♢16♢

2.9K 276 102
                                    

5k için teşekkürler~ 💟

●●●

3 Yıl Sonra 《Jimin 19 yaşında》

Pişmandım, hem de deli gibi pişmandım. Onsuz geçen tam tamına üç yıl. Eğer zamanı geri alabilseydim kesinlikle ona öyle davranmazdım. Tamam, sinirliydim. Fazla tepki göstermiştim. Ama Tanrı aşkına sizce de çok saçma değil mi? Hoşlandığınız kişi, kaç yıldır dost gibi olduğunuz kediniz çıkıyor. Kandırıldığımı düşünmüştüm, o an sadece sinirliydim. Ergenlikten dolayı da düzgün düşünememiştim. O günden sonra Jungkook'u bir kere bile olsa görmemiştim. Umudu kesecek duruma geldim artık ama hâlâ içimde küçük dahi olsa bir umut var. Bu üç yıl benim için çok zor geçti, hatta cehennem gibiydi diyebilirim. Son 1 yılda zar zor toparlanabildim. Taehyung'un çok yardımı oldu tabii.

Şimdi ise Taehyung ile ortak açtığımız kafeye doğru adımlıyordum. 'Vmin's Cafe' Gördüğüm yazı ile gülümsedim. Bir yıldır bu kafeyi işletiyorduk ve annem harika pastalar yapıp satıyordu. Tabii kazandığımız paralar, Tae ve benim üniversite harçlığımıza katkı sağlıyordu. Kafeye girdiğim an ışıklar birden sönmüştü. Gözlerim hızlıca etrafı taradı, karanlığa alışmasını beklerken kolumdan tutulup çekilmem korkumu iki katına çıkarmıştı.

"İYİ Kİ DOĞDUN JİMİN!"

Duyduğum 1'den fazla ses, ardından ışıkların açılması. Elindeki pastayı gülümseyerek tutan annem ve arkadaşlarım. Doğru ya bugün benim doğum günümdü. Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki kendi doğum günümü bile unutuvermiştim.

"İyi ki doğdun küçük prens!"

Taehyung'un sıkı kollarıyla bana sarılması beni mutlu etmişti. Yüzünde hiç eksik olmayan o kare gülüşü ve dağılmış kahve saçlarıyla çok hoş görünüyordu. Her zamanki gibi. Elinde tuttuğu mavi hediye paketini bana verdi, üstünde de küçük bir not vardı. Tam okuyacaktım ki-

"Jimin! Sonra bakarsın, bu gün senin gecen dostum. Tanrım, küçük Jimin'im büyüyor!"

Elimde olan mavi hediye paketini bir köşeye atıp beni ortaya çekmişti. Gözlerine taktığı kırmızı güneş gözlüğü ile oldukça komik gözüküyordu. Elindeki müzik çaları başlatıp köşeye koydu. Çalan eğlenceli müzik ile herkes dans etmeye başlarken annem ise köşede Tae ve beni video kaydına alıyordu. Elime tutuşturulan meyve suyu ile kare gülüşlü arkadaşıma baktım. On dokuz yaşıma girmiştim yani artık yetişkindi ve meyve suyu mu içecektim? Cidden mi? Boş verip tek dikişte içtim, seviyorum sonuçta. Annemin yaptığı belliydi çünkü tadı çok güzeldi. Taehyung kolumdan tutup beni çevirdiğinde yaptığı hareket çok hoşuma gitmişti, sanki ben prensestim ve o da bir prens gibiydi! Ben de aynısını ona yaptığımda kahkaha attı. Gözlerim tekrar etrafı taradığına kafenin giriş kapısının pervasına yaslanmış tahminimce benden büyük olan bir adam dikkatimi çekmişti. Siyah gömleği kaslı göğsünü belli edercesine, siyah kot pantolonu ise kaslı bacaklarını güzel bir şekilde sarmıştı. Saçları yandan ayrılmış, dudaklarını birbirine bastırmış gözlerimin içine bakıyordu. Gözleri o kadar tanıdıktı ki.. O an kolumdan çekilmemle geriye sendelemiştim. Jin hyung ağzıma tıktığı pastadan bir kendisine bir de bana zorla yedirtmeye çalışıyordu.

"Hyung! Dur öleceğim birazdan." dememle kahkaha atmıştı. Tanrım..

"Doğum gününde ölmeni istemem ufaklık!" demesiyle göz devirdim. Tekrar kapı pervazına baktığımda o gördüğüm yabancı orada yoktu.

Parti bitmişti. Çok fazla içip çok fazla şey yemiştim, zorla. Kafenin pisliğini temizleyip herkes evine dağılmıştı, ben hariç. Şu an bana verilen hediyeleri toplamakla meşguldüm. Hediyeleri bir torbaya koyup poşetin ağzını bağladım. Nasıl olsa yarın da ilgilenebilirdim onlarla. Son kez kafenin içini kontrol etmemle birlikte gözüm köşeye atılmış mavi hediye kutusuna takıldı. Adımlarım benden izinsiz o yöne doğru gitmişti bile çoktan. Elime aldığım hediye kutusuna bir süre öylece baktım. Beyaz kurdelesi vardı ve.. bir not kağıdı? Buruşturulmuş not kağıdını düzleyip okumaya başladım.

Hybrid Cat | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin