YA BENİ SEVERSE

1

Güzel bir sonbahar gününde agaçtaki sararmış yapraklar hafif rüzgarla birlikte pencereden sınıfın içine uçuştular. O, pencerenin önüne yaşlanmış , arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Rüzgardan dolayı saçına düşen yaprağı fark edince eliyle saçını karıştırarak yere düşürdü.

"Ah!.." Bir cimciklemeyle dürtüldüğümde min soo ya döndüm.

"Bu acıttı.."

" Seni sapık sıfatından kurtardığım için teşekkür etmelisin. Baktığını bu kadar belli etme."

"N-ne yapabilirim. Bakmamak elimde değil. O çok yakışıklı ve güzel." Dedim ve tekrar o çocuğa baktım.

"Yalan yok. Görünüşü efso , kişiliğe gelirsek erkeklerle iyi gecinen biri ama kızlara gelince fıss. Onun hakkındaki dedikoduları duymadın mı? Gay diyorlar. " Ona bakarak dedi ve son cümleyi fısıldayarak söyledi.

"Ahah...öyle mi?.." hayal kırıklığına uğramış bir tınıyla dedim. Zaten onun gercekten bir gay olduğunu biliyordum.onuda tesadüfen öğrenmiştim.
Evime giderken ki yol ustunde işletilen bir bar vardı. ücra bir köşede kaldigindan pek bilinmiyor ve bundan dolayı da pek müşterisi yoktu. Gece vakti barın onunden gecerken ara sokakta inleme sesleri duydum , aklıma binbir türlü sey geldi mesela adam öldürme felan. Duyarlı bir vatandas olarak korka korka koseden kafamı uzattigimda şaşkınlıktan dilimi yutucaktım. Hajun duvara yaslı halde bir adamala öpüşüyordu. Miyoptum ve gözlüklerimde yoktu ama hajunu net bir sekilde secebilmistim. Cunku ozaman da ondan hoşlanıyordum. İşte o gün hoslandigim cocugun gay oldugunu öğrenmiştim.Hemde kendi gözlerimle. Adam elini hajunun pantolunundan iceri kaydirinca daha izliyemedim ve ordan kosarak eve gittim. Cidden cok kotu bir gündü, aglamalimiydim yoksa sinirlenmeli mi bilemedim. Hajunu bir adamla opusurken kendinden geçmiş ifadesini aklımdan atamadım ve belki boylece ondan hoslanmam son bulur diye düşünmüştüm. Ama ne yazik ki son bulmadi ve o zamanki ifadesini cok seksi buluyordum.

'Belkide gercekten sapığım' diye düşündüm. Kendisi direk olarak gay olduğunu ilan etmediğinden  dedikodusunu yapacak degildim. En yakın arkadasim min soo yla bile.
Minsoo liseden beri en yakin arkadaşım ve aynı universite ve bölümde okuyoruz. Siyah uzun düz saçları, beyaz teni  ve siyah gozleri vardı.Benden uzun ( 1.65m) ve ince bir fiziğe sahipti. Dobra , eğlenceli ve guvenilir biri.

"Selam.. burda mi oturuyoruz?" Gülümseyerek yanimdaki boş siraya oturdu. Bu min ah dı.

Universitede tanıştığım ve kisa zamanda en yakın arkadaslarimdan olan biri. Dalgalı ve küt boyalı sarı saçı , lens olan mavi gozleri ve fondetenle süt gibi bir teni vardı. Benden kısa (1.55m) ve minyon tipli. Saf görünmesine rağmen her ay sevgili degistiren , esprituel ve ağzı aşırı bozuk.

Benim tam tersimdiler.Bazen onlarla nasıl arkadaş olduğumu sorguladığım günler oldu ama biliyordum ki bizi bir arada tutan bu farklılıklarimizdi.

Benim adım ise  Kim se mi. Omuzlarima kadar gelen düz kahverengi saça ve  açık kahve gözlere sahibim. Cok beyaz olmasada açık tenli ve 1.60m boyundayım. Kilolu degilim ama biraz kalçalı olduğumu söyleyebilirim.Dikkat cekmeyen, sessiz ve kimseyi kirmamaya çalışan biriyim. Anlayacağınız kadarıyla aşırı siradanım. Ve hoşlandigim birisi var.

Park hajun...Açık kumral renginde  kısa  ve düz saçı, bal renginde gözleri ve açık bir teni vardı.1. 80 boylarinda ve hafif yapılı bir vücuda sahip. Ağır başlı ve konuşkan bir kişiligi olması onu daha da öne cikariyordu. Tek bir kusuru vardı.

"Ehem.. hajun bu içeceği senin icin aldim." Bir kız  elindeki icecekle hajun un önünde duruyordu. Dikkat etmeyen bilmez belki kıza saniyelikte olsa tiksinç bir şeye bakarmiş gibi baktığını.

"İstemez." Dedi ve önüne döndü.

"Hadi oğlum. Bu kadar kaba olma." Arkadaşlarından saçı 3 numara olan konuşmuştu. Adı kim beak han dı. Koyu kahve saçı ve gözleri , buğday teni vardı. Yakışıklılık tan ziyade çok karizma biriydi. Hajundan biraz daha uzun ve kaslı bir vücudu vardı. Havayı yumuşatmaya calisiyordu belliki ama pekde becerikli değildi.