12

2.9K 383 77
                                        

İçerisi boğucu bir karanlıkla sarmalanmış yatak odasının; koyu kırmızı, mat perdeleri aralarından boşluk sızmayacak kadar sıkıca çekilmişti. Odanın ortasına yerleştirilmiş büyük boy yatakta, üstündeki yorganı boğazına kadar çekiştirmeye ant içmiş adam, ara ara yattığı yerde kıpırdansa bile, düzenli olarak aldığı nefesleriyle uykusuna devam ediyordu. Kahverengiye çalan bir bordoya boyanmış odanın kapısı, arkasındaki genç kadın tarafından eşini uyandırmaktan ne kadar çekindiğini ispatlarcasına yavaşça açılıp, kadının zayıf bedeni odanın içerisine süzüldüğünde, uykusu oldukça hafif olan adam gözlerini sıkıp uyandığını belli etse bile, genç kadın bunu fark etmedi. Onun yerine parmak uçlarında yürümeye başlayarak odanın yatağa bakan duvarında bulunan kapıya ilerledi.

Aynı titizlikle, giyinme odasının kapısını da aralayıp, kendisini içeriye attığında, sırtını kapattığı kapıya yaslamış, elini de göğsünün üstünden kalbine yaslarken, "Uyanmadı Tanrım... Şükürler olsun." demişti fısıltıyla. Kocasından gizli bir iş yaptığı için hızlanan kalbi, askılığa asılmış onlarca kıyafeti arasından bir tanesini seçmek üzere kapıdan ayrılırken, az da olsa sakinleşmişti. Önünde ellerini bellerine yaslamışken dikildiği kıyafetlerin arasından, uzun zamandır giymediği kot pantolonunu ve onun üstüne uyabilecek yakası v şeklinde bir kazağı eline alıp, giyinme odasında bulunan boy aynasının önüne geçtiğinde, önünde tuttuğu kıyafetlere bakarken dudaklarını büzüyordu.

"Fazla mı basit oldu acaba?" oğlununkine olabildiğince benzeyen küçük, kırmızı dudakları hala büzülmüşken elinde tuttuğu kıyafetlere bakarak mırıldandı. Daha önce de veli toplantılarına katılmıştı, hatta bir tanesini bile kaçırmazdı ama oğlunun yıllardır onlarla birlikte olan öğretmeniyle konuşmaya giderken, ne giydiğine pek dikkat etmiyordu. Şimdi ise gereksiz bir şekilde heyecanlıydı. Yaptığı şey ortaya çıkarsa başını ne gibi bir belaya sokacağının bilincindeydi ama heyecanının ve karnının kasılmasının asıl sebebi bu değildi. Alt katta onu bekleyen çocuğun ilk defa veli toplantısına abisi ile değil de başkasıyla katılacağını ve çok heyecanlı olduğunu anlatırken ki yüz ifadesi aklından çıkmıyordu.

Kendi içinde yaptığı münakaşadan sonra, kazağı aldığı yere geri bırakıp; boğazlı, kalçasına kadar inen uzun kazaklarından birini eline aldı. Kazakla pantolonu bir kez daha aynada üzerine tuttu ve tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi. Böylesi çok daha iyiydi. Bir kenara bıraktığı kıyafetlerden sonra, üstündeki geniş yakalı, ince bluzu uçlarından tuttuğu iki eliyle yukarıya doğru sıyırarak çıkarttı. Yalnızca beyaz iç çamaşırıyla kalmış bedenine, seçtiği kazağı geçirirken, son günlerde aklına takılmış olan bir şarkıyı mırıldanıyordu. Rahat ev pantolonundan da kurtulduktan sonra, kot pantolonu da ince bacaklarından geçirdi ve düğmesini kapattıktan sonra, kazağın eteklerini çevresinde bir tur dönerken özenle düzeltti. Takı bölümüne ilerleyip, yalnızca bir hafta önce birlikte geçirdikleri el işi saatinde yaptıkları ve Yeonjun'un bitirdikten sonra kızarık yanaklarıyla ona verdiği bilekliği koluna, ardından da Jeongguk'un ismini yazdığı sade kolyesini de boynuna geçirdiğinde, işte şimdi hazırım diye düşündü.

Birkaç dakika önce kapattığı giyinme odasının kapısını yeniden aralayıp, beline kadar uzanan siyah saçlarından bir tutam gözünü kapatırken kapı aralığından eşine göz gezdirdiğinde, hala uyuyor olduğunu görmesiyle rahat bir soluk vermişti. Eğer şansı varsa, içerideki karanlığı az da olsa kıran gece lambalarının ışığı altında sessiz sakin makyajını da tamamlar, daha fazla geciktirmeden aşağı, Yeonjun'un yanına inebilirdi.

Bebek adımlarıyla, duvara yaslı makyaj masasının önüne ilerledi. Yumuşak taburesine oturup aynadaki aksine kısa bir bakış atmasının ardından, bileziğin ses çıkartmamasına dikkat ederek ellerini kaldırdı, siyah saçlarının arasından geçirip bir araya getirdiği yoğun tutamları başının arkasında topladı. Başını yana doğru çevirip göz ucuyla bunun gün için uygun olup olmayacağına dair bir değerlendirme içerisine girse bile, üzerine fazla düşünmeden her gün özenle bakım yaptığı saçlarını toplamaya başladı. Çok uzun sürmemesine dikkat ederek çabucak işini bitirdi ve bir sonraki adım olarak yan yana dizili bir düzine rujundan birini seçerek dudaklarına yedirmeye başladı. Karanlıkta tam olarak seçemediği için aynaya biraz daha yaklaşıp ruju taşırmadığından emin olduğu sırada, uyuduğunu sandığı eşinin boğuk çıkan sesini duymuş ve kendisine hakim olamadan olduğu yerde sıçramıştı.

little follower 'taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin