꧁Bir varmış bir yokmuş... Bir zamanlar, ufak bir kasaba varmış. Bu kasabadaki insanlar günah neymiş bilmezlermiş. Herkes herkesle anlaşır, kavgalar olmazmış. Sorunları elbet olurmuş ama bunu çok iyi bir dinleyici olan bir kıza anlatırlarmış. Bu kız onları dinler ve hep onlara yardım edermiş, bütün köy onu çok severmiş. Bir gün köye yedi yolcu gelmiş. Köy onları mutlulukla karşılamış, her yedisini köyden bir aile evine almış. Çok geçmeden bu yedi gezgin sorun çıkarmaya başlamış.
Birincisi evde ne varsa yemiş, doymamış yan evden yemiş, daha da doymamış ve bütün köyden yemek istemiş. Köyde yiyecek azalmış, köylüler daha çok çalışmak zorunda kalmış.
İkincisi köydeki tüm bekar kızların bakireliğini çalmış, yetmemiş iki çocuk annesi bir kadının aklını çelmiş ve onu hamile bırakmış.
Üçüncüsü köyde ona yanlışlıkla çarpan adama bağırmış, kavga çıkarmış. Herkese bağırmış, çağırmış. Arkadaşının hamile bıraktığı kadın ve kocasının kavga etmesine sebep olmuş. Bu köyde bir ilk olmuş.
Dördüncüsü ev halkının ona sunduğu hiç bir şeyi beğenmemiş, bana bunları mı layık görüyorsunuz diye onları azarlamış. Ev halkı ona beğendirmek için yeni şeyler almışlar, en sonunda borca batmışlar ve hırsızlık yapmışlar.
Beşincisi gittiği aileye asla yardım etmemiş, onlar çalışırken hep uyumuş ve ailedeki herkesi kendine benzetmeye başlamış.
Altıncısı diğer aileye hep diğer evdekilerin kızlarının ne kadar güzel olduğunu söyleyip durmuş. Onların evinde olmak isterdim diyip durmuş. Daha sonra diğer aileye gidince başka bir ev daha güzel diyip durmuş, bütün aileleri birbirine düşürmüş, hepsi birbirini kıskanmış.
Yedincisi her şeyi istemiş, ihtiyacı olsa da olmasa da. Her şeyi istiyorum diyip durmuş, her şeyi almış, yaşadığı ailenin de her şeyi istemesini sağlamış.
Köyün geldiği hali fark eden genç kız, hemen harekete geçmiş. Yedi yolcuyu toplayıp köylerinden gitmesini istemiş. Yedisi de genç kıza karşı çıkmış ve kalmışlar. Genç kız köy halkını toplayıp uyaramaya çalışmış ama yedi yolcu köylüleri ona karşı doldurmuşlar, genç kız onlarla konuşmaya çalışırken ona atılan taşlardan yaralanmış. Yaralı kızı tedavi etmemişler, sanki bir cadıymış gibi yakmışlar. Genç kızın acı çığlıkları tüm kasabayı sarmış. Kasaba o gün lanetlenmiş, yedi yolcuya uyup onlara cennet yolunu sunan kişiyi yok ettikleri için. Kasabada senelerce genç kızın çığlıkları yankılanmış, köylüler ömürleri boyunca yedi yolcunun onlara öğrettikleri ve genç kızın acı çığlıklarıyla yaşamışlar. Yedi yolcu ise yeni köylere gitmek için yola çıkmışlar...꧂
