Bayan Betty'nin Kolyesi

24 2 0
                                    



Ertesi gün sabah zil çaldı. Bu zil yatakhanenin kalkması içindi. Lily zil sesiyle irkildi. Calypso'nun çoktan kalkmış olduğunu gördü.

-Günaydın Calypso.

-Sana da günaaaydın. Haydi aşağıya inelim. Bu gün kahvaltıda patatesli yumurta varmış galiba. Hemen gidelim de bize de yetsin.

-Tamamdır, üzerimi değiştireyim hemen gidelim.

Lily bir an önce yemekhaneye inmek istiyordu. Albert'ı ancak orada görebilirdi.

Üzerini değiştirdi ve Calypso ile beraber yemekhaneye indiler. Yemeklerini almak için sıraya girdiler. Bayan Emma o gün orada değildi. Yemeklerini alıp masaya geçip oturdular. Lily hemen etrafa göz gezdirdi. Albert denen o çocuğu görmeliydi. Fakat hiç bir yerde göremedi. "En iyisi cezadayken gitmek olacak." diye düşündü. Yemeklerini bitirdiler ve doğru sınıflarına gittiler. İlk dersleri Bayan Betty'yeydi.

Bayan Betty sınıfa girdi. Bütün öğrenciler ayağa kalktı.

-Oturabilirsiniz. Evet kitaplarınızın altmış üçüncü sayfasını açın lütfen. Bir kere kendiniz okuyun, sonra üzerine konuşacağız. Tamam mı?

Bütün sınıf hep bir ağızdan,

-Tamam Bayan Betty, dedi.

Lily kitabını açtı. Altmış üçüncü sayfayı okumaya başladı. Okudukları metin Dünya'nın sorunlarına ilişkin bir metindi. Yaklaşık on dakika sonra Bayan Betty,

-Okumuşsunuzdur diye tahmin ediyorum. Evet, kalk bakalım Lily, bu metinden bize ne anladığını söyler misin?

Lily emin olmak için son bir kez daha parçaya göz gezdirdi ve ayağa kalktı.  İçinden başka soracak birini bulamadınız herhalde diye söylendi.  Tam konuşmaya başlayacakken  Bayan Betty'nin boynuna astığı kolyemsi şey gözüne çarptı. Hayır, kolye değildi tılsımdı!

-Evet Lily seni dinliyoruz, dedi Bayan Betty.

-Iıı şey Dünyamız git gide daha da hastalanıyor.  Bunun için insanlar tılsım, "Ne tılsım mı?", dedi kendi kendine. Dediklerine hakim olmalıydı. Ama aklını bir türlü toplayamıyordu. Konuşmasına devam etti,

-Pardon, bunun için insanlar belirli kurallara uymalılar. Toplumun ve tılsımların sağlığı için Tılsımlar ilk başta kendilerine çeki düzen vermeliler. Aksi takdi.. Lily durdu. "Kafanı topla Lily",dedi ama bu sefer bütün sınıf kahkaha attı. Lily kıpkırmızı olmuştu.

-Sessizlik! Tamam Lilyciğim bu gün kendini iyi hissetmiyorsun anlaşılan. Oturabilirsin. Teşekkürler, dedi Bayan Betty.

Lily yerine oturdu ve bir an önce dersin bitmesi için dua etti. Teneffüs zili çalınca Calypso, Lily'nin yanına geldi ve oturdu.

-Çok kötüydüm değil mi derste?

-Hayır, hayır. Kafan karışmış belli ki. Bayan Betty sorun etmez. Anlayışlı biridir, dedi Calypso.

-Aaa, şu tılsıma bakın üzülmüş mü yoksa? Tılsımların sağlığı için onu mutlu edelim haydi!, deyip kahkaha attı sınıfın en havalı kızı Tara.

-Anlaşılan sınıftakiler anlayışlı değiller, dedi Lily.

-Takma kafana ya, her zamanki Tara işte ne olacak.

O günkü dersler Lily için pek de iyi geçmiş sayılmazdı. Kısa sürede "tılsım" olayı bütün okula yayılmıştı ve gelen geçen onunla dalga geçiyordu. En sonunda dersleri bitti. Sırada etüt vardı. Etüt kütüphanede olurdu ve başlarında bir öğretmen beklerdi. Lily ve Calypso kütüphaneye indiler ve her zamanki köşelerine oturdular. O gün verilen ödevleri çıkarıp yapmaya koyuldular. Ama Lily, Albert'ın yanına gitmeliydi.

-Calypso, şey ben bir tuvalete gideceğim de hemen dönerim. Öğretmen sorarsa söyler misin?

-Tabii ki söylerim. Ama çabuk ol. Bu günkü öğretmen Bay James.

Lily kafasını salladı ve hemen kütüphaneden çıktı. Eşya deposuna gitmeliydi. Eşya deposu, kütüphanenin alt katındaydı. Hemen merdivenlerden indi ve eşya deposuna girdi. Etraf karanlıktı ve çok tozluydu. Biraz daha ilerleyince fısıltı sesleri duymaya başladı. Biraz daha yaklaştı ama etraf çok tozluydu ve istemsizce öksürdü.

-Kim var orada?, dedi kızgın bir ses. Lily ne diyeceğini bilemedi. Saklanacak yer aramaya başladı. Bir kutu yığının arkasına saklandı. Bir süre sonra,

-Tamam Albert sen buraları düzenlemeye başla, dedi biri ve ardından kapı kapanma sesi duyuldu. Albert, Lily'nin saklandığı kutuların önünden geçti.

-Hey, Albert?, dedi Lily.

Albert bir an korktu.

-Ben Lily. Dün gece karşılaşmıştık hani?

-Evet evet hatırladım.

-Bana anlatacaksın değil mi her şeyi?

-Evet, sanırım, dedi Albert.

-Bak Albert, çok az zamanım var haydi!

-Tamam. Tılsım nerede onu ver ilk başta anlatacağım.

Lily hiç bozuntuya vermeden,

-Nedenmiş o? Ne yapacaksın?

-Senle iletişime geçtiğime dair mesaj göndermem gerek. Bunun için ikimizin tılsımı da gerek.

-Sende de var yanii?

-Evet var. Haydi ver de halledeyim.

-Şey veremem.

-Ne demek veremem?

-Veremem çünkü tılsım bende değil?

Albert duyduğunu anlamlandırmaya çalışarak,

-Ne? Sende değil mi?

-Dün, düşürmüş olmalıyım ve onu Bayan Betty bulmuş olmalı çünkü şu an onu kolye olarak kullanıyor.





LİLY STEPHENS ve TILSIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin