden kaybetmek ister ki?
Kadir Şeker.
Kadir Şeker'in yüzü hiç silinmiyor aklımdan. O yardım etmek isteyen, adalet sağlamak isteyen güzel yürekli adamın adaletsizliğin ellerine tutsak olmasını ben kabullenemiyorum. Onun yaşadıkları adaletse, katillerin yaşadıkları ne o zaman?
Benim yüreğim bunları kaldırmıyor. Ben bir ölüm haberine daha uyanmak istemiyorum.
Allah'ım dünya güzelleşsin.
Allah'ım bizi hep iyi yürekli insanlarla karşılaştır.
Daha fazla kadın ölmesin, daha fazla insan acı çekmesin.
Dua etmek dışında yapabileceğim bir şey yok.