Korkma

80 9 5
                                    

Saklıyorsan eğer gözyaşlarını ve hıçkırıklarını yutuyorsan her gece. Tarihler, saatler, günler, mevsimler umurunda değilse. Ellerin buz keserken şiddetleniyorsa yüreğindeki yangın. Her gün biraz daha ölüyor, her gün biraz daha inançsızlaşıyorsan... Yarınlar daha çok özletiyorsa sana dünü, alkol şişelerinin dibine gömmek istiyorsan kaderini. Ayrılığı icat edeni bulup gırtlağına yapışmak geliyorsa içinden ve yetmedikçe gücün daha çok öfkeleniyorsan hayata. Kendinden nefret ediyor, insanlardan nefret ediyor, şarkılardan, şiirlerden nefret ediyorsan, alışmışsa gözlerin karanlığın rengine ve artık duvarlar oturup karşına sigara dönüyorsa seninle, uçuşan perdeler rüzgarla sevişirken kıskanıyorsan eğer...Ağzına kadar dolan kül tablalarıyla karşılaşıyorsan evin her köşesinde, milyonlarca kez intihar planı yapıp bozuyorsan eğer, bir kez daha yüzünü görebilmek umuduyla. Ölümle yaşam arasına sıkışıyorsan durmadan... Aynaların karşısına geçip saatlerce küfür ediyorsan kendine... En vahşi cinayet haberlerindeki annelerin feryatları bile senin acını unutturmaya yetmiyorsa... Artık eskisi kadar güvenilir değilse dostların...Yalnızlık kelimesinin sanıldığı kadar basit olmadığını senden başka kimse bilmiyorsa... Çok özlüyorsan onu! Özledikçe dişlerini sıkıp susuyorsan kanatana kadar dudaklarını.Eski resimleri toplayıp fırlattığın yerlerden gözyaşlarınla yıkıyorsan, arınsın diye ayrılıktan...

Korkma!
Hiç geçmeyecek...
Her saniye biraz daha saracak seni karanlık...Sarıldığın kırık şişeler, duman kokusu, yalnızlığın öfkesi çoğalacak gün geçtikçe...Onsuz geçen yılların sırtına sapladığı bıçak yaralarına, merhem olacak sanacaksın başka tenler.Başka dudakların tadına alışmaya çalıştıkça ruhuna sinen kokusu tütecek burnunda!

Korkma!
Unutamayacaksın...

Korkma!
Geberip gideceksin bu acıyla...
Gülüşünü de koyun kefenin içine diye inledikçe alaycı bir cenaze marşı eşliğinde, şahadet getirir gibi adını sayıklayacaksın korkma...

RuhsuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin