Sararmış yaprakların güne merhaba deyişiyle uyanmak gibisi yok . Sabahın erken saatleri ve pencereme azar azar dokunan yağmurun sesi . Yanı başımda oturan Zeyna . Sıcacık yatağımdan kalkmam için derin bir miyavlama sesi . Evet ,başardı beni yatağımdan kaldırdı .
Kırgınlık vardı . Burnumu çekmem ile hapşırmam bir oldu . Peçeteyi kaptığım gibi Zeynayı kucakladım . Onu sevmek beni başka dünyalara götürüyordu . Kahverengi ve elips şeklinde beyaz tüyleri . Ah bebeğim sen ne kadar güzel bir meleksin ...
Mutfağa geçtim . Zeynanın kahvaltısını hazırladım . Çok acıkmışa benziyordu . Canım benim ...
Aslında kahvaltıyı beraber yapabilirdik . Yeni uyanmama rağmen bende acıktım . Zeytini ve peyniri masama koymakla başlayabilirim . Ardından yumurta . Mmm nefis gözüküyor. Sağıma soluma bakmadan direk yemeye daldım . Zeynam yemeğini bitirmiş ve bana şaşkınlıkla bakıyordu . Evet komik bir haldeydim . Zeyna ile bakışmaya devam ederken telefonum çaldı . Özel numaraydı . İlk başta açıp açmamak arasında kaldım . Sonra "nolucak sanki beni mi kaçıracaklar" düşüncesiyle açtım . Kalın bir erkek sesiydi "kapıyı aç " dedi . Evet , sadece bunu dedi ve kapattı . Korktum . Çünkü ev şehir merkezinden uzak . Kafa dinlemek için geldiğim bahçeli bir evdi .
İlk önce pencereden dışarı baktım . Tek bir araba bile yoktu -benim arabam hariç - . Kapıya gittim delikten baktım yine kimseyi göremedim . Korkarak elimi kapının koluna doğru götürmeye başladım . Hafifçe kolu büktüm ve yavaş yavaş kapıyı açmaya başladım . Rüzgarın sesinden başka hiç bir ses yoktu . Evet ,hafif hafif birşeyler duydum . "Ne! Bir helikopter yaklaşıyor . Bir dakika gerçekten anlamadım o, o içindeki kim? " Kafamda bin birtürlü soru .
"Mert evet o Mertdi . Ama onun helikopterde ne işi vardı ki ?. " Helikopterden bir şey saldılar ve ve ve "Kardelen benimle evlenir misin ?" Mutluluk gözyaşlarım yere damlıyordu ama şuan ağlamanın vakti değildi iki şık vardı . Evet veya hayır . Ben buna hzırmıydım . Hayır hazır değildim ama onu herşeyden çok seviyorum .
"Meert seni çok seviyorum sevgili . Evet evet evet..."
Helikopter yavaş yavaş indi . Mert bana doğru geliyordu . O kadar heyecanlıyım ki anlatamam .O diz çoktü ve elimi ona doğru götürdüm minik parmaklarıma o yüzüğü taktı . Şuan gerçekten ağlıyordum . Kalktı . Bana sarıldı . Ama öyle bir sarılma değil . İçten içe , kokularımız bütünleşmiş gibi, o beni ben onu tamamladık . O ,ben artık yok hayatımızda . Çünkü biz varız ...
Elimi tuttu içeri doğru geçtik . Kapıyı kapattık. İkili koltuğa oturduk ."mert üşümüşsün tatlım ben sana kahve yapıp getiriyim ." Mert başını salladıktan sonra hızlı adımlarla mutfağa geçtim . Hiç yaşamadığım hisler , sahiplik duygusu ,aşk ,sevgi ,şaşkınlık ,mutluluk . Hepsi birbirine karışmış gibiydi .
Düşüncelerime biraz ara verdim ve kahveyi yapmaya başladım . Malzemelerini koydum ,güzelce karıştırdım . Sırada ısıtma işlemi vardı biraz bekledim . Elimi belime koydum düşünüyordum . Sebepsizce ...
Kahveyi ocaktan aldım yavaş adımlarla odaya yürüdüm . Eline doğru götürürken beni kendine çekti . Kahveyi masaya koydu . Elleri belimde geziyordu dudakları dudaklarımda . Bende ellerimi beline doğru götürdüm . Arkada plak çalıyor tabi bir kaç tane de mum . Ne güzel bir hismiş biz olmak....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biz
RomanceKardelenin kedisi ile birlikte kafa dinlemek için gittiği şehir merkezinden uzak bahçeli bir evde ne gibi bir şaşkınlık yaşıyacak acaba ?