Mert gelene kadar

26 4 2
                                    

    Buraya geldiğimden beri Mert ile yüzyüze hiç görüşmemiştim . Yaklaşık üç haftadır burdayım . Onu gerçekten çok özlemişim . Akıllarda bir soru neden ben buraya tek geldim neden mertle gelmedim . Çünkü buraya gelmeden önce mertle çok saçma bir konu için kavga etmiştik . Bende biraz ayrı kalalım dedim . Birbirimizi kırıyorduk . Belki uzaklaşınca özleriz ve hatamızı farkederiz . Ayrıyaten evde bunalıma girmiştim huzur bulmak istiyordum . Her akşam evde bir kavga dövüş . Annem zaten merti bildiğinden beri bana sitemli davranıyor . Yaşamaktan sıkılır hale gelmiştim . İşte buraya tek gelmemin sebebi bu  . Doğal olarak merti özlemişim . Canımdan çok sevdiğimi bir kere daha hatırladım .

      Yalnızlık hissi çok güzel birşey . Sadece ikimiz ve başbaşa . Herşey serbest ,günler birbirini kovalamıyor . Sıkıntı yok dert yok huzur vardı burda . Hayatımda bulamadığım hisleri burda bulmuştum . Gülüşmeler , sevişmeler ... Hepsi bu dört duvar arasında . Dışardaki kırmızı, kahverengi,sarı ,turuncu yaprakların teker teker ağaçtan ayrılma anı ,işte bu kadar mükemmel olabilir .

        Her şey o kadar ani bir şekilde gerçekleşti ki hala şokumu atlatamadım sanırım . Öyle havaya bakıyordum sadece bakıyordum . Ve arkadan bir ses
"Ballı kaymağım soframız hazır . Zeynayıda alıp gelebilirsin "
    
       Arkadan bir ses demem yanlış oldu sanırım . Evet , arkadan huzur dolu bir ses . Bu tamamladı sanırım . Herşey harika olduğuna göre Zeynayıda alıp gidebilirim .
 
      "Geldik ballı kaymağım " ortada harika bir  kokulu mum . Mumun  sağ tarafında sosis ,zeytin ,peynir ,krep sol tarafında ise yumurta ve sürme çikolata vardı . Mmm nefis görünüyor. Göz yaşım pıt . Ne kadar duygusalım . Kötü mü evet .  Çünkü Duygusallık sınırını aşıyorum . Yerimden kaktığım gibi Merte sarıldım ve boynuna kırmızı bir öpücük kondurdum . O da beni kucağına aldı ve döndürebildiği kadar döndürdü . Ellerim  boynunda geziyor , alnı alnımda . Keskin bir koku ....

       Beni kucağından indirdiği an gözüm Zeynaya kaydı . Sanki bize hayranlıkla bakıyordu . Küçük bir gülümsemenin ardından kahvaltıya sıra gelmişti . Yiyeceğimiz kadar yedik ve koyu bir sohbete daldık . Gözleri gözlerime bakıyor . Öyle işte yaa bakıyor . Sadece bakıyor ....

       "Tatlım telefonum çalıyor ben bakıp geleyim " birde ne göreyim annem arıyor . Arıyor değilde aramış aramış aramış .... 7 kere aramış da ben duymamışım . İşte şimdi canım sıkılmıştı . Ben ne dicem anneme . Neyse hayırlısı ...

       "  Aloo .Aferin kardelen . Niye açılmıyor  bu telefon söyle bakalım "
       "Anne "
       "Efendim yavrum "
       "Şey "
       " Lafı geveleyip durma kardelen "
       " Ya mert geldi onla beraberim şuan "
       "Kızım sen ne diyorsun siz evli değilsiniz ordan çıkacak mert . Ben ona, sana sahip çıkacak kadar güvenmiyorum"
        " Anne ben yarın oraya geliyorum her şeyi anlatıcam . Şuan konuşmayalım olur mu . Lütfen "
        " Düşündüğüm şeyler olmasın kardelen "
        " Tamam anne olmaz merak etme "
        " Hadi görüşürüz kızım "
        " Görüşürüz anne "

     
      " Tatlım kimdi o ?" Sıkılmış bir şekilde  mutfağa doğru yürümeye başladım
      " Mert annem aradı . Yarın gidip açıklıcam yoksa yakamı bırakmaz . Neyse ya boşver şuan bunları düşünmek istemiyorum "
       "Sıkıntı yapma dediğin gibi boşver . Sen odaya geç ben burayı toplayıp hemen geliyorum "
      
       Hızlı adımlarla odaya doğru yürüdüm . Pencerenin kenarındaki koltuğa uzandım . Kara kara düşündüm . Tabii mert gelene kadar . Sanırım bu dünyadaki bütün kötülükler mert gelene kadar . Umarım hep öyle olur . Mert gelene kadar . O geldikten sonra herşeyi unutmak istiyorum biz olmayı her an yaşamak istiyorum .....
 
       Bakalım yarın bizi neler karşılayacak ....

BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin