Jungkook duyguğu ses ile gözlerini araladı, bugün haftasonu idi. Jimin evde olmalı diye düşünüp yataktan atlayarak salona doğru ilerledi. Jimin yarı çıplak bir şekilde gözleri kapalı koltukta oturuyordu. Jungkook bu manzaraya karşı yutkundu. Jimin pati seslerini duyunca gözlerini aralayıp Jungkook'a baktı.
"Günaydın~" Jungkook, Jimin'in bu sevimli hâline dayanamayıp kucağına çıktı.
"Miyav~" Jimin, Jungkook'u kollarının arasına alıp tüylerini okşamaya başladı.
"Gelecek olan misafirlerimiz var Jungkook, kuzenim gelicek. Birde arkadaşını getireceğini söyledi." Jungkook, Jimin'in kucağından inip koltuğa yayıldı. Kapı zili ile ikisinin de bakışı oraya çevrildi. Jimin'in ayağa kalkıp kapıyı açması ile kucağına atlayan Taehyung bir olmuştu.
"Günaydın Chim!" Jimin göz devirdi.
"Günaydın Tae." Taehyung koltukta yayılan Jungkook'u görür görmez yanına gidip kucağına aldı. Suratına küçük öpücükler kondurmaya başlamıştı bile.
"Miyav! MİYAV!" Jimin ikisinin bu hâline kıkırdadı.
"Taehyung kedimi biraz daha sıkarsan eğer öldüreceksin. Bırak artık, Jungkook senden bıktı." Taehyung dudak büzüp Jungkook'u kucağından indirdi. Jimin üstüne bir gömlek giyip yanına da cüzdanını aldı.
"Neyse.. Tae! Benim alışveriş yapmam gerek, akşam kuzenim gelicek. Jungkook ile evde durur musun? Niye soruyorum ki, duracaksın zaten. Mümkünse eve geldiğimde kedimi canlı bulayım, ben kaçtım görüşürüz!" Kapıyı çarpıp kendini dışarı atmıştı bile. Taehyung ise sırıtarak Jungkook'a bakıyordu.
"Hadi ama kedicik! Korkma benden. Ne yapayım Lora'dan bile tatlısın, neyse.." Taehyung mutfağa doğru adımladı. Bunu fırsat bilen Jungkook, Jimin'in odasına son hız koştu. İnsan formuna dönüp kapıyı kapattı.
"Lanet olsun sana Jimin.. Beni bu deli ile evde nasıl bırakırsın?" diye söylenmeye başladı. Aynada kendisine bakmak ile o kadar odaklanmıştı ki, kapıyı açmış Taehyung'u bile fark etmemişti. Ta ki Taehyung'un elindeki kase yere düşene kadar. Jungkook korkulu gözlerle Taehyung'a baktı, şimdi sıçmıştı işte.
"J-jungkook?" Jungkook ne diyeceğini bilmiyordu.
"AMAN TANRIM! BİZİM JIMIN'E BAK, EVE ERKEK ATMIŞ!" Kahkaha atmaya başlamıştı. Jungkook ise avcunun içi ile alnına vurdu.
"B-bak sandığın gibi değil! Açıklayabilirim."
"Kook! Siz ne ada sevgili oldunuz da benim bundan haberim olmaz? Hâlbuki Jimin her şeyini bana anlatırdı." Son cümlesiyle dudaklarını büzmüştü.
"Taehyung şimdi sana anlatacağım şeylerden sonra gülme tamam mı?"
♢
"Yani sen bizim Jungkook'sun, 'kedi' olan?" Jungkook göz devirdi, yaklaşık bir saattir bu soruyu soruyordu.
"Evet Taehyung, bak biliyorum şaka gibi ama.. gerçek işte."
"Vay be! Jimin öğrense kalp krizi geçirir dostum."
"Bak bu aramızda kalacak tamam mı? Bizim küçük sırrımız olarak."
"O zaman sen.. Jimin'in senden hoşlandığını da biliyorsun?"
"Evet.."
"Ya sen?"
"Ne ben?"
"Sen de ona karşı bir şeyler hissediyor musun?"
"Tabii ki! Yani şey-"
"Cidden yakışıyorsunuz ha! Hemen Jimin'e çıkma teklifi et."
"Saçmalama, daha çok erken."
"Pekala, ne zaman hoşlandığı çocuğun kedi olduğunu öğrenicek?"
"Bilmiyorum.. Yani söylediğimde ne tepki vereceğinden korkuyorum. Baksana sana anlattığımda bayıldın! Seni zar zor ayıltabildim."
"Haklısın, ben bayıldıysam Jimin'in kalpten gitmese iyidir." Kahkaha patlattı.
"Birde beni kedi formumda öpüp durma, sinir oluyorum sana." Taehyung göz devirip konuşmaya başladı.
"Aiah! Öpmem bundan sonra zaten."
"Ayrıca Lora'dan neden hoşlanmadığımı da anlamışsındır artık?"
"Evet, evet ve tekrar evet-" Konuşmasını bölen şey aşağı kattan gelen kilit sesiydi. Jungkook hemen kedi formuna dönüp Taehyung'a yöneldi.
"JIMIN SEN Mİ GELDİN?" Aşağıdan gelen poşet sesleriyle Jimin olduğunu anlamışlardı.
"Eveet! Ben geldim, keyfinize bakın." İkili odadan çıkıp Jimin'in yanına geldi.
"Vay, akşama büyük ziyafet bizi bekliyor desene." Göz kırpmayı da unutmamıştı.
"Aynen öyle, ah markette belki Jungkook'u görürüm diye biraz oyalanmış olabilirim." Taehyung'un bakışı hemen ona bakan kediye döndüğünde ikisi de yutkundu."
"Ah! Öyle mi? Başka zaman görüşürsünüz canım! Birde şu meşhur kuzenini merak ettim doğrusu."
"Ben de merak ediyorum, üç yıldır görüşemiyorduk. Telefonda çok yakışıklı olduğunu söyleyip duruyor." dedi ve kıkırdadı. Jimin kendisini izleyen Jungkook'u görüp kucağına aldı.
"Bebeğim, neden öyle bakıyorsun? Veterinere mi götürsek seni? Kaç yıldır çiftleşmiyorsun. Oysa kızışma dönemlerinde hep seni izliyorum. Bir aksiyon göremedik kkk." Taehyung kahkaha attı.
"Neden acabaa?" Jungkook yutkundu, Taehyung sırrını biliyordu. Böyle şeyleri ima ederse utançtan ölebilirdi.
"Jungkook'u bir gün veterinere götürelim Taetae."
"Neden ki? Küçük Jungkooklar mı görmek istiyorsun? kkk."
"Evet! Bebişimin çocuklarını görmeye hakkım yok mu?" Birlikte gülüştüler. Jungkook ise kendisine yapılan her imada utançtan ölüp ölüp diriliyordu.
●●●
Selaam! Nasılsınız bakalım?
Bölümlerin uzunluğu iyi mi? Yoksa daha kısa veya uzun mu olsun? Okurken sıkılmanızı istemem.
mma black swan jikook performansı.. HALA ETKİSİNDEYİM
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
