♢1♢

7.7K 434 298
                                    

Küçük Jimin, parkta oradan oraya koşup eğleniyordu. Jimin'in ısrarı üzerine annesi Jimin'i zorla da olsa parka getirmişti. Şimdi ise Jimin heyecanlı bir şekilde bütün oyun aletlerini deniyordu, tabii annesinin onu izlediğini bilmeden.

Jimin biraz daha oynadıktan sonra ileriden gelen ses ile olduğu yerde durmuştu, ses çok yakından geliyordu.. sanki bir kedi sesi? Jimin sesin geldiği yere doğru yürüdü, tabii peşinden annesi de geliyordu ama küçük onun farkında bile değildi.

"Miyav~" Jimin duyduğu net ses ile daha da heyecanlanmıştı, çalılıkları da aştığında gördüğü şey kalbi için hiç de iyi değildi. Karşısında küçük ve gri renk bir yavru kedi duruyordu. Küçük siyah gözlerini dikip Jimin'e baktı. Jimin de aynı şekilde ona baktı.

"Meyhaba seviymli şey." Jimin yavaş şekilde elini kedinin patisine değdirdi, değdirmesi ile elektrik almış gibi elini hemen geri çekti. İkisi de birbirine sadece bakıyordu, ta ki Jimin annesinin sesini duyana dek.

"Jiminie ne yapıyorsun burada?" Jimin eliyle kediyi gösterdi.

"Aynne bak, çok şekey değil mi?" Annesi kediyi görmesi ile gülümsemişti, belki de oğluna bir küçük arkadaş almalıydı? Zaten Jimin de evcil hayvanı olması için annesine yavarıyordu.

"Sevdin mi tatlım?" Jimin kafasını olumlu olarak aşağı yukarı salladı.

"İstersen onu sahiplenebiliriz." demesi ile gözleri parıldadı ama kısa sürdü çünkü aklına gelen şey ise,

"Ama aynnesi yok mudur oynun? Ya onu alıysak üjüymez mi?"

"Baksana Jimin, annesi onu bırakmış herhalde. Hem daha 3 aylık gibi bir şey, onu sahiplenip bakmak istemez misin? Yoksa burada insanlar ona zarar verebilir veya açlıktan ölür."

Jimin ellerini hemen yavru kedinin tüylerine götürdü. Kediden mırlamalar çıkıyordu, nedense Jimin buna gülümsemişti. Jimin yavru kediyi yavaş ve nazik bir şekilde kucağına alıp annesini takip etmeye başladı.

Jimin kediyi minderin üstüne oturtup kafasını okşamaya başladı. Birden kedi miyavlamaya başladığında canını yaktığını düşünüp hemen elini geri çekti. Halbuki kedi aç olduğu için ağlıyordu.

"Ayne! Kedicik ağlıyoy!" Annesi hemen yanlarına gelip kediye baktı,

"Aç olabilir tatlım." deyip mutfağa gitti ve dolaptan sütü çıkarıp bardağa doldurdu. Çekmeden şırıngayı çıkarıp sütü içerisine doldurdu ve salona geri döndü. Şırınga ile geldiğini gören Jimin hemen panik olup yavru kediyi kendine çekti.

"Jimin-ah ne yapıyorsun?"

"Ona iğne mi yapaşaksın?"

"Hayır tatlım şırınganın içerisinde süt var, daha küçük olduğu için kendisi içemez. Ona kendim içireceğim." demesiyle Jimin yavru kediyi kucağından indirdi. Annesi kediyi kucağına alıp şırınga ile sütü içirmeye başladı, sütü bebekler gibi emerek, iştahla içiyordu.

Annesi yavru kediyi kucağından indirip mindere koydu. Yavru kedi ikisi de tatlı bir şekilde bakıyordu, Jimin yine kalp atışlarının hızlandığını hissetmişti.

"Cunkuk." Annesi Jimin'e anlamsız bakışlar atmaya başladı.

"Anlamadım?"

"Cunkuk, adı cunkuk oylsun." demesi ile birlikte annesi güldü.

"Jungkook mu demek istiyorsun?"

"Eveyt güzey değil mi?"

"Güzel bebeğim ama cinsiyetini bilmiyoruz daha. İsim koymak için çok erken."

"Beynce bu kedicik erkek."

"Ama memeleri var tatlım."

"Ee benim de vay." Annesi kahkaha atmıştı.

"Peki peki adı Jungkook olsun. Yarın onu veterinere götürüp cinsiyetini öğreniriz hm?"

Jimin başını salladı. Annesi odadan çıkınca kediyi incelemeye başladı. Kedi ona siyah irislerini dikmiş, sevimli bir şekilde bakıyordu.

"Hey, pişicik lüffen eykek çık tamam mı? Eğer eykek çıkaysan şana istediğin kadar mamacık alıyım." diyerek gülümsedi. Gülümsediğinde gözleri kısılırdı ve hiçbir şey göremezdi. Jungkook ise küçük patileri ile Jimin'e biraz daha yaklaştı.

"Bu ayada adını şevdin mi Cunkuk?" Kediye parlak gözlerle bakmaya başladı. Jungkook da Jimin'e aynı vaziyette bakıp Jimin'e sürtünmeye başladı.

"Güzey, demek şevdin." Jungkook mırıldanmaya başlayınca Jimin Jungkook'u kucağına alıp tüylerini okşamaya başladı. Kedinin güzelliğine o kadar dalmıştı ki annesinin kendisine seslenmesini bile zor duymuştu.

"Jimin, Jungkook'u getir de yıkayalım oğlum! Sonuçta dışarıdan getirdik." Jimin kucağında Jungkook ile beraber ayağa kalkıp annesinin yanına gitmeye başladı.

"Geliyoyum!" Tabii küçük kedi ne olduğunu anlamadığı için siyah irisleri ile etrafa öyle bakakalmıştı.

●●●

Melez-sahip hikayeleri ne kadar klişe de olsa çok hoşuma gidiyor ve yazmak çok eğlenceli. Umarım güzel yazabilirim.
Oy verin ve yorum yapın lütfen. ♡

Hybrid Cat | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin