New Empire - A Little Braver
Keyifli okumalar
Kendimi kötü hissettiğim anlar hep vardı. Çaresiz hatta aciz. Böyle anları yaşardım. En güçlü olduğunu öne süren birinim bile çaresiz kaldığı anlar olurdu. Şu an tamda öyle bir anın içindeydim.
Jungkook günler önce önümden ağlayarak geçtiğinde ve ben bir şey yapamadığımdan yaşadığım en büyük çaresizliğin o an olduğunu düşünmüştüm. Ama hayır. Çaresizlik tam şu anda yaşadığım şeydi.
Jeon Jungkook tüm güzelliğiyle boş sınıflardan birinde sıraya başını koymuş ve uyuyordu. O kadar güzeldi ki hayatımda daha güzel bir şey göremeyeceğimden emindim. Emin olmaktanda öte bunu biliyordum. Tüm yaşantımdaki en güzel şey kesinlikle oydu. Çaresizliğim ise ben sadece izliyordum.
Tesadüfen girmiştim sınıfa ve o orada öylece uyurken ben sadece izleyebilirdim. Tapılası duraN saçlarını okşayamazdım, hafif kızarmış yanaklarını doyacasıya öpemezdim. Bu zordu. Bu çok fazla zordu.
Bakışlarım hala onun yüzündeyken "Teşekkür ederim," diye fısıldamıştı. Rüya görüyordu ve gördüğü rüya çok güzel olmalı ki yüzünde hafif bir gülümseme vardı. "Yardım için," diye fısıldamıştı bir süre sonra tekrar. Büyülenmiştim. Tam anlamıyla büyülenmiştim çünkü uyuyan Jungkook hayatımda gördüğüm en güzel şeyken uykusunda mırıldanıyor olması beni daha fazla zorluyordu. Ona sarılmak istiyordum. Onu öpmek ve saçlarında parmaklarımı dolaştırmak istiyordum. Bunun hayali bile bütün vücudumun titremesine sebep oluyordu.
Çok kısa bir an. Çok kısa bir an her şeyi boşvermiş ve ona doğru bir adım yaklaşmıştım. Çok güzeldi ve ben kendime çok kısa bir an engel olamamıştım. Belkide kendimi kontrol edemez giderdim yanına fakat kulaklarıma dolan ses kendime getirmişti beni. "Yoongi, ne yapıyorsun burada?"
Arkamdan gelen sesle derin bir nefes almış ve Jungkook'un uyuyan yüzüne son kez bakarak arkamı dönmüştüm. "Boş sınıf arıyordum, burayı benden önce başkası kapmış" derken elimi Jujin'in beline koymuş ve onu sınıftan çıkarmıştım. Jungkook'un uyanmasını istemiyordum. Ayrıca o, o kadar güzeldi ki kimse onu görmesin istemiştim. "Neden?" Diye sormuştu yanımdaki beden beni garipserken.
Elimi belinden çekmiş ve hafifçe uzaklamıştım ondan koridorda yürürken "Dün gece uykumu alamadım,"
"Yolladığım resim aklını başından almış olmalı," demişti cilveli bir şekilde fakat odaklandığım şey hala uyuyan Jungkook'tu. Zihnime yerleşmişti ve oradan çıkmıyordu. Dün gece uyumamadaki tek sebepte yine oydu. Aklımda olan tek şey her zaman Jungkook olmuştu ve hep o olacaktı. Başkası değil sadece ve hep o. "Evet," diye fısıldamıştım gözümün önünde hala Jungkook varken. "Büyüleyiciydi,"
***
"Bu akşam bize gel. Evdekiler yine şehir dışında olacak. İçecek bir şeyler alırız,"
Uyuduğumuz için dersten atılmış kantinde oturuyorduk. Bu hep olurdu. Geceleri bi sebepten uyumazdık ve derslerde uyuduğumuz için hep atılırdık. "Gelirim," demişti Hoseok esnerken. Masada duran telefonuna gelen mesajla bakışları telefonuna dönmüş ve gülümsemişti. "En azından son senende devamsızlık sorunu yaşama Jung Hoseok,"
"Annen mi?" Diye sormuştum gülümserken. İlk dönem bile bitmemişken devamsızlığımızın çoğunu kullanmıştık. "Evet. İt herif yemeden içmeden yetiştirmiş. Daha 10 dakika olmadı atılalı,"
"Son zamanlarda gözleri hep bizim üzerimizde," demiştim umursamaz bir şekilde. Siktiğimin okulundan nefret ediyordum zaten. Atılsamda bana çok koymazdı. Hocaların gözüne batmayı çok umursamıyordum o yüzden. Okulu katlanılabilir yapan tek şey Jungkook'tu. "Gözlerini sikeyim onun,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Child|AppleTree2
FanfictionO annesini kaybetmişti ve ben onu bulmuştum. AppleTree Yoongi'nin ağzından.