Akatriel

1.3K 12 11
                                    

Sevginin, kazanıldıktan sonra korunması gerekir.

Korumazsanız kaybedersiniz,sulamayı kestiğiniz çiçeğiniz gibi.

Ardından sadece kurumuş yaprakların düşüşünü izlemek kalır.

----
Bölüm-1

Akatriel

Yeni evli çiftlerin balayından döndüklerindeki sahneleri hepimiz biliyoruz değil mi? Adam kadını kucağında taşır, mutlulukları yüzlerinden okunur. Bronz tenleri ve gülüşleri etrafa ışık saçar.

Bense boyum kadar bavulu zar zor taşımış,ufacık çantada on beş dakikadır anahtarı bulamıyordum. Ağlamaya başlamıştım.

"İşine de sana da! Yeni evlendiğin karını bırakta işe git. Öküz!"

Göz yaşlarımdan etraf bulanıklaşmıştı. Burnumu koluma silip yere çöktüm.

"Pislik." Arkamdan gelen kapı sesiyle yok olmayı diledim. Ağlarken birine yakalanmaktan nefret ederdim.

"Merhaba? Siz yeni komşum olmalısınız! Ben Jackson." Amerikan filmine düşmüş hissiyatı veren bu adama döndüğümde gülümseyen yüzü soldu.

"İyi misiniz?" Burnumda kalan sümüğü tekrar silip cevap verdim.

"İyiyim iyiyim. Sadece polen alerjisi." Kasım ayında. Evet. Mükemmel bir yalancıydım.Ayrıca gözlerimin de kıpkırmızı olduğuna emindim.

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

Mahçup bir tavırla konuştum."Sanırım anahtarımı kaybettim. Bir süre sizde bekleyebilir miyim?"

"Tabikii. Mutluluk duyarım." Taşırken can çekiştiğim bavulumu tek hamleyle kaldırıp içeri koydu. Bende kalkıp evine girdim.

Sanırım başkasının evine girme konusunda fazla rahattım. Daha onu tanımıyordum bile.

"Kahve mi içersin çay mı?" Kahveyi tatlı bir aksanla söylemişti. Güldüm.

"Çaycıyım ben. Teşekkür ederim." Ona daha iyi baktığımda amerikalı olmadığını fark ettim. Evet havası amerikandı ama hafif çekik gözleri asyalı olduğunu haykırıyordu.

Boş bulduğum koltuğa oturup onu beklemeye başladım. Hiç tanımadığım birinin evinde olduğunda gerilmem gerekirken ben kendi evimmişçesine koltuğa yayılmıştım. Neydi bu rahatlık?

Elinde tepsiyle geri döndüğünde oturuşumu görünce kıkırdadı. "Rahat olmana sevindim." Karakterim hamur gibiydi. Her yerde rahat edip uyum sağlayabilirdim. Gamsız da diyebiliriz tabii.

"Nerelisin Jackson?" Yüzü ciddileşti.

"Türküm." Ona anlamaz gözlerle baktığım bir kaç saniye sonra güldü.

"Ahahah bu çok komik.Yüzünün hali! Kime söylesem böyle bakıyor." Peki...

"Ben amerikada doğup büyüdüm ama aslen çinli bir aileden geliyorum."

Sakın deme. Sakın!

Dilimin ucuna kadar gelen japon şakamı zorlukla yutup gülümsedim.

"Enteresanmış. Sen de Türkiyeye geldin."

Başını salladı."Başlangıçta sadece gezmeye gelmiştim ama sonra yerleşmeye karar verdim."

"Güzel seçim yapmışsın." Jackson başını salladı ve bana sabitlediği bakışlarını yere indirdi.

"Sen neden ağlıyordun?" Eşim beni iş için balayında bi başıma bıraktı bende eve bi başıma döndüm. Denir miydi bu yeni tanıştığın birine?

|| ALDATMAK ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin